Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '12

 
Kategori
Blog
 

"Blog Bültenleri" ve süt kuzuları...

 

Adam bağırıyor sık sık: “Etlerimiz süt kuzusudur. Buzdolabından bir adım dışarı atmamıştır” diye.

Bir filmde görmüştüm. Mahallenin kasabı o kadar tekrarladı ki bu reklam spotunu, bazen de şaşırarak “ Sütlerimiz, et kuzusu’dur,”  demeğe başladıydı.

Kasabın dediğini anladık. Adamın etleri,  “süt kuzusu” imiş.

Bir de, bloğun haftalık bültenlerindeki “süt kuzuları” na bakalım dedik. Yazılarımızın  bültene alınırken, hangi  katmanlardan geçip de yayın vizesi alıyor? Onu merak ettik.

“İdaremiz bu konuda  yazılı olarak diyor ki “ sütlerimiz et kuzusudur, pardon bültenlerimize giren yazıları  editörler seçiyor.

Eskiden makine ile seçilirdi bu sayfalara girecek yazılar. Makine bu. İsmi üzerinde. Hatalar yapabiliyordu. En kral yazıları göremiyordu. Otomatik dedik ya. O kadar hassas ki, bir gün arayla, tıpatıp aynı konudaki iki ayrı kişinin yazılarını bile  ayırt edebiliyor. Ama nedense, en paspalını seçiyordu. İşte burada ipler kopuyordu..

Ama neden ? Bu makine tek seçici değil mi?

“El değmeden,

Göz değmeden

Göz  görmeden,

Yallah tazyik

Cam fanus döne döne

İşaretliyor göre göre

Sek sek, seke seke

Mahmure

Yolluyor bültenine”

Öyle ya. İtiraz edemezsiniz. Milli piyangoya itiraz edenimiz oldu mu şimdiye kadar? Olmadı. Adı üzerinde.  Bu makine otomatik. Ama, daha üstün modeller geliştirildiğinde, bu makine, aynı konulu yazıların “en hasını”  anlar.

Eeee, biz de anlarız. Tonlarca mürekkep yuttuk. Bazen çok mahcup oluyorum İdaremize, insanlarımıza ve onun çıkardığı bültene karşı. Haşa, bir editör gibi, yazıları kritik ediyorum bazen. Duyuruyorum yazı sahibine: “ Bu yazın, garanti haftalık bültene girer!” diye. Neden? “ Blog’ların  varoluş sebebinebaygın bir yazı yazmış yazarımız. Böylece dost düşman bilsin, öğrensin blogların gücünü, kapasitesini. Okunsun, yayılsın” diyerekten. Gelin görün ki,  dediğim yazı seçilmemiş oluyor. Güya garanti verir gibi yazarına  bir sürpriz yapalım” dedikti. Ne gezeeeerr!

Editörlerimiz seçiyor yazıları. Buraya kadar tamam. İyi ki, aradaki akılsız makineyi yani otomatiği kaldırdılar, iyi de oldu hani. Böylelikle, içi boş yazılar yani “laylaylom” lu yazılar daha az gündeme geldi.

Fakat, şaka maka bir tarafa, bültenlere yazımız en iyisi mi editörler seçmeğe devam  etmeli.  Otomatiğe bırakmamalı.. Onlar belki de  “ Yorgunu yokuşa sürmeyin” diyeceklerdir. Haklıdırlar da. Fakat bültene girmeğe layık yazılar , blogcular indinde  çok önemli bir “kıstas”.

“Habur Sınır Kapsından” süzülüp bu bültenlere girmek, bazılarımız için bir onur meselesi. Yani insanlar, kendilerini, böylelikle “kalbur üstünde” kaldıklarını hayal ediyorlar.

Bazıları için; hayal, bir cihana değer, değil mi?

  

 

  

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..