- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Ölümlü

İyi geceler dünyam…
Karanlıklar içinde başladığım aydınlık hayatımın en son noktası olan ölümle yüzleşmem ve dün bir cenaze namazı Ulucami ’de öğle vakti! Ölen henüz 30 yaşında Serdar!
O bir şehit ihracat gönüllüsü; dünyanın doğu bölgesi olan Tayland, Singapur ve Yeni Zellanda ’ya kadarki ülkelerin arasında 7 yıldır mekik dokuyor…
Ve bir Cuma günü, yani daha iki gün önce, ölmeden evvel Azrail ‘ine bakarken yoldan çıkıp duvara tosluyor! Acaba ne zaman ölmüştü; çarptıktan önce mi, yoksa sonra mı? Sizce önemi var mı? Bence hiç yok!
Gözyaşlarımız, gözyaşlarım sel oldu. Herkesin gözyaşları nehir oldu! 700 kişi bir oldu ve hayata bağırdı: Senden ve senin ahlakından son derece memnunduk; iyi ki vardın ama şimdi yoktun!
Annesi: “Sana doyamadan öldün oğlum; tırnağını kesmeye imtina ederken! Merak etme, baban ve ben seni orada da yalnız bırakmayacağız; çok sürmez geliriz……..”
Aklıma Evren de geliyor; o da şehit bir ihracat gönüllüsü idi. Sürekli yurtdışında gezmesi itibariyle karısı onu boşamıştı ve kendini alkole verip ölmüştü! O da şehit olmuştu ve bugün Serdar da!
Gazetelerde gördüğünüz istatistiklerin arkasında gerçek yaşamlar var!
Ben makine sektöründeki birinci kuşak ihracat gönüllüsüyüm; benim gibi Aysel var, Emre var, Mesut var, Orhan var, Engin var! Hepimizin ortak özellikleri görünmez oluşumuz! Markalar dünyada ün yaparken, biz o kadar bilinmeziz!
Serdar ikinci kuşaktı! Uzun boylu, yeşil gözlü ve evleneli 10 ay olmuştu! Uyku apnesi problemi vardı ve nerede otursa orada uyuyordu! Önümüzdeki Perşembe ameliyat olacaktı. Ancak ömrü yetmedi!
Babası: “Beni niye dinlemedin oğul? Hastayken araba kullanma dememiş miydim sana? Oğul-oğul-oooooooooooooooooooğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuulllllllllllllllllllllll!!!!”
Arkadaşları dalga geçerlerdi:”Bir gün arabada uyuya kalacaksın!”
Uyuya kaldı, hem de sonsuz uykuya daldı!
Cuma günü Uludağ Tıp Fakültesi ’nde hepimiz ağlıyorduk, hem de hıçkıra, hıçkıra! Bugün ise yaşam devam ediyor…
Onun şehit olduğuna karar verdim ve rahatladım!
Serdar, bir şehit ihracat gönüllüsü!
2005 yılında bir gazete ilanı ile başladığım makine sektöründe, daha öncesinde THY ve Turkcell mucizesinde yer almış bir aktörken ve Anıl bey iken, Anıl’a ve önemsizliğe terfi etmiştim! Çünkü bu sektörde beni anlayabilecek kimsem yoktu! Nerdeyse tamamıyla yalnız kalmıştım…
Ve tam 9 yıl oldu! Dünyada 35 ülkeyi arşınladım…
80 ülkesine ihracat yaptım!
Brezilya’daki Sao Paulo’yu köyüm yaptım!
Rio de Jenario’da okyanusun dev dalgaları altında kaldım ve ölmedim!
Arjantin’de yaşlı tangocularla tango yaptım!
Kolombiya’da kendisini makine yapan insanların alnındaki teri sildim!
Amerika’daki Özgürlük Kulesi(Freedom Tower) benim sattığım makineyle üretiliyor! 2 milyon Euro değerindeki 380 ton’luk makine!
2009 yılında Türkiye’nin 3. Büyük Hindistan ihracatçısıydım! Hindistan demiryollarına 34 adet makine satmıştım!
İsmim Muhammed Anıl Şakir Yiğit ve makine sektörünün en önemli ve en ünsüz ihracat ölümlülerindenim…
Ben bir ihracat gönüllüsü, bir vatansever ve ölümlüyüm!
Ve yıllardır Türkiye’de yapılamaz denilenleri yapmış birisiyim…
Ve hiçbir övgü almadım! Kazanabileceğim paranın dörtte birini kazandım, önemsemedim!
Çünkü ben idealist, önemsiz, mühendis ve ölümlüyüm!
Ve bir gün ben de öleceğim…
Serdar’a huzurunuzda veda ediyorum:
Seni hiçbir zaman unutmayacağız Serdar…
Saygılarımla,
Anıl; “o bir Türkiye sevdalısı!”