Zarar gören insanlar ve zarar veren insanlar

Bir kaç gündür Sapancadayım. Hava çok güzel,ağaçlar çiçek açmış. Hanımelleri karanfiller, Filbahriler donatmış etrafı. Kokudan geçilmiyor bahçelerde. Yeşilin her tonu sarmış dört bir yanı.

Bütün bu güzellikler içinde, bu sessizlikte bende oturup bol bol okuyorum ve düşünüyorum. Bugün aklıma bir şey geldi. Toplumda iki çeşit insan olduğunu fark ettim. Ve bu düşüncemi bir yazı ile paylaşmak istedim.

Toplumda iki çeşit insan olduğunu fark ettim dedim. Zarar veren insanlar ve Zarar gören insanlar.

Şöyle bir çevrenize dikkatle bakın. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bir takım kişiler daha doğdukları andan itibaren çevrelerine, beraber yaşadıkları kişilere zarar vermeye programlanmışlar sanki. Bazı kişiler de hep zarar gören tarafta oluyorlar ne yazık ki.

Ben 68 yaşındayım. Kendi yaşamımı gözden geçirdim. Yaişadığım sürece, kendimi bildim bileli kimseye, malına zarar vermedim. Belki farkında olmadan kırdığım kalpler olmuştur ama konumuz daha belirgin zararlar. Yoksa kırılan kalpler bazen farkedilemiyor.

Bir zamanlar çevremde bana zarar veren kişilere sorardım. Hani belki hicap ederler de anlarlar diye.'Siz benden rahatsız oluyor musunuz.' soruma aldığım cevap daima 'Hayır 'olurdu. Peki derdim o zaman, 'Ben sizden niye rahatsız oluyorum.' Susarlardı, cevap vermezlerdi.

Yıllarca araba kullandım, kimsenin arabasına bir çizik bile yapmadım. Yıllarca bana yüksek sesle kendi sevdiği müziği dinletmeye zorlayan komşularıma örnek olmak için bahçemde nefesle konuştum.

Bahçeme zarar veren komşu köpeklere sadece sesle reaksiyon verdim. Markete gitsem arkamdaki fazla beklemesin diye aleacele torbalarıma tıkıştırdım aldıklarımı ama önümdekini  hiç ses çıkarmadan uzun sure bekledim. Maaş kuyruğunda önümdeki adam  5 kişinin parasını çekerken ben bekledim, arkamdaki beklemesin diye paralarımı döktüm aceleden.

Sokakta kimseye çarpmadım ama koşan kişinin çarpması ile ben düşüp yaralandım.

Bunlar benim aklıma gelen küçük zararlar. Yaşamım boyunca gördüğüm büyük  zararları hiç yazmıyorum.Onu sizlere bırakıyorum. Düşünün bakalım siz hangi taraftasınız. Zarar görenlerde mi, yoksa zarar verenlerde mi?