Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '15

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

%90’ı su olan sebze ve meyvelerin vitamin neresinde acaba?

%90’ı su olan sebze ve meyvelerin vitamin neresinde acaba?
 

Yıllardır beslenmede altın standart olan sebze ve meyveler üzerinde pek de böyle olmadığı şeklinde tartışmalar başlayınca bir belirsizlik ortaya çıktı.

Beslenme yemek içmek ile (ki yemek içmek güzel şeyler) ilişkilendirilince sanki asıl anlamı dışına çıkarıldı. Hoşumuza gideni yedik ve buna beslenme dedik.

Oysa ben beslenmenin hoşa giden bir şey olmadığını düşünüyorum. Hoşumuza giden şeyleri yiyerek bence beslenmiyoruz, eğleniyoruz.

Vücudumuzun ihtiyacı ve ona uygun olan şeyler bazı yiyeceklerdeki kimyasal maddeler. Doymak diye de bir şey yok. Bu, edindiğimiz bir alışkanlık. Hani insan kahve içerken (ya da maç seyrederken, muhabbet ederken vs) canı sigara ister ya onun gibi vücudu doymaya alıştırmışız, e haliyle vücudumuzdaki kimyasalların(vitamin, mineral gibi) seviyesi düşünce vücut alarm veriyor. Çok doğal, gıda almamız lazım. Gıda diyorum, yiyecek değil. Çünkü gıda/besin yiyecek değildir. Ve biz de yine edindiğimiz alışkanlıkla gerekli olan gıdanın yerine yiyecek/içecek tüketiyoruz. Baklava yiyoruz mesela. Baklava asla gıda değildir. E bu gıda olmayan yiyecekler vücutta kimyasal eksilmesi (acıkma da bizim uydurduğumuz bir kavram) sonucu oluşan semptomları o an için gideriyorlar. Çünkü sonuçta bunların içinde de bir miktar gıda özellikli (protein, vitamin, mineral vs) maddeler var. Ama buna rağmen gıda değiller. İçinde altın bulunan taş gibi.

Bu yiyecek içecek dediğimiz maddeler içindeki kimyasallar nedeniyle uyarıcı ve tetikleyici özelliğe sahip. Devamlı bunları yediğiniz zaman asla doymazsınız. Bunlar sürekli yeme isteğinizi artırır. Uyarıcı ve tetikleyici olan şey şeker, baharat ve katkı maddeleridir. Bunları bıraktığınız zaman doymak ve acıkmak kavramları ortadan kalkar. Sadece vücudumuzdaki kimyasalların seviyesi olması gerekenin altına düştüğünde vücut sinyal verir. Biz bunu acıkma sanırız. Acıkma diye bir şey yoktur. O eksik maddeleri bir şekilde vücudumuza verdiğimiz zaman tekrar vücuttaki kimyasalların seviyesi normalin altına düşünceye kadar acıkmayız (bu kelimeyi kullanmak istemiyorum çünkü vücut acıkmaz ama insanlar anlasın diye kullanıyorum)

Enerji için yiyip içmek diye bir şey yoktur. Vücuda verdiğimiz gıdalar (yeterli olmak şartıyla) yanar ve bu yanmadan vücudun ihtiyacı olan enerji ortaya çıkar.

Bütün bunların sonucunda şunu söyleyebiliriz; vücudumuzu gıda olmayan şeylerden (vücudun alışkanlığı olan yiyecekler) uzak durmamız lazım. Ha bazı şeyler bazı şeylere iyi gelir. Gıda olmasa da bu böyledir. Atıyorum muzun bir sürü yararı sayılır ama muz gıda değildir. Öte yandan maalesef gıda dediğimiz şeyler de vücuda uyum sağlamayabilir. Allerji yapar. Bazı kişilere yaramaz. Uyum konusunu çözüp gıdada karar kılmalıyız.

Bu anlamda meyve ve sebzelerin, tatlıların, zevk veren diğer yiyecek ve içecek bileşimlerinin besin olmadığı çok açık. Besin yiyecek değildir maddedir. Bu kimyasalları (madde olan besin) bazı şeylerden (örneğin ceviz, yumurta, et, balık, süt, baklagil, zeytin) alır vücudumuza veririz. Bu şeylerin tatları güzel olmaz, hoşumuza da gitmeyebilir. Ama bizim vücudumuza gereken kimyasalları alabileceğimiz en uygun şeyler bunlardır.

Zaten meyve ve sebzelerin %80-90’ı su. Hani içinde şeker olmasa birazcık lif alır susuzluğumuzu gideririz anlamında gıda olarak değil de öylesine tüketebiliriz. Ama bunlar da tüketilince o an tokluk hissi veriyor ve siz vücudunuza gerekli gerçek gıdaları alamıyorsunuz. Doymak/kendini tok hissetmek vücutta eksilen gıdaların bize vereceği sinyalleri kesen beslenmeye karşı olumsuz bir semtom. Acıkınca doymaya çalışıyoruz ve bu durumda da normal beslenme periyodunu kaçırıyoruz. Yani vücudu kandırıyoruz. Beslenmiyoruz beslendik sanıyoruz.

%80-90’ı su olan meyve ve sebzelerin vitamin neresinde ben merak ediyorum. O sadece meyve ve sebzelerde olduğu söylenen vitaminleri alabilmek için ne kadar meyve ve sebze tüketmemiz gerekiyor. Doğru ya 100 gramlık bir armutta 90 gram su. Geri kalan 10 gramda ne kadar vitamin olabilir ki. Şeker içermeyen sebze ve meyvelerin yenebileceği (çünkü şekerin asıl zararı uyarıcı olması, çabuk acıktırıp tekrar tekrar yedirmesi ve bu sürecin kronik alışkanlık haline gelmesidir) söylenebilir de asıl besin değildir. Besinin yerine geçmesi (sonuçta çünkü sebze ve meyveleri de yiyince doyuyoruz) yanlış olur. Yediklerinizde şeker yoksa çok yemezsiniz dolaysıyla şişmanlamazsınız.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..