- Kategori
- Siyaset
Zihni sinir projesi mi?
Bugünlerde seçim sath-ı mahaline girildiği için, iktidar partisinin ve muhalefetin projeleri ve vaatleri havada uçuşuyor. Bu, bir yandan halkımız için de avantajlı bir durum gibi gözüküyor. Çünkü “bizi seçene yanında da şu projeyi veriyoruz. Üstelik onun yanında da bedelli askerlik, yoksullar için bilmem ne kartı” diye vaatler devam ediyor. Bu vaatler nasıl gerçekleşecek, geçmişte hangi vaatler yerine geldi, düşünen yok. Seçmenler olarak keşke daha sık seçim olsa da zamlar yapılmasa, aflar çıksa, işçi, memur, öğrenci kayrılsa diye düşünüyoruz!!!
Bir de bugünlerde sözü edilen meşhur “çılgın proje” var. İstanbul’un iki şehre ayrılması, 3. köprü, tüp geçit vs. Acaba hangisi çılgın projenin kapsamında diye düşünüyoruz. Usta bir strateji olarak bir yıl önce bile açıklanabilecek proje açıklanmıyor. Seçime az bir zaman kala açıklanacak hayırlısıyla. Çünkü politikacılar da biliyor ki, halkımızın hafızası zayıftır. İyiyi de kötüyü de çabuk unutur. Bu yüzden, en kuvvetli projeyi seçime en yakın zamanda açıklamak lazım.
Bana göre en çılgın projeler, Zihni Sinir’in icat ettiği ‘proceler’. Bu açıklanacak proje, çılgınlıkta Zihni Sinir’i geçebilir mi bilemem. Bana kalırsa, seçimden önce en uçuk vaatleri yapıp halkı sevinçten ve umuttan uyuşturmak değil, geçmişte ne başarıldı, ne umuldu, ne bulundu ondan bahsetmek lazım. Fatih Altaylı’nın dediği gibi kendini muhalefette zanneden bir iktidar partisi var. Bu kadar şeyi yapabiliyordun da, niye şu ana kadar gerçekleştiremedin diye sorarlar. Üstelik mecliste de yüksek oranda çoğunluğu oluşturuyordunuz. İşbirliği için muhalefete ihtiyacınız yoktu.
Yakın tarihe kadar seçim barajının düşürülmemesi ve halkın oylarının yeterince mecliste temsil edilemeyeceği endişesi ortadan kaldırıldı mı? Halkın bir bölümü oyları boşa gideceği için gönülsüz bir şekilde o kadar da arzu etmediği bir partiye oy vermeyecek mi? SP, BBP, DP, DSP, ÖDP vs. partilere verilen oylar çöpe gitmiyor mu? BDP meclise giremeyeceği için mecburen bağımsız seçimlere katılmak zorunda kalmıyor mu? Ya seçimlerden önce YSK’nın BDP’nin adaylarını veto etmesi, Doğu ve Güneydoğu’da kuvvetli rakip olan BDP’nin önüne taş koyma çabasına ne demeli? Tabii ki bu durumda, mecliste alternatif sol ve sağ partiler olmaz. Üç partiden birini seçmek ya da kimseye oy atmamak zorunda kalırsınız. Ya da her partiden ısrarlı “oyunuzu bize verin” çağrısı karşısında kararsız kalan kadıncağız gibi, “hatırları kalmasın” diye bütün partilere mührü basarsınız ve oyunuzun geçerli olmasını beklersiniz. Başka bir olasılık da yolsuzluklara gözünüzü yumup “Çalıp çırpıyorlar ama iyi de çalışıyorlar. Helal olsun (!!!) Bizimkiler (???) beceriksizler. Ne çalabiliyorlar, ne de çalışıyorlar” deyip projelerin pırıltısına kapılmak.
Velhasıl-ı kelam, vaatlere çok inanıp kendimizi kaybetmeyelim. Her genel ya da yerel seçimden sonra, hatta referandumdan sonra hangi vaatler yerine geldi, bir bakalım. O zaman hangi proje çılgın, hangisi makul, daha kolay tahmin edebiliriz .
Not. Yine gündeme yetişemedim. YSK, 6 BDP'linin seçime girmesine izin vermiş.