Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

"Babana rahmet kurban Ahmet"

"Babana rahmet kurban Ahmet"
 

Bu gün Kurban Bayramı. Tüm ulusumuzun bayramı mübarek olsun. 

Şanlı kurtuluş Savaşımızın bizlere armağan ettiği Milli Bayramların dışında, çok önemsediğim bir bayramdır Kurban Bayramı.

Hani derler ya “Nerede eski bayramlar..”

Bu hüzünlü “nerede” sorusu daha çok eskilerin zamanlarındaki Kurban bayramlarından daha bir haz aldıkları, şimdiki bayramlarda gördükleri bazı beğenilmez tutumlar ve saygısızlıklar ile üç kağıtçılıklara karşı  bir yakınmadır.

Bizler ve bizim akranlarımız, onların anlattıkları anlamda “nerede eski bayramlar” yakınmasında bulunamayacak kadar eski değiliz belki. Ama düşünüyorum da bayramdan, kurbanın o bereketli, kutsal ve saygın havasından çok çok uzaklardayız günümüzde. Kurban Bayramı artık bir hırsızlık, soygun ve bayramla ilgisi olmayan, buzdolabını iki üç aylık et ihtiyacını karşılayacak şekilde  doldurma ve bedava et yeme telaşının öne çıktığı günler haline dönüştü.

Göreceksiniz  bayramın birinci günü akşamından itibaren kurban derilerinize musallat olan bir sürü irili ufaklı “Yardım Dernekleri”  türeyecek ve hepsi bağışlarınız karşılığında nasıl hayırlar işleyeceklerini ve kaç yoksulu sevindireceklerini anlatarak, din bezirganlığının olmadık numaralarını sergileyip kapınızdan ayrılmayacaklardır.. İşte sadece bu neden bile “Nerede eski bayramlar” lafını haklı bir zemine oturtur benim gözümde. Özellikle AKP’nin  her alanda pervasız ve “yol gösterici, cesaret verici” tutumundan sonra bilumum din bezirganı dernekler istedikleri gibi at oynatacak ve deri ticareti yoluyla milyarlar iç edilecek. Bu kurban bayramında da durum bu.  Şimdilik yapacak bir şey yok maalesef.

Neyse böyle anlamlı ve yardımlaşma egolarını en üst seviyeden tatmin edecek bu güzel günde canınızı sıkmak istemediğim için kısa kesiyorum ve hayatımda çok önemli yeri olan, rahmetli anama tekrar tekrar anlattırdığım, benimde az çok hatırımda olan bir kurban bayramı anımdan daha doğrusu o fakir ve çaresiz ailemizin anısından bahsetmek istiyorum.

Babam kahvehanelerde iş bulduğu zamanlarda çalıştığından, evimizin geçimi ev temizliklerine giden annemin üzerindeydi daha çok. Yine de yan yana iki odadan ibaret gecekondumuzda kıt kanaat geçinip gidiyorduk.

Yıl 1966. Babam iş bulamadığından, annemde en küçük kardeşim Nevzat’a hamile olduğu için çalışamadığından çok zor günler geçiriyorduk ve önümüzdeki haftada kurban bayramı idi. Babam her gün iş aramaya evden çıkıyor ve her akşam kederli ve umutsuz bir şekilde geliyordu. Günlük ihtiyaçlarımızı, şimdilik geleceği düşünmeden  Kars’lı Bakkal Nurettin amcaya yazdırıyorduk.

Bayrama dört gün kalmıştı. Babam sabah erkenden evden çıktı iş aramaya, gece gelmedi. Annem hasta, ablam kardeşlerim ve ben karamsar bir havada fıkralar anlatarak yorgan altında geçirdik o geceyi. Ertesi günde gelmedi babam, merak yerini endişeye bırakmıştı yavaş yavaş, kardeşim Servet ve bacım Güler ağlıyorlardı arada bir.  Ablam bizleri teskin etmeye çalışıyordu ama o da çok huzursuzdu. Hepimiz anneme korkularımızı ve aklımıza gelen kötü düşünceleri belli etmemeye çalkışıyorduk yorgan altında onunda ağladığını bile bile. O gece de yorganın altında sessizce bekledik ama yine gelmedi babam. Umut Mahallesinden ve yakınındaki okulumuzdan başka bir yer bilmiyoruz gidemiyoruz. Karakol aklımıza gelmiyor, telefon yok, haber yok, çaresiz bekliyoruz ama ne bir haber ne de babam ortada yok.

Arife günüydü babamdan hiç bir haber çıkmayınca Bakkal Nurettin amca’ya gittik ablamla. Ne yapacağımızı ve babama ne olmuş olabileceğini sormaya. Bekleyin dedi. Koskoca adam kaybolmaz ya çıkar gelir.

Bayramın ilk günü sabah erkenden uyandık hepimiz, zaten doğru düzgün uyumamış ve annemin yakınmaları ve sancı feryatları arasında ağlayarak sabahı zor etmiştik.

Sabah saatleriydi, insanların bayram namazından geldikleri saatlerde babam önünde bir koç ve cebinde bir tomar para ile çıktı geldi.

Kardeşlerim ve ablam ağlaşarak  babamın yüzünü gözünü yalarken, ben başı boş kalan koçun kaçmaması için çabalıyordum. Annemde ölünceye kadar babamdan hiç esirgemediği saygısı ve sevgisi ile yatağından çıkmaya çalışıyor ve ağlıyordu.

Anlatılmaz bir gündü. Gerçek anlamda bayram yaşıyorduk, hem paramız vardı hem de kurbanlığımız. Babamda ikide bir gülerek “Babana rahmet Gurban Ahmet” diyordu sık sık.

Doğal olarak hesap soruyorduk, nerdesin diyorduk babama, dört gündür nerdesin.

Ankara’yı bilenler bilir, İncesu’daki Ahmetler Postahanesinin karşısında 96’lar dediğimiz bloklar vardır. Oraları o zamanlar oralar boş arazilerdi ve bizlere çok yabancı yerlerdi. Babam iş aramak için yürüyerek oralara kadar inmiş, bir adam kan ter içinde caddeye dağılmış kurbanlıkları toparlamak için uğraşıyormuş, elinden geldiğince yardım etmiş ve koyunları toparlamışlar.

Adam Erzurum’dan kurbanlık getirmiş satmak için ve iki yardımcısıda işi bırakmış gitmiş, adam koyunlarla tek başına kalmış baş edemiyor, kimi kaçıyor, kimi caddeye çıkıyor tam bir bunalım adamdaki ve o anda babam hızır gibi yetişiyor.

Nerelisin falan muhabbeti, adam babama bayrama kadar yardım et seni memnun ederim diyor ve babamda zaten işsiz, hemen kabul ediyor. Tam dört gün su içmeye bile adamın yanından ayrılamıyor ve haliyle eve gelip haber veremiyor.

Çok üzgündü babam haber veremediği için ve tahmin ediyorum o kadarda gururluydu. Bu durumunu annemin başını okşarken gözlerindeki parlaklıktan hissetmiştim. Olur mu demeyin, oluyor. Dün gibi gözümün önünde o an.

Çok büyük eziyetler ve endişelerle karşıladığımız o bayram hayatımızın en güzel ve en huzurlu bayramıydı. Hem Kurban kesmiş hem de bakkal Nurettin Amca’ya borcumuzu ödemiştik.

Garip bir tesadüf o adamın adı Gurban Ahmet’miş.

Rahmetli babam ölünceye kadar işlerinin her rast gitmesinde “Babana rahmet Gurban Ahmet” derdi ve keyifle gülerdi.

Gurban Ahmet işlerin rast gitmesinde bir sembol isim olmuştu hayatımızda.

Ben de bazen "Babana rahmet Gurban Ahmet" diyorum. Hepinizin de bol bol demesini diliyorum.

İyi bayramlar..

Saygılar..

05.11.2011 

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..