Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '09

 
Kategori
ÖSYS
 

''Sanki hukuk okuyacak''mış!

''Sanki hukuk okuyacak''mış!
 

Yazgülü Aldoğan


ÖSS ve SBS sona erdi ve sonuçları açıklandı. Sonuçlar aslında beklenenden pek de farksız değil fakat her sene olduğu gibi eğitim sistemimiz yıllardır muhteşem olup da bir bu sene böylesine başarısız olduğu için bir kesim öyle bir şaşırmış durumda ki herkes birbirine neden böyle olduğunu soruyor. Yine her yıl olduğu gibi sınav sonrası bütün yıl hiçbirşey yapmayan YÖK birden ayaklanıp sözde çözümler aramaya başlıyor, adı milli eğitim kendisi "milli rezillik" haline gelmiş sistemin başındakiler çıkıp durumu ele alacaklarını, eğitimde revizyona gideceklerini söylüyorlar.

ÖSS ile ilgili yıllardır tartışılan konulardan biri de katsayıların kaldırılması. Bugün yine bu konu Haber Türk kanalının Türkiye'nin nabzı adlı programında tartışıldı ve Posta gazetesi yazarlarından veya programın konuğu Yazgülü Aldoğan'ın söylediği bir söz beni gayet sinirlendirdi. Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne'nin meslek lisesi turizm bölümü öğrencisinin neden üniversitede başka bir bölüm okumasının engellendiği ve dolayısı ile geleceğine dair kararlarının sınırlandırıldığı yönündeki soru ve görüşüne pişkin pişkin sırıtarak ''okumasın efendim alakası yok ki, SANKİ HUKUK OKUYACAK!'' diyor sevgili yazarımız. Şimdi çok matah bir söz ettiğini düşünen aydınımıza şunu söylemek isterim; pek muhterem hanımefendi, katsayı saçmalığının olmadığı dönemde yapılan sınav ile üniversiteye giren ve yakında evlenecek olan kuzenim bir meslek lisesinin elektrik bölümünü bitirmiştir ve kendisi üniversitede HUKUK OKUMUŞTUR! Şimdi ise gayet iyi bir avukattır kendisi!

Öyle uzaktan sankiler ile başlayan varsayımlar yapıp insanları aşağılamaya, sınırlamaya, engellemeye çalışmak ve bunu yapanları desteklemekle olmaz bu işler. Hiç düşündünüz mü bu öğrenciler neler çekiyor bu katsayı yüzünden? ÖSS'ye girerken bile pek çok öğrenci henüz hayatına yön verecek bölüm seçimi ile ilgili kararı alabilecek bilince ulaşamamış oluyor. Lisede sözel, sayısal gibi bölümleri seçerken de öyle. Kendimden örnek vereyim, ben üniversite sınavından sonra bölümümü çevrenin de etkileriyle seçtim ve hep derim eğer bu günkü aklım olsa ya ilahiyat veya dünya dinleri ya da astronomi ve uzay bilimleri okurdum diye. Özellikle teolojiye olan büyük ilgim ve ilgilenirken aldığım haz nedeni ile sadece islam değil, bütün dinlerle ilgilenebileceğim bir teoloji bölümünde okumayı çok isterdim ki bunun yolu ülkemizde yine islam ağırlıklı olmasına rağmen ilahiyat okumak. Ben lisede sayısal öğrencisiydim, ilahiyat ise sözel puan ile öğrenci almakta, yani katsayı elimi kolumu bağlamakta. İlahiyat bölümüne imam hatip mezunları da yüklendiğinden diğer liselerin mezunlarının da bu bölüme isteseler bile girmeleri mümkün değil. Gördünüz mü muhterem aydın? İmam hatipliler de nasıl başkalarına engel olabiliyor bu açıdan bakınca!

Görüldüğü gibi üniversiteye girerken bile karar vermekte zorlanan öğrenci liseye girerken nasıl sağlıklı karar versin? 14 yaşında bir çocuk gördünüz mü ki ''ben semitik inançların ilahi dinlere olan etkisini öğrenmek istiyorum'' veya ''yeni enerji politikaları geliştirmeye çalışmak arzusu içindeyim üstadım'' diyen? Vallahi ben demiyordum. Çoğu öğrenci ailesi hangi liseye verir veya hangi liseyi kazanırsa ona gidiyor. Meslek liselerinin farklı bölümlerinde okuyan kaç öğrenci o bölümleri gerçekten isteyerek okuyor biliyor musunuz? Çocuğu bilgisayar bölümüne vermişler ama belki gönlünde tarih yatıyor! Fakat siz ve sizin gibi modern görüşlü, eğitim hürriyetine gönülden bağlı şahışlar ''sanki hukuk okuyacaksın, vermiş anan-baban o bölüme, gir ilgili bir okula, orada oku ve ömrünü mesleğine lanet ederek geçir!'' diyorsunuz, eksik olmayın!

Gelelim laik(!) insanlarımızın asıl endişe ettiği konu olan imam hatiplere. Hükümet dincileri, yobazları, anti laik ve anti modern imam hatiplileri diğer okullara da sokarak şeriyata ve saçmalık olarak gördüğüm mahalle baskısına zemin hazırlıyormuş. Kusura bakmayın ben buna yuh derim! Bu şahısları dinlerseniz imam hatipleri öyle bir anlatıyorlar ki sanırsınız okul değil çocukların ön kapıdan normal girip arka kapıdan başta sarık veya türban, üstte cübbe ''kahrolsun laiklik, allahuekber'' diye bağıran kişiler olarak çıktıkları seri üretim bantları imam hatipler. Benim imam hatip mezunu çok arkadaşım var, hiçbiri de sizin tahayyül ettiğiniz türde insanlar değil ki çoğu benden daha az tutucu ve daha modern görüşlü kişilerdir. Yani kandırmayın milleti efendiler, imam hatipli sizin anlattığınız gibi canavar değildir. Bu arada bazı sözde laiklerin bu yazdıklarımı dile getirecek herkesi yobazlık, dincilik, ''hu''culuk gibi şeylerle itham edeceğini bildiğimden onlar adına utanarak da belirtmek isterim ki ben müslüman bile değilim, kendimi ateist olarak tanımlayamam belki fakat hiçbir dine de inancım yoktur bu da biline.

Tabi durum bununla da bitmiyor. Kendilerine koyulan sınırlar nedeniyle pek çok meslek ve imam hatip lisesi öğrencisi, istediği bölüme girmek için son yılında düz liseye geçmek zorunda kalıyor. Bir yandan yeni okuluna ve çevresine alışmaya, bir yandan da ÖSS'ye çalışması ne demektir bilir misiniz sayın Aldoğan ve aynı görüşü paylaşanlar? Bu işkenceyi ülkenizin geleceği olduğunu söyleyip durduğunuz gençlere yapmaya ne hakkınız var?

Kusura bakmayın efendiler, o gençler hukuk da okuyacak, tıp da, basın okuyup sizlerden daha sağlıklı düşünüp yorumlar yapan gazeteciler de olacaklar!

 
Toplam blog
: 18
: 437
Kayıt tarihi
: 17.03.09
 
 

Yaklaşık 3 yıldır teknoloji sektöründe çalışmaktayım. Basketbol, bilişim teknolojileri, teoloji, mi..