Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

“Çimdikçi” tırnaklarını biliyor…

“Çimdikçi” tırnaklarını biliyor…
 

İbrahim PEKBAY, şimdi böyle görünüyor.


Önceki gün “Çimdik” yazarımız İbrahim PEKBAY ile karşılaştım yolda…

Bir günlüğüne “Seçim çalışmalarına” ara verip Ankara’ya gelmiş. “Hadi” dedim, “Şurada oturalım iki muhabbet edelim.” Gördüm ki “Muhabbet” filan edecek hali kalmamış ama “Peki” dedi, oturduk, kendimize iki sade kahve ısmarladık. Hal hatır girizgahında sonra sordum.

- Ne var ne yok?

- Patlatmaya mı çalışıyorsun?

- Neyi?...

- Beni…

- Ne patlatması yahu, sordum sadece…

- Sordun da ‘Ne var ne yok’ dedin.

- Eee… Demişsem n’olmuş?

- Türk de ilk bilgisayar icat edilince kağıda ‘Ne var ne yok” diye yazıp içine atmış da hani bilgisayar birkaç saat çalıştıktan sonra patlamış ya…

- Sen bilgisayar mısın ki patlayacaksın?…

- Değilim elbette, ama patlayacak hale geldim.

- Zor iş değil mi?

- Benim işim zor değil de, milletin işi zor…

- Neden?

- Kime oy vereceğini kestirmekte sıkıntı yaşıyor. Bir partiye bakıyor, bir adaya bakıyor. İşin içinden çıkamıyor. Ardından bir de kendine bakıyor, tümden apışıp kalıyor.

- O nasıl oluyor?

- Bak şöyle oluyor… Türkiye genelindeki ekonomik sıkıntıya bakıyor, bu iktidar gitmeli diyor. Tamam, gitsin diyor da, gelecek olan kim, bir de dönüp ona bakıyor.

- İyi ya işte, çoklu arasından bir seçim yapacak.

- Yok… Öyle olmuyor işte, seçim sürecinde kim ne verirse önce ona bakıyor. Verebilenler öne çıkıyor, bizim gibi veremeyenler, hep istedikleri için geride kalıyor. Hani ‘oy’ diyoruz ya…

- !...

- Kendisinin bu güne kadar ‘oy… oy…” diye yandığını unutuyor, sen isteyince canı sıkılıyor.

- !...

- Sonra elini yüzüne alıp soruyor ‘Tamam sana oy verelim de sen bana ne veriyorsun’ diyor.

- !...

- İşler bundan sonra Arap saçına dönüyor, ‘Milletim, senin derdinin çözümü bende, bak bunlar gerçekler, sen daha hala bu iktidara oy verirsen, gelecekte bir şey bekleme’ diyorsun, ama o, o andaki ne alacağına bakıyor.

- !...

- Niye sustun?

- Bilmem ki…

- Bilemezsin ki… Bu milletin ne istediğini, ne düşündüğünü bir bilebilsen, zaten iş kökünden çözülecek. Sen ne vereceğini biliyorsun da millet ne istediğini bilmiyor…

- Neyse… Seçilebilecek misin?

- Derler ya ‘Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar’ diye, biz doğruları söyledikçe dinleyen ne yazık ki kimse yok. Ya da yüzümüze karşı ‘Haklısın’ diyorlar da, sandık önlerine gelince yine bildiklerini okuyacaklar, burası belli…

- Canım, sen görevini yapıyorsun, gerisini düşünme…

- Zaten düşündüğüm yok ki… Verilirse en iyi şekilde görevimizi yapmaya hazırız. Vermezlerse…

- N’olur?

- Olacak bir şey yok, benim ‘Çimdik’ köşeme epey malzeme çıktı, iki sene daha yetecek kadar…

- Yani?

- Yani… Yazacağız, yazmaya devam edeceğiz, gün gelir belki anlayan olur diye…

“Yani” kelimesini pek açmıyor, belli ki son iki ay içinde epey dolmuş, patlayacak yer arıyor. Seçimden sonra başlarsa “Çimdik”lemeye, çok kişinin canı yanacağa benziyor.

19 MART 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..