Yüzde doksan dokuz sabotaj ne demektir?

Ana muhalefet lideri  Sayın Kılıçdaroğlu, Afyondaki cephaleik patlaması için yüzde doksan dokuz sabotajdır, demiş.

Sayın Kılıçdaroğlu, kaza ihtimalini yüzde bir olarak değerlendiriyor, bu duruma göre. Durum kendisine sorulunca, daha doğrusu gazeteciler sıkıştırınca; "Bu tartışılıyor arkadaşlar" deyiverdi gerçi ama bu oranlama daha epeyce sorulacak belli ki kendisine.

Son aylarda, ulusal ve uluslararası terör konsorsiyumunun topyekün hücuma geçtiğini gözlemliyoruz. Özellikle Suriye süreci, Türkiyedeki terörü iştahlandırdı. Bu iştah sadece ülkeyi bölmeyi amaçlayan terör de değil, muhalefet çevreleri de bu kargaşadan bir iktidar çıkarabilir miyiz iştahına kapıldılar.

Her gün şehit haberlerinin ballandırıla ballandırıla muhalif gazete manşetlerine çıkarılması, "artık şu Tayyipten kurtulalım konsorsiyimu"nun ucuyu nereye varırsa varsın noktasına geldiğini gösteriyor.

Ne çare ki, bu süreç iktidarı yıpratmak yerine oylarını artırıyor; son yoklamalara göre AK Parti  rakipleriyle aradaki farkı yüzde 30'a çıkarmış bulunuyor.

Siyasilerdeki garabete bakın ki, birisi kendisini kaçıran(!) teröristlere "bunlar iyi çocuklar" diyor; birisi terörün bile üstlenmediği patlamayı yüzde bir sapmayla teröre mal ediyor; birileri de zaten büyük bir aşkla terörist kucaklıyor...

Teröristle sarmaş dolaş olan bayan milletvekili, "ben barışa sarıldım" diyorsa da, gözlerimizin önünde cereyan eden sarılma pek de "barışa" sarılma değil...Omuzu silahlı teröristin adı "barış"sa ona diyeceğimiz yok tabii...

Sayın Kılıçdaroğlu'nun oranlamasının da kaçar yanı yok. Gerçi bu konularda kıvraktır kendisi ama bu defa, yüzde birlik ihtimal kaçmasına yetmeyecek. Zira, koskoca yüzde doksan dokuz pek "tartışılan durum" ihtimaline girmiyor.

Tabii, bir de engin tecrübelerini siyasilerle paylaşan adı belirsiz emekli  generaller var. Onlar da, "şu Tayyipten kurtulalım artık konsorsiyumunun" bir ayağını oluşturuyorlar. Kendilerinin bu konulardaki "uzmanlık"larına saygımız vardır elbette; ne de olsa 35 yıllık "başarısızlık" söz konusu!

Gerçi biz de, terör tecrübelisi bir toplum olduk. Uzman muzman olmamıza gerek yok. Sade vatandaşlar olarak da terör konusunda, leb demeden leblebiyi anlar hale geldik.

Ve birileri  çokça "leb" demeye başladı şu günlerde. Leblebi'nin on yıllık AKP iktidarından kurtulmak anlamına geldiğini biliyoruz, bilmeye de bunun, bedeli ne olursa olsun, noktasına gelmesini anlamıyoruz.

Bu bedel, sizin bile taşıyamayacağınız bir bedel olmasın beyler!