Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '15

 
Kategori
Üniversiteler
 

Zara'da üniversite öğrencilerinin sorularını cevaplarken..

Zara'da üniversite öğrencilerinin sorularını cevaplarken..
 

Sivas’ın Zara İlçesinde Üniversitelilerin  Sorularına  Cevaplarım

Sivas’ın  Zara ilçesinde  görev yapan Yrd.Doç.Dr. Şerife Angun’un daveti ile  Zara ilçesine giderek   Veysel  Dursun  uygulamalı  Bilimler Yüksek Okulu Öğrencilerine(4 yıllık) ve   Ahmet Çuhadaroğlu Meslek Yüksek Okulu (2 yıllık) öğrencilerine konuşma yapmıştım. Bu konuşmada  Öğrenci Kulübü  Başkanı Esra Celep ve  Hülya Temel’in  çok çalışarak   Ahmet Çuhadaroğlu  Meslek Yüksek Okulu öğrencisi iken DGS  basarılı olarak   Vesyel  Dursun  Uygulamalı Bilimler Yüksek Okuluna geçmesi takdirimi toplamıştı. Mustafa Koç ve  Mehmet korkmaz  adlı öğrencilerin ilgisi ile mutlu olmuştuk.

Sivas’tan bizlere katılarak, eşlik eden  Cumhuriyet Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği  Kulübü Başkanı  Umut Akkaya  ile Sosyal Hizmet Uzmanlığı Bölümü Öğrencisi Muhammed Emin Türkyılmaz’a da teşekkür ediyoruz ayrıca…

Konuşma sonrasında öğrencilerin soruları  ve cevapları şöyle olmuştu:

SORU- Öncelikle azminizden dolayı sizi kutluyorum. Bu azminizi ve başarınızı neye borçlusunuz? (Furkan Erkan) 

CEVAP- Okumak ve okuduklarım üzerinde düşünerek , uygulaması mümkün olanları da uygulayarak başarıyı yakaladım. Keşke daha çok okusaydım daha güzel başarılara imza atardım.

SORU- Engelli kişilerle   sürekli olumlu ya da olumsuz  iletişim kursak onları hayata  daha sıkı  tutunmalarını sağlayabilir miyiz?(Emrah Doğan)

CEVAP- Engellilerle  normal insan gibi olumlu iletişim içinde olmak   her zaman  onların hayata daha  sıkı tutunmalarını ve hayatı sevmelerini sağlar. Bazen   değil hatta çoğu zaman  engellileri seviyoruz diye onlarla   sulu  muhabbetler yapmaya çalışmak onları sadece  üzmekten başka işe yaramıyor. Şahsen bir işitme engelli olarak sulu ve  laubalı konuşmalar yapan insanlardan uzak durarak   bizimle seviyeli ilietişim ve  ilişkilerde bulunan  insanları    daha çok  severek iletişim kurarım.

SORU- Bir çok konferans veriyorsunuz. Burada da yaklaşık 43 dakikadır bizimle  konuşuyorsunuz. Bize bakarken yüz ifademizden neler anlıyor  ve  hissediyorsunuz. Size verdiğimiz enerji ne yönde(Saniye  Çolak)

CEVAP- Tabii ki konuşmamı dikkatle dinliyorsunuz ve  konuştuklarımı önemsiyorsunuz. Ancak bunları hayata uygulamakta çoğunuz gene gevşek davranacaksınız. Sadece dikkatle dinleyerek  aynı zamanda ugulayan  insanlar faydalı çıkacak. Ben ise  sizlere  doğru bildiklerimi anlatmanın   sevincini  yaşarım . Sizlerin bu anlattıklarımı  hemen sonra unutmadan hatırda tutarak   uygulamanızı beklerim. Bu  sizin göreviniz. Ben  doğru bildiklerimi anlattım sadece…

SORU- Görme engelliler kendilerini nasıl geliştirebilir? (Fatma Eker)

CEVAP – Görme engelliler yakınlarının kendilerine kitap okumasını isteyerek , sesli ve Braille Alfabesi ile yazılmış kitapları  okuyarak  geliştirebilirler. Kütüphanelerde sesli ve  kabartma   kaynaklara ulaşmak mümkün. Hatta yurt dışı  kütüphanelerden bile posta ile bu kaynaklara ulaşmak mümkündür. Görme engelli yakını olanlarda onlara kitap okurken kendileri de faydalanmış olurlar.

SORU- Kişsei Gelişime sizi iten şey neydi(  Emre Kılıç)

CEVAP- Bildiklerimi gençler ile paylaşarak, onların bizim azim ve hayat   başarımızdan ders alarak olumsuz hayatlarını olumlu hale gerirmelerine rehberlik etme isteği beni kişisel gelişim  konusunda konferanslar vermeye   sevk etti.

Soru-1)  Hedeflerimizi  Daha açık, net ve ölçülebilir hale nasıl getirebiliriz? (Salih Battal)

CEVAP- Hedeflerimizi daha açık net ve ölçülebilir hale getirmek için bunları yazarak,  zamanla bunlarda ilerleme olup olmadığını   kontrol atmek , aksaklık varsa onları da  düzeltmek insanda ilerleme kaydeder. Boş konuşan arkadaşlar yerine  hedefimize  destek olacak   insanlarla beraber olmaya gayret etmek de buna yardımcı olur.

2) Müslüman bir ülkede yaşıyoruz ama barış denilen şeyi halen insanlarımıza  aşılayamadık. Sizce daha güzelleşmesi için   ülkemiz  insanlarının ne yapması gerekir?

CEVAP- Bunun için bireyler  iyi insan ve müslüman olmaya and içerek, iyi insan ve müslüman olmanın gereklerini öğrenerek azimle  bu  gerekleri yerine getirirse o zaman ülkemiz daha insanca  ve müslümanca  yaşanan bir ülke olur. Fert fert bunu başarmak ve  bilen insnalardan faydalanmaya bakmamız lazım. Ama bizler bilen insnalardan uzaklaşmaya ve  boş konuşan insanlarla  muahbbete devam ettiğimizden   gelişimimiz hep  yavaş oluyor.

SORU- Günlük hayataımızda   yapmamız gerekenleri hep erteliyorum. Bunun  için  ne yapmalıyım.(Sibel Gök)

CEVAP – Bunun sebebi  boş işler ve boş insanlara daha fazla zaman  ayırmamızda   yatıyor. Bizlerde  bir kendimizi muhasebeye çekerek  boş şeylerden ve şahıslardan uzak durarak faydalı olan   insanlara ve işlere odaklanarak yapılması  gereken işleri zamanında  yapmaya azimle devam edersek, o zmaan her şeyi yapmaya zamanımızın olduğunu göreceğiz tabii ki.

SORU- Hayatınızda  3 altın kural nedir (Cemal Yenel- Niğde)

CEVAP –Okumak, düşünmek ve uygulamak.

SORU- Hocam bizim toplumumuzda  engelliler  neden hep geri planda  görülüyor? (Hamza  Kılıç)

CEVAP – Bunun sebebi engellileri anlamıyor olmamız ve  onlara empati yapmamamız . Onlara empati yaparsak ve  onlara gerçek manada   değer verirsek o zaman  onların   geri planda kalmadıklarını, burada benim gelip de sizlere konuşma yapmam gibi faydalı şeyler ile insanları motive ettiklerini görürüz.

SORU- Hayatımıza dair önemli kararlar aldığımız oluyor. Fakat bunları  uygulamakta zorlandığımız dönemler oluyor.  Bunu nasıl aşabiliriz? (Yeliz  Özdemir)

CEVAP- Bunun sebebi azimli olmamamız ve  hedeflerimize ulaşmada  bizlere  yardımcı olacak çevremizde arkadaşlarımızın olmaması olabilir. Gençler  çevrelerinde  bilgili ve kültürlü, gerçek manada  onları seven ve gelişimini isteyen insanlardan  kaçarak, kulağa hoş gelen ama insana faydası olmayan şeyleri  konuşan  arkadaşlarına daha çok bağlanarak   zamanını harcıyor. Halbuki bizi gerçek manada seven  güzel  kitap yazı okuduğu zaman paylaşan, kişisel gelişim dergi ve kitapları  ile bizi tanıştıran  insnaların yaşına  bakmadan onlarla daha  sık ve  planlı görüşür ve söylediklerini de can kulağı ile dinlersek ve uygulamaya bakarsak gelişimimizi göreceğiz. Sorarım size bunu yapan kaç kişi var. Yapan gelişmez mi?

SORU- Kendimizi geliştirirken , önümüze çıkan tüm engellere karşı,  nasıl tepkiler  koydunuz?  (Sümeyra  Bayar)

CEVAP-Karşıma çıkan olumsuz ve  kötü konuşan insanlar ile  zaten  ta çocukluktan bu yana aramda mesafe koyardım. Kötü konuşan ve olumsuz insanlardan uzak dururum ve   beni olumsuz etkileyecek   kişi ve  kurumlardan her zmaan uzak dururum. Bunu da el alem ne der  diye bakmam. Bunun yanında bizi anlayan ve moral veren , anlayan insnaları  uzak yakın akraba, komşu diye bakmadan  ziyaret eder ve onlara da muıtlaka dergi, kitap yazı hediye ederim. Bu  yanıma gelen gençler için de geçerli. Daha önce  yanımıza gelen ama zamanla usanarak  bizden kaçanlara eskiden sitem ederdim ama şu an hiç de   tepki vermiyorum. Kendini gelişimine adamayan  insanı ben neden düşüneyim? Demek ki  her şey  insanın kendinde başlıyor. “Her şey Seninle Başlar” adlı  Mümün Sekman kitabının 1 milyıon satmasının sebebini düşünmek lazım.

SORU- Bedenen   engelleri kaldırabiliyoruz ama   kalplerdeki engelleri nasıl  kaldırabiliri? (Bahar Uğur)

CEVAP-Bunu kalplere sormak lazım. Sorsak herkes engellileri seviyor ama  gereksiz şaka ve  boş konuşmaları ile  en çok engelliler ile alay ediyor insanlarımız ve  en kolay engellileri aldatabileceklerini düşünüyorlar.  Tabii ki bunu da sözle yapmıyorlar. Sözde  herkes engellileri çok seviyor ama hayatta en çok engelliler ile alay ediliyor. Ben bir engelli olarak bunu hissediyorum. Bu  hiç de aşağılık kompleksi falan da değil. Bunu en çok da kamu görevlileri yapıyorlar ve   bazen  kamunun enngellilerle  ilgilenmesi gereken   birimlerinin yönenticileri olabiliyor bu. Bunu  insanlara sormak laızm  kalplerdeki engelleri neden kaldırmıyorsunuz diye.

SORU- İnsanı asıl durduran öğrenilmiş çaresizliktir. Öğrenilmiş çaresizlik  duygusunu hangi yollarla silebiliriz?(İbrahim Öçalan- Yozgat)

CEVAP-Bunun sebebi  çevremizde  öğrenilmiş çaresizlik yaşayan ve bunu da bizlere aşılayan insanlar ile daha  çok   beraber olmamız . Mesela ben  bir  gençle tanışıyorum. Ona öğrenilmiş çarezilikten nasıl  uzaklaşacağını  anlatacağımı  ama bunun zaman alacağını beni sık sık ziyaret ederse uygulamalı anlatacağımı söylüyorum.Genç  giderek hemen beni daha iyi tanıdığını zannettiği insana soruyor ya da arkadaşına anlatıyor. Arkadaşı da beni yanlış tanımış veya  beni yanlış anlamış ve tanımış insan ise  o  insan da tabii ki beni yanlış tanıyor. Halbuki “el alem ne der” i bırakıp da  kimseye bir şey söylemeden sık sık yanıma gelse  ve  anlamadıklarını da açıkça bana sorsa ,  anlattıklarımı dinlese ve uygulasa belki de  öğrenilmiş çaresizlikten kurtulacaktır.

Mesela gene bir Üniversite  öğrencisi ile tanışıyorum. Bana “ Ağabey seni eve  çaya davet etmek istereim  ama   ev arkadaşlarımdan çekiniyorum” diyor. Başka bir öğrenci beni evine çaya davet etse “Arkadaşların sana kızmaz mı?” diye sorunca” Sen benim misafirimsinn ağabey, onları ne ilgilendirir?” diye cevap veriyor. İşte bu ikinci öğrenci gerçek manada gelişime açık insan ve öğrenilmiş çaresizliği aşar.

SORU- Ben szie bir soru sormak değil, teşekkür etmek istiyorum.Çünkü benim kardeşim de işitme engelli. Hayata bakış açınız ve pozitif enerjiniz çok iyi. İyi ki geldiniz. (Zeynep Bilkay)

CEVAP-  Bende sizlere beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. Benim amacımda sizler gibi işitme engelli yakınlarına moral vererek, “Eğer işitme engelli yakınlarınız ile gerçek manada   ilgilenirseniz ve  onlara gereken değeri verip de eğitimlerine katkı sağlarsanız onlarda   gerçek manada daha gayretle   ezilmemeye ve  hayata tutunmaya bakarlar” imajını aşılamak ve bu konuda sizler umut vermektir. Bunu  başardımsa ben  başarılı insan ve mutluyum demektir.

Teşekkür ederim sizlere. 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..