- Kategori
- İlişkiler
Zamanı çalarken...

Tanrı sevgililer gününde doğaya acıdı ve toprağın aşkı olan suyu, yağmur şeklinde toprağa verdi; yani yağmur yağdı! Belki de bu yağmurla tüm aşklar insanların ruhuna işlendi ve bence, en doğrusu da bu olurdu...
Gözlerimin yaşlı, gönlümün hem umutlu, hem de umutsuz olduğu yıllar geride kaldı. Aşkı tanımlamaya çalışıp da, bir türlü tanımlayamadğım 90’lı yıllar! Her kadında bir aşk arayışı ve arayışın tabii ki bulamayışı!
Yücelttiğim, sonrasında erişemediğim aşk ve her seferinde tanıştığım bir başka sevda! Yıllar yılı kendimle savaştığım fakat gönlümce kabul görmemiş ve bazen vücudumca duyumsadığımı sandığım aşk zerrecikleri!
Bir keresinde yaşadığım ve sonrasında yıllarca pişman olduğum fiziksel aşk, yani %100 bir ten uyuşması! Komiktir ki aramızda yaşananı bir 6 ay boyunca umursamayan fakat doyasıya sevişmeyle sonlanan aşk çemberindeki umutsuz ruhlar!
Aşkı buluş ve bulduğun halde hemencecik oracıkta kaybediş ve sonrasında yeniden arayacak kadar aptal omak ve bulduğunda daha da aptallaşmak!
Aşk ile yaşamak, buluşmak, işte böyle aptalcadır; tıpkı aşk için yapılan her davranış ve her eylem gibi!
Oysa nedir aşk? Gerçekten nedir?
Aşk bir Sevgililer Günü vesilesidir! Hah-haaaaa!!!!
Aşk bir yok oluştur! Çünkü ölümsüz aşk yoktur ki!
Aşk bir varoluştur! Hiçbir zaman! Aşkla beraber sen ve senlik yok olur!
Aşk sevişmektir???? Belki de! Kadınlar için öyle olduğu kesin!
Aşk savaşmaktır... Kesinlikle; hem kendinle, hem de karşı tarafla!
Aşk birleşmektir! En yalın anlamıyla çiftleşmek, daha kalın kavramıyla, çiftleşip aile kurmaktır. Belki de...
Aşk uzlaşmaktır... Keşke!
Aşk kendini kaybetmektir! Kesinlikle; seni ve benliğini!!!
Aşk öpüşmektir. Aşık olmadan da öpüşülür: Frenç mi olsun yoksa dudak dudağa mı değsin?
Aşk cinsel ilişkidir????? Safsata!!!!!!!!!!
Aşk her neyse, ne içilir, ne de yenir! Yes it is...
“Bazen olur da, kendini aşk içinde hissetmek istersin, bu tamanıyla varolma nedenindir ve bulunca, sonsuz ve kusursuz hayata sahip olacağını düşlemek istersin!” Ve tabii ki tırışka bir düşüncedir bu!
Yaşamı aşkla açıklamak gibi bi ahmaklık ancak biz Türklere mahsus bir olgudur!!!
Çünkü aşk hayatın içinde olan, ama onu kapsamayan olgulardan sadece birincisidir. Fakat hayat, aşkın çok ötesinde seni, yani kendini tanımlayan ve hatta bununla yetinmeyip Allah ve doğayla ilişkilerini belirleyen, kaçınamadığın ve vücudunla beraber önemsemek zorunda bırakıldığın, her türlü var oluşun ta kendisidir!
Nokta!!!!!!!
Aşkın önemi azaldı mı?
Hayıııııırrrrrrrr!
O zaman...
O zaman, bu zaman derken büyüyoruz...
Kızımı öperken kalbim çarpmıyor ama aşk yaşıyorum!
Çok iyi bir yazı yazdığımda, aşktan sarhoş oluyorum ve bilmem kaç defa, yazdıklarımı yine yeniden okuyorum!
Pink’in “try” parçasını dinlerken halen tüylerim diken, diken oluyor!
Issız Adam’ı seyrederken gözlerim şişiyor!
Charlize Theron ile Sean Penn aşk yaşıyor ve ben mutluluktan kuduruyorum! Çünkü ben her ikisine de ayrı, ayrı aşığım! Kimse Charlize’in babasını öldürdüğünü bilmiyor tabii ki! O kadar mutsuz ki o güzel kadın, benim bile teselli edesim geliyor bazen!(Keh-keh-keh)
Evet, romantik bir adam kesinlikle değilim... Ama duygusal bir erkeğim! Yıllarca kendimi kandırıp durdum; benden süper romantik bir erkek olur diye, şayet doğru kadını bulursam! Oysa dönüp baktığımda geriye, benden son derece beygir boğa olur o kadar!
Bana göre aşk nedir?
Aşk bir vesvesedir! (Anlamayanlar; bkz sözlük)
Aşk bir varolmayış halidir!
Aşk bir aile sevgisidir!
Aşk bir Allah sevgisidir!
Aşk bir beceridir! Becerenlerin yapması gereken bir iştir!
Aşk bir işi yapmanın en önemli güdüsüdür!
Aşk bir kadınla veya erkekle yok edilmeyecek kadar büyük yaşamak arzusudur!
Aşk, zamanı çalmaktır!
Aşkla kalın...