- Kategori
- Deneme
Zümrüdü Anka Misali...

Zümrüdü Anka olmak lazım, seni hırpalayıp, ezip yok etmeye çalışan ve ümitlerini sömüren günümüzün acımasız dünyasında...
Dostoyevski de bir Zümrüdü Anka gibi, küllerinden yaratmıştır kendini, en dibe vurmuşken... O, kömürden dönüşerek elmaslaşan bir taş gibi, karanlıktan parıltıya ulaşmış ve kazanmıştır varolma savaşımını. Tan yerinin aydınlığa kavuştuğu gecenin en karanlık anlarından güne çıkabilmeyi başarmıştır.
Ringte yediği beklenmeyen yumrukla yere serilip, hakemin saymasını uğultulu kulaklarıyla işiten bir boksör gibi pes etmek yerine yeniden doğrulup, hayatın karşısına geçmek gerek azim ve kararlılıkla. Çünkü her zaman bir çözüm vardır ve olmalıdır, yeter ki sen pes etme...
Yaşam, her sabah kalktığımızda bir Süpermen kıyafeti giyip, karşısına çıkmamızı gerektirir günümüz rekabet dünyasında. O gücü kendinde bulamazsan, en başta kaybedersin başlamamış olan maçı...
Büyük başarılara ulaşmış olan insanların hayatlarına baktığımız da; ne yenilgiler ne hayal kırıklıkları ve ne külleşmeler görürüz çaresizlikle yoğrulmuş. Ama küllerinden doğmayı başarmıştır, pes etmeyenler ve hayata kafa tutup yumruklarına sarılanlar...
Yazarlar ve aydınlar da her zaman mevcut düzenle muhalif ve ayrı kutuplarda olmuşlardır. Çünkü hayatın en zor alanını seçmiş ve zorluklara göğüs germişlerdir. Ve bugün zihinlere kazınmayı ve isimlerini tarihin altın sayfalarına yazdırmayı onurlu ve yılmaz duruşlarıyla başarmışlardır.
Küllerinden doğabilmek ve varolmak savaşımında başarıya ulaşmak mümkündür. Yeter ki Zümrüdü Anka misali, kömürü elmasa dönüştüren ateşle yoğrulmayı göze al...