Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '22

 
Kategori
Sosyoloji
 

Zaman

Zamanı asırlara, yıllara hatta saniyelere bile bölsek, tarif ve tanımını, filozofların dahi net koyamadığı bir kavram.

Bir saat bazen yıl kadar uzarken, geriye dönüp baktığımızda geçen seneler an kadar kısa gelir bize. Hele şu ramazan gününde yarım saatin, hatta bir beş dakikanın bir türlü geçmezken, akşam ezanı ile yatsı arasında ki birbuçuk saatin beş dakika gibi kısa bir zaman dilimi olduğuna şahitlik ederiz.

Zaman bazen bir nehir gibi akar giderken bazen bir göl kadar durağan ve durgundur. Zamanı yakalamak gerekiyor. Zamanla akmak. Bu Windows güncellemesi gibi bir şey. Eğer ki bunu yapamıyorsunuz, arda kalmışsınız demektir ve bir çok yeni sürüm programlar sizde çalışmadığı anlamına gelir fakat kişi bunu kabul etmeyip en mükemmeli kendi olduğunu düşünecektir.

 Zamanı değerlendirecektir ama o zaman onun kaldığı zamandır, hiçbir zaman o anı göremeyecektir. Bunu göremeyenler bir siyasetin içinde olduğu düşünülürse, herkesi kendi zamanına götürecektir.

İnsan, eşrefi mahlukat olarak zamanı yakalamalı, tutmalı ve bir mühendis gibi yeni şeyleri aramalı o zamanın içinde ki zaman elinde dursun; yoksa zaman kendiyle yarışanla akar gider ve biz onları bile görmeden bakar kalırız. Sonra neden gerideyiz tartışmalarının içinde bir çok mantık yaratır, kendimizi koymadığımız, yanlışlarla muhalif bir çizgide kalırız ve bağırırız.

İnsanlar, güce saygı gösterir ve taparlar. Bu söz ağır gelebilir, okunup geçilirse fakat tefekkür edilirse hakikat olduğunu kavrarlar. Allah(c.c)’ın, gücü kudreti olmasaydı, insanlar inanır ve taparmıydı? Ki O, zamandan ve mekandan münezzehtir. 

Zamanı iyi değerlendiren ve onunla akan kişi güçlüdür. Güç burada, Arenada ki boğalarda ki güç değildir. İnsanlar asıl gücün akıl olduğunu bilirler ve boğayı değil aklı temsil eden cılız matadoru desteklerler.

Hiç kimse bir dilencinin sözüne itibar etmez. Halbu ki dilenciler, hiçbir ilahiyatçının edemediği duayı ve belki hiçbir mecnunun söyleyemediği övgüyü söyler bize ama biz onun, o sözlerine itibar etmeyiz ve sadece çekip gitmesini isteriz başımızdan. Çünkü onlar güçsüzdür ve zamanın ardında kalalı çok olmuştur.

Zaman bizim kazancımız olmadığı takdirde, zamanla yarış edenlerin yanında dilenci gibi kalacağımız muhakkaktır.

 
Toplam blog
: 10
: 458
Kayıt tarihi
: 05.09.11
 
 

İyi bir öğrenci olduğumu düşünüyorum ve öğrenmeye çalışıyorum. ..