" Seni farklı kılan karekterindir."

Bu aralar nedense, gözlerim duvar reklamları arasında, gezinip duruyor. Mesleki bilinçaltı reflekslerim yüzünden mi, yoksa başka bir nedenden mi? Orasını ben de pek bilemiyorum artık.

Ben aslında Peugeot marka otomobilleri hiç sevmezdim. Hatta o kadar ki, " Bu zevksizlik abidesi otomobillere kim, neden biner acaba? " diye  düşünürdüm hep kendi kendime... Belki de bu sevgisizliğim, Peugeot'nun, Ermeni soykırımı tasarısına her seferinde gözü kapalı destek veren Fransa'ya ait bir marka olmasından kaynaklanır. Neydi bu otomobillere olan antipatimin nedeni? Kim bilir?

Aynı gerekçeyle, LC Waikiki marka ürünlerden de, elimden geldiğince uzak duruyordum çünkü... Gerçi, bildiğim kadarıyla, LC Waikiki'nin üretimi ve sermayesi çok büyük oranda Türk Tekstilcilerine geçti ama... Markanın son durumu nedir? Onu bilemiyorum doğrusu...

Dün gördüğüm, duvar reklamıyla, tanıtımı yapılan Peugeot 308 model otomobiller için, bir slogan yazılmıştı. Şunu sana hemen itiraf etmeliyim ki, Okumakta olduğun şu yazımı yazarken bile, aklım, o çok hoşuma giden, çok sade; ama çok çarpıcı sloganda hala...

" Seni farklı kılan karekterindir. "

Bu slogan, kimilerine çok sıradan, kimilerine de, benim gibi, olağanüstü gelebilir. Normaldir bu... Bu sloganı neden bu kadar çarpıcı bulduğumu, istersen sana da anlatabilirim hemen güzel arkadaşım...

Evet... Dünya da yaşayan ortalama 6,5 milyar insan var. Bu insankların hepsi de gülüyor, ağlıyor, kızıyor, seviniyor, üzülüyor... Her gün yeni bir güne uyanıp, sabah kalvaltısı yapıyor... Zamanı olan, öğle yemeğini de, akşam yemeğini de zamanında yiyor... Kimileri, sabah sporu da yapıyor, keyif kahvesi de içiyor, günlük gazetesini, kitabını, dergisini de okuyabiliyor keyifle...

Kimileri de, düzenli olarak yüzmeye, eş dost partisine, gece kulüplerine ya da spor müsabakalarına gidebiliyor gönlünce, keyfinin dilediğince...

Kimi, yetmiş lira yövmiyeye inşaat ameleliği yapıyor... Kimi, 7 - 8 bin lira bahşişi bırakıyor; " Afiyet olsun efendim! " diyen,şef garsonun, o anlık, tatlı bir gülümseyişine...

Kimi, yardım derneklerine koşturup duruyor; kimi, çöp yığınları arasında günlük nafakasını arıyor...

Kimi, yüzbinlerce liralık hayır yapabiliyor keyifle ve huzur içinde... Kimi, 3 - 5 liralık sadaka vermekten bile kaçınıyor büyük bir özenle...

Buraya kadar her şey tamam... Herkes birbirinden ama az, ama çok, farklı hayatları, çok farklı coğrafyalarda, binbir değişik ortam ve psikolojiler içinde yaşıyor; kendi ruh alemi içinde; tamam da...

Esas fark burada orataya çıkıyor işte... Nerede mi? Aynen Peugeot 308 reklamında da söylendiği gibi... " Seni farklı kılan karekterindir. " sevgili kardeşim, diyorum ben de...

Sen neye hayıflanır, ben neye düğün bayram yaparım? Sana çok normal gelen şey, bana neden bu kadar anormal gelir? Benim sakin, soğukkanlı, vakur bir duruşla, gayet olgunlukla karşılayabildiğim bir durumu; sen neden öfke ve isyan patlamalarının mezesi yaparsın kendine? Ya da ben olan biten karşısında hop oturup hop kalkerken; sen nasıl bu kadar rahat, bu kadar gamsız davranabilirsin acaba?

Sen de sordun mu hiç bunları benim gibi, kendi kendine...

Ama artık bu saydıklarımı daha fazla düşünme, üzülme... " Nasıl oluyor da, Dünyada yaşayan insan sayısı kadar birbirinden farklı karekter olabiliyor? Nasıl oluyor da, herkesin davranış kodları, yaşam nedenleri, anlamlı buldukları, değer verdikleri kişiden kişiye göre değişen, bu kadar olağanüstü farklılıklar gösterebiliyor? " diye...

Çünkü bütün bu sorularının cevabını, Peugeot 308, olağanüstü sloganıyla veriyor hepimize güzel arkadaşım...

" Seni farklı kılan karekterindir."