Zaman Üzerine...

Şöyle bazen düşünüyorum da…

Zaman olgusu üzerine… Zaman mefhumu konusunda hiç duyarlı olduğumuz söylenemez.

Zaman en kıymetli hazinemiz. Zaman, tekrar tekrar arttıramayacağımız en büyük “servet”imiz.

Gerçekten de zamanı kullanmada çok mahir olduğumuz söylenemez. Hayatın hayhuyunda, keşmekeşinde, debdebesinde, zaman dediğimiz en büyük zenginliği bir çırpıda harcayıveriyoruz.

Hâlbuki, zaman öyle harvurup savrulup, bir daha arkamıza bakmayacağımız bir “şey” değil. Bazen düşünüyorum da, gerçekten de ülkemizde zaman ve tv seyretme üzerinden oyunlar oynanıyor. Araştırmalar ve istatistikler gösteriyor ki, yurdum insanı “zamanını” iyi kullanmıyor. Yine çokça düşünmüşümdür: Ülkemizin emperyalist zihniyetler tarafından bir “psikolojik kurmacaya” tâbi tutulduğunu. Saatlerce tv başında geçirilen süreler ve bu süreler zarfında insanlarımızın “boş” şeylerle eylenmesi/eğlendirilmesi…

Hiç de öyle zamanı “değerlendirmek” olarak ileri sürülemez. Zaman da aynı “su” kadar aziz ve kıymetli bir olgu. Zamanları geri getirebilme olanağımız ve şansımız yok. Zamanı iyi kullanmak, özellikle “zaman yönetimi” üzerine yoğunlaşarak, zaman israfından artık vazgeçmemiz gerekmekte.