- Kategori
- Güncel
Zorunlu din dersinin kaldırılması üzerine

Danıştay zorunlu din dersi olamayacağına karar verdi; laiklik-din-eğitim tartışmalarına devam...
Türbanın üniversitelere girip girmemesinin tartışıldığı 2008 Türkiyesi’nde eğitim ve laiklik ile ilgili bir diğer sorunumuz daha oldu! Danıştay 8. dairesi 3 Mart 2008 günü verdiği kararda ‘<ı>’ilk ve ortaöğretimde verilen zorunlu din dersinin hukuksuz olduğu’’ kararını verdi.
Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olan ve 9 Ekim 2007 tarihli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına göre de hukuksuz olan zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin kaldırılmasını laiklik açısından son derece hoş görüyoruz. İki Alevi ailenin aynı tarihlerde yaptığı ‘<ı>’çocuklarının dersten muaf olması’’ başvurusu İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından reddedilince AİHM’ye gittiler ve son olarak Danıştay’ın kararıyla istediklerini aldılar.
AKP Hükümeti ilk dakikadan beri bu kararı onaylamıyor ve seslerini yükseltmiş durumdalar… AKP Genel Başkan Yardımcısı D.M.M. Fırat ilk tepki olarak <ı>‘’Danıştay’ın buna yetkisi yok.’’ Dedi. <ı>‘’Anayasa’da içime sindiremediğim birçok yasa var.’’ açıklamasını yapan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik <ı>‘’Anayasa var olduğu sürece kimse bu derse elini süremez.’’ açıklamasını yaptı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Jean-Paul Costa bugün sessizliğini bozdu <ı>’’Türkiye bugüne kadar verilen bütün AİHM kararlarına uymuştur.’’ diyerek resmi beklentiyi söyledi. Bu kararın uygulanmamasının Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine darbe vuracağı da söyleniyor.
Anayasa’nın –ünlü hale gelen- 24.maddesi ‘<ı>’Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi zorunludur.’’ demektedir. Şu anda elimde uygulanmakta olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin kitabı yok ama ilköğretim ve ortaöğretimi bitirmiş bir öğrenci olarak konuşayım… Birincisi, bu dersin Sünni olmayan Müslümanlara ve diğer azınlıklara zorla verilmesi uygun değildir. Kitapta Sünni Müslümanlık dışındaki inançlar bilgi verilerek geçilmekte ve <ı>‘’devletin dinler karşısında eşit mesafede durması’’ ilkesi açıkça ihlal edilmektedir. İkincisi, bu dersin Sünni Müslüman ailelerin çocuklarına katacağı pek bir bilgi de yoktur. Sünni Müslümanlık’ın bilgisi yüzeysel olarak verilmekte, içeriğe geçilememektedir. Sınavlara geldiğimizde ise soruların yarısından fazlası Sünni Müslüman inancı doğrultusunda olmakta ve bu insan haklarını ihlal edici nitelikte olmaktadır.
Laik bir ülke eğitim yoluyla hiçbir inancı vatandaşlarına empoze etmeye çalışmaz. Din eğitimi devletin kontrolünde olmak zorundadır ama devlet eliyle yapılamaz. Bu karar üzerine AKP Hükümeti söylediği kadar sert ve ısrarlı davranırsa hem Türkiye için, hem de Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz için son derece yaralayıcı olur.
<ı>‘’Anayasa’da içimi sindiremediğim birçok yasa var.’’ diyen Milli Eğitim Bakanı’nı bu noktada bir kez defa eleştirmek durumundayız. Anayasa’dan çok Milli Eğitim’in müfredatıyla ilgilenseydi herkes için daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Kendisi, ne yazık ki, Anayasa’ya gereğinden çok ilgi gösteriyor.