Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '13

 
Kategori
Psikoloji
 

Zor olanı yapmak

Zor olanı yapmak
 

Kristof Kolomb, bir akşam vakti, İspanyollar arasında yemek yiyordu. Yemekte bulunan misafirlerden birçoğu, Kolomb'un şöhretini küçümsüyorlardı. Yemek arasında söz Amerika’nın keşfinden açılınca, içlerinden biri, yüksek sesle: “Oraları keşfetmek zor bir iş değil” dedi.

Kolomb, bu söze karşılık bir şey demeden eline bir yumurta aldı ve masanın yanında oturanlara dönerek:

“İçinizden hanginiz bu yumurtayı dik olarak dengede tutabilir?” diye sordu.

Herkes bunu denedi, fakat hiçbiri başaramadı.

O zaman Kristof Kolomb yumurtayı aldı, ucunu tabağın üstüne hafifçe vurarak yassılaştırdı ve yassı kısmını tabağa yerleştirdi. Elini yumurtadan çektiği halde, yumurta dik vaziyette dengede duruyordu.

Hepsi bağırarak:

“Bu zor bir iş değil ki!” dediler.

Kolomb gülerek:

“Doğru dedi. Bu zor bir iş değil. Zor olan, bunu düşünebilmektir!”

*

Bazı insanları farklı kılan da bu değil mi?

Herkesin düşünemediğini düşünmek veya herkesin göremediğini görmek...

Zor olanı yapmak yani.

Kimi zaman liderdir bunlar. Kimi zaman bilim adamı, kimi zaman sanatçı, kimi zaman rol model...

Bir kabiliyet belki bu özellikler. Çalışmakla çabalamakla kazanılamayacak olan Allah vergisi yeteneklerdir belki.

Ama bir değerdir. Topluma yön veren, ufkunu açan, yol gösteren geliştiren özellikteki insanlardır onlar.

Ne mutlu o toplumlara ki, bu özelliklerde insanları çok ve kıymetleri biliniyor...

Kimi zaman da hiçbir şeydir bunlar.

Bir köşede unutulmuş, ihmal edilmiş ya da ihtiyaç hissedilmemiş(!) insanlardır.

Birilerinin önünü açmak, birilerinin makamını korumak veya birilerinin menfaatini korumak adına görmezden gelinen, kasten unutulup unutturulmak istenen insanlardır.

Çıkarlara, ince hesaplara ve ikbal kaygısına kurban edilen değerler...

Ne yazıktır o toplumlara ki, böylesi değerlerin harcanmasına göz yumuluyor, sahip çıkılmıyor...

Kalkınan, yükselen ve gelişen toplumlara baktığımızda mutlaka onları yönlendiren, onlara ön ayak olup hamleler yaptıran üstün özellikli insanlar görürüz.

Bunların oranı yani sayılarının çokluğu gelişmenin hızı ilke de doğru orantılıdır.

Hayatın her alanında, her meslek veya kesimlerde olan, olması gereken böylesi değerleri keşfetmek ve onları ön plana çıkarmak da ayrı bir görüş açısı ve özellik ister.

Böylesi özelliklerin bir kısmı belki doğuştan gelen yetenektir. Ama önemli bir kısmı da kesinlikle kendini yetiştirmekle alakalıdır.

“Ben okuyamadım bari çocuğum okusun” diyerek her türlü fedakârlığı yapan insandaki bakış açısı ve anlayışa sahip olmanın yollarını aramalıyız.

Hem kendimizi yetiştirip yetkin hale getirmeye gayret göstermeli hem de bu anlamda ulaşabileceğimiz birilerine destek olmalıyız.

Zor olana talip olmalıyız yani.

Göreceksiniz, kazanan biz olacağız o zaman. O zaman içinde bulunduğumuz, birlikte yaşamak durumunda olduğumuz toplum kazanacak...

 
Toplam blog
: 7
: 544
Kayıt tarihi
: 12.12.09
 
 

İlk, orta ve liseyi Adıyaman'da okuduktan sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi'nden 1987 yılında mezun..