Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zaman seni bir yakalarsam...

Zaman seni bir yakalarsam...
 

Aslında bir mesaj üzerine yazıyorum bu blogu. Bir mesajmış bana gerekli olan hiçbir şeye vakit ayırmadığımı düşündüm ve yazı yazmaya vakit ayırsam ne güzel olur dedittirdi bana bu mesaj. Bende şaşırdım ama... Büyümeye iyice taktım kafayı. Okulumun bitmesine 1 yıl kaldı ve iş korkusu gitgide büyüyen bir göktaşı gibi dünyaya çarpmaya hazırlanıyor. Geçenlerde bir derste en önde oturuyordum ve hocamız haftaya sınavımız olduğunu belirtti. Benda gayri_ihtiyari;
-Maalesef hocam
deyince adam;
-Neden maalesef Yağmur? diye sordu. Bende;
-Hocam zaman ne kadar çabuk geçti, hiçbir şey anlamadım, monokottillerden sonra dikotillerde bitmeye yanaştı, ne nasıl oldu farkında değilim dedim. Hoca;
-Ne sandınız arkadaşlar. Önce vizeler sonra finaller, sonra gelecek yıl bir bakmışsnız mezunsunuz, ardından bir bakmışsınız işsizsiniz. Son kısmı hocayla birlikte tamamladık.

Doğrusunu söylemek gerekirse para kazanamayacağımı düşünmüyorum, bu ülkede 5 kuruşta olsa para kazanamayanlara şüpheyle bakıyorum. Düşündüğüm şey kendi mesleğimi icra edemeyecek olmanın verdiği sıkıntı. Fen edebiyat fakültelerinin amacı bilim insanı yetiştirmektir. Ve bu işi her yıl her bölüme 100 küsür öğrenci alarak yapmaya çalıştıkları için bu fakülteler arada fakültelerdir. Mezun öğrenciler formasyon alıp öğretmenlik mi yapacaklar yoksa atamaların sıfır olduğu ülkemizde bu fikirden vazgeçip akademik kariyer mi yapacaklar? Diğer bir seçenekte laboratuarlar ve özel sektörde kısıtlı iş imkanları.

Kesinlikle gelecekten umutsuz değilim. İnsan düşündükleri kadar büyüktür, fakat; benim senin onunla olcak işler değil bunlar. Sistemin bir yerlere gelebilmesi gerekiyor. Aslında bunları şunun için anlattım. Büyüdükçe kendimize, çevremize, istediklerimize ayırdığımız vakitler o kadar kısalıyor ki. O kadar olağanlaştı ki durumdan şikayetçi bile olamıyoruz. Arkadaşımıza dert yanamıyoruz; ''Neden beni hiç arayıp sormuyorsun?'' diyemiyoruz. Çünkü biliyoruz ki artık lisede değiliz, artık harala gürele savaştığımız ÖSS sınavına hazırlanmıyoruz. Artık koskocaman bir hayatın kucağındağız ve hayat bize ufaktan ufaktan selam veriyor, bizi kendi konağına buyrun ediyor. Düşünüyoruz ki konakta neler olacak? Hangi oda bana ayrılmış ve içine girdiğim oda yaşanılmaz haldeyse ben onu nasıl yaşanılabilir bir hale getirebilim? Düşünüyoruz ki konaktaki süprizler ne olacak ve düşünüyoruz ki biz kendimizi olacaklara nasıl hazırlayacağız. Kimi zaman yaptıklarımızın farkında olmadan, kimi zamanda dopdolu hayaller içinde hazırlıyoruz kendimizi geleceğe. Ve vakit bulamıyoruz kendimize, annemize, yapmak istediklerimize, karşı komşumuza, arkadaşımıza, dostumuza... Sınavlar, kurslar, iş tecrübesi edinmek istemeler vs vs. Yani demek istiyorumki grafiğin en sivri tepesindeyiz ve vaktin bulunduğu nokta nedense bizimle alay eder gibi... (gülücük)

Ama biliyorum. Gün gelecek bu ülkede gençlik rahat bir nefes alacak. Eğitim sistemi ile ilgili sorun kalmayacak. Sosyal, düşüncesini söyleyebilen, kendini ifade yeteneğine sahip nesiller oluşacak ve vakit ayrıdıklarmızla mutlu olacağız.

 
Toplam blog
: 8
: 407
Kayıt tarihi
: 19.12.06
 
 

1987 Bursa doğumluyum. İlgimi devamlı edibi ve siyasi konulara yöneltmek istediğim halde eğitim sist..