" Yazıyorum "

Saç ölü dokudur… (tıbbi bilgi )

Senelerce Türkiye’de türban konusunda söylenmesi gereken ne varsa söylendi.. Herkes bir şeyler söyledi, bir çok fikirler anlatıldı, doğru – yanlış, harika – şahane sözler dolaştı durdu.. Bıktırdı artık…

Kimi “ Siyasi simge “ dedi ,”Avrupa İnsan hakları mahkemesi kararları kabul etmiyor dedi, başka yöndekiler “ Bu benim insan hakkım “ , “bebenim babaannemde örtülüydü” dediler, buna cevap , “Türban başka , başörtüsü başka “ diye cevap geldi….

Senelerce devam eden bu büyük çekişmeden hiçbir sonuç çıkmadı… Bir taraf türbana gıcık olmaya devam etti, diğer tarafta bunları söyleyen, yazanlara gıcık olmaya devam etti… Bu gıcıklık devam ettikçe saflar ayrıştı, ve herkes kendi meşrebine göre taraf seçti…

Bir de baktınız ki “türban üstü peruk “ gibi acayip bir formül ortaya kondu.. Pilav üstü fasulye gibi…

Son senelerde ortaya çıkan bu acayiplik zannederim türban yasağı ortaya çıkınca Üniversiteye gitmek isteyen ve Kamu’da çalışanlar bir ikilemle karşı karşıya kaldılar…

Ya işlerini bırakacaklardı ,ya okullarını , ya da yasaya uyup başlarını açacaklardı… Bazıları doğrusu bu diye başlarını açtılar , körü körüne gidenler ise okullarını veya işlerini bıraktılar… Ama .!... Bir de kendilerine göre ara formül deneyenler çıktı…Türbanın üzerine peruk takarak, kurnazca ; “Yasaktan Yasaktan kurtulma ama türbanı da çıkarmama” yöntemini kendilerince buldular..

Bu bir aldatmaca idi… Önce kendini aldatma olarak gördüm ben… Sonra da Sonra da başkalarını da kandırma idi… Bence daha da açık yazarsak

“Allah’ı kandırma girişimi “ haşa..haşa…

Başlarını örten kadınlar, bunu inançlarından dolayı yaptıklarını söylüyorlar.. Peki inanç , baş örtmeyi emrediyor veya siz öyle düşünüyorsanız, peruk takmak da bir tür “saç gösterme “ eylemi değil mi dir ?..

Hem “ saç gösterilecek” , hem de “ ama ben kendi saçımı göstermedim ki” diye bir kendi kendine işi kurtardım diye düşünülecek…

Ben bu işi çok hilekarca görüyorum.. Okul önlerinde peruk takıp, çıkaran liseli öğrenciler, üniversiteye girmek için yine kapıda bu işi yapanlar çok genç oldukları için belkide çevrenin, ailenin baskısıyla bu durumlara düşüyorlar…

Peki Kamu’da çalışanlar, hele üniversite öğrenimli –Tıp doktorları sizlerin eğitiminiz bir işin eğrisi ne doğrusu ne olduğunu anlamanıza yeterli olması gerekir…

Ben de hekimim, insanın ve hayvanların beş duyusu vardır.. Bir canlı dışındaki canlılarla veya alemle beş duyu ile temas kurar.. İyilikte – kötülükte bu duyularla yapılır.. ( Göz – Kulak – Burun – Ağız – Deri ) …( ilk okulda okutulur )..

Görüyorsunuz bunların içinde saç yoktur. Saç ve tırnak ölü dokudur…

Bunları da tıp bilgimle yazdım… Duyurulur….