Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zaman yönetimi

Zaman yönetimi
 

Önceliklerimiz, kararlarımız ve farkındalıklarımız yaşamımızı etkileyen en önemli faktörler aslında. Fakat yaşamın telaşı ya da alışkanlıklarımız bizleri bazı önemli kararlarda engelleyici bir rol oynuyor.

Yaşamın çarklarına kendimizi kaptırdığımız anda, ayrıntıları unutup; bu çarkın öğüttüğü bir birey olarak benzeşen rutin bireyler olup, yüzeysel ve maddi boyutun ön planda olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Sorunları önceden fark etme yetimiz kayboluyor ve sorunlar ortaya çıktıktan sonra fikir ve çözüm üretmeye çabalıyoruz. Gündelik yaşam tarzı ön planda oldukça bu kısır döngü sürüp gidiyor.

Sahip olduğumuz bir çok değer ya da kavramı kaybettikten sonra anlayabiliyoruz, ama iş işten geçmiş oluyor.Yitip giden zamanı yönetemiyoruz…

Northwestern Üniversitesi İş İdaresi Bölümünde Zaman Yönetimi dersi profesörü master öğrencileri ile bir ders işler.

<ı>Profesör sınıfa girip karşısında duran dünyanın en seçilmis öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra, "Bu gün Zaman Yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız" der. Kürsüye yürür ve kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkartır. Arkadan, kürsünün altından bir düzine yumruk büyüklüğünde taş alır ve taşları büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başlar. Kavanozun daha başka taş almayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine döner ve "Bu kavanoz doldu mu?" diye sorar.

Öğrenciler hep bir ağızdan "Doldu" diye cevaplar. Profesör "Öyle mi?" der ve kürsünün altınaeğilerek bir kova mıcır çıkartır. Mıcırı kavanozun ağzından yavaş yavaş döker ve kavanozu sallayıp mıcırın taşların arasına yerleşmesini sağlar. Sonra öğrencilerine dönerek bir kez daha "Bu kavanoz doldu mu?" diye sorar. Bir öğrenci "Dolmadı herhalde" diye cevap verir."Doğru"der profesörve yine kürsünün altına eğilerek bir kova kum alır ve yavaş yavaş tüm kum taneleri taşlarla mıcırların arasına nüfuz edene kadar döker. Yine öğrencilerine dönerek "Bu kavanoz doldu mu?" diye sorar. Tüm sınıftakiler bir ağızdan "Hayır" diye bağırırlar. "Güzel" der profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi su alıp kavanoz ağzına kadar doluncaya dek suyu boşaltır. Sonra öğrencilerine dönerek "Bu deneyin amacı neydi" diye sorar.

Bir öğrenci hemen "Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün, daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır" diye cevaplar. "Hayır" der profesör, "bu deneyin esas anlatmak istediği "Eğer büyük taşları baştan yerleştirmezsen küçükler girdikten sonra büyükleri hiç bir zaman kavanozun içine koyamazsın" gerçeğidir". Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken profesör devam eder:
"Nedir hayatınızdaki büyük taşlar? Çocuklarınız, eşiniz, sevdikleriniz, arkadaşlarınız, eğitiminiz, hayalleriniz, sağlığınız, bir eser yaratmak, başkalarına faydalı olmak, onlara bir şey öğretmek! Büyük taşlarınız belki bunlardan birisi, belki bir kaçı, belki hepsi. Bu akşam uykuya yatmadan önce iyice düşünün ve sizin büyük taşlarınız hangileridir iyi karar verin. Bilin ki büyük taşlarınızı kavanoza ilk olarak yerleştirmezseniz hiç bir zaman bir daha koyamazsınız, o zaman da ne kendinize, ne de çalıştığınız kuruma, ne de ülkenize faydalı olursunuz. Bu da iyi bir iş adamı, gerçekte de iyi bir adam olamayacağınızı gösterir". Profesör, ders bittiği halde konuşmadan oturan öğrencileri sınıfta bırakarak çıkar...

Yaşadıklarımız karşısında şaşırıp oturmaktansa, taşlarımızın sırasını bilelim, farkına varalım.

Zaman geçiyor. Yaşamın yükünü daha rahat sırtlamak kendi elimizde , unutmayalım...

 
Toplam blog
: 94
: 840
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

1962 İnegöl/Bursa doğumlu ve İşletme Fak. mezunuyum. Özel bir kursta kurum müdürü olarak görev yapma..