Zamanda yolculuk

İnsanoğlunun hayallerini süslemiştir hep zamanda yolculuk, geleceğe yolculuk yapıp olup bitecekleri önceden bilmek. Ne de güzel olurdu ama dimi? En azından sürekli konuşulan şu İstanbul depremini önceden haber verip tahmini 1 milyon kişinin ölümünü geciktirmek. Evet bunlar işin güzel kısmı. Peki ya gelecekte oluşabilecek güzel hoş sürprizleri önceden bilmek… Onun sürpriz etkisini ortadan kaldıracağı için tadına varamazdık herhalde. Tamamıyla işlevini kaybetmiş, miadını doldurmuş bir AB üyeliğinin kimseyi sevindireceğini zannetmiyorum.
Peki bu zaman içersinde yolculuklarda hep beklenen nedir, mevcut bu günden daha iyiye daha güzele ulaşılacağı umudu değimlidir.

- Olum var ya bundan 20 sene sonra biz bu işleri robotlara yaptıracağız ile başlamaz mı tembel arkadaşlarımızın konuşmaları.

Peki nedir bu gelecekte her şey daha güzel olacağın arkasındaki gerçek. Zannediyorum bu gün hakkındaki memnuniyetsizliğimiz olsa gerek.

Evet geçmiş kötü, gelecek güzel, rahat ve kolay. Bu kuralın işlemediği bir yer biliyorum ben. Zaman içersinde gelişme yerine gerilemeyi ve insanlara zorluk çıkarmayı kendine görev edinmiş bir yer burası. Bunun çeşitli bahaneleri ve açıklamaları var ve olacaktır da. Ama beni ve kişileri ilgilendiren sonuç kısmı. Bu da hüsran!!!

Bayramda aile ziyareti için İstanbul Büyükada’ya gittim. Dikkat edin anlatacağım olay metropol dediğimiz İstanbul’un en elit kişilerinin yazlıklarının bulunduğu bir yerde geçiyor. Gelişmemiş veya gelişememiş olmanın bahanesinin olamayacağı bir yer. Evet ziyaret diyordum. Ailem ile kaldığım ilk gece kardeşimin diş ağrısı sebebi ile hastaneye gittik.(devlet hastanesi). Olay burada kopmaya başlıyor. Bize kendilerinin dişe müdahale edemeyeceklerini söylediler. Anlayışla karşıladım. Olabilir hastane küçük ve diş bölümü olmayabilir. Sonraki soru diş doktoru var mı adada oldu.
–Biz bilmeyiz eczaneye sorun!!!
Hımmm….. Ona da Tamam. Eczanedeyiz. Diş doktoru var mı adada? Kocaman bir kahkaha ve...
– Siz şakamı yapıyorsunuz burası Ada burada olmaz!!!
Sanki kendisinden atom bombası yapma amacı ile malzeme istedim.
– Karşıya gitmeniz gerek(karşı Adalılar için İstanbul anlamına geliyor)
Ama Nasıl? Gemi yok bu saate!!!
- Valla belediyenin deniz ambulansı var 2 tane
Evet şansım dönmeye başladı demeye kalmadan devamı geliyor
–Ama 2'si de arızalı!!!
Dikkat edin şu anda Ada'da mahsur durumdasınız anlamı çıkıyor bu cümleden. Hemen aklımdan şu geçiyor, ya şu an bir deprem olsa(merkez üssü Ada'ların altıdan gecen fay olacakmış) ya da bizim dişimiz değil de kalp krizi, acil doğum, şeker koması ve aklıma gelmeyen bir çok ciddi sonuçlar doğurabilecek hastalık ile orda olsak cevap gene aynı olacaktı ve kaderimiz ile baş başa kalacaktık. Döndük eve geldik. Bu arada belediyenin kara ambulansı bize çok yardımcı oldu. Teşekkürler. Yolda şoför ile konuştum biraz ve bana bu hastanede 16 sene önce küçük olan her türlü ameliyatın yapıldığından, doğum yaptırıldığından, tüm ciddi vakalarda en az İstanbul’a hastanın gitmesine yetecek derecede ilk yardımın yapıldığından, yakın zaman öncesine kadar(5 sene öncesinde) ambulans helikopter servisinin olduğundan bahsettik ve o güzel günleri andık. Ama hastane şu an itibari ile İstanbul’a sevk yazan bir ofis olarak kullanılmakta. Oksijenli su bulamadıkları için bir komşumuzu kulağına böcek girdi diye karşıya(Kartal Devlet Hastanesi'ne) sevk etmişler.

Bazı şeyleri dile getirmek yetmiyor duyulmuyorsun ama hiç olmazsa burada yazmak ile deşarj olabiliyorum!!!

Her zaman geleceğe seyahat etmek isteği bizim canım ülkemizde bazen geçmişe gidip orda kalma isteğine dönüşebiliyor. Buna bazıları her ne kadar gericilik dese de!!!

Zamanda yolculuk mu???!!! Ne tarafa gitmek isterdiniz? Lütfen menüden seçin:)))))))

Not: Eminim bu konunun kahramanlarının kendince bir açıklaması ve haklı sebepleri vardır ama ben bununla ilgilenmiyorum ki!!!