Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '11

 
Kategori
Güncel
 

“Gezegeni harekete geçireceğiz”

“Gezegeni harekete geçireceğiz”
 

350 nedir? 350 ppm nedir? 

350 gezegenin sağlığı açısından çok önemli bir sayı. 

Hızlanarak artan etkiler sonucunda Bilim insanları ve iklim uzmanları, güvenli karbondioksit üst sınırını 350 ppm (milyonda 350 parçacık) olarak belirlediler. 

Günümüzde atmosferdeki mevcut karbondioksit miktarı milyonda 392 parçacık. Bu oran güvenli sınırın çok üzerinde ve her yıl yaklaşık 2ppm artıyor. 

Şu an uçurumun kenarında bulunuyoruz, atmosferdeki karbondioksit miktarı hızlı bir şekilde milyonda 350 parçacığa indirilmezse Grönland Adası’ndaki buzların erimesi ve donmuş toprak tabakalarının altından yüksek miktarda metan gazı salımları gibi geri döndürülemez etkiler yaşanabilir. 

275, 392 ve 350 

200 yıl öncesine kadar, atmosferde bulunan karbondioksit miktarı milyonda 275 parçacıktı. Milyondaki parçacık sayısı (ppm), atmosferde bulunan gazların yoğunluğunu hesaplama yoludur ve bir milyon gaz molekülü içinde kaç tane karbondioksit molekülü olduğunu belirtir. 275 ppm gezegenimiz için ideal karbondioksit miktarıdır, eğer hiç karbondioksit olmasaydı gezegenimiz yaşamak için çok soğuk olurdu. 

Karbondioksite ihtiyacımız var, ama ne kadarına? 

Bilim insanları, 392 ppm’in gezegen tarihinin en yüksek değeri olduğunu söylüyor. Bu yüksek değerin etkilerini yaşamaya başladık bile, yüzlerce milyon insanın içme suyu kaynağı olan dağ buzulları çok hızlı erimeye, hatta yok olmaya başladı. 

Sıcak havayı seven Sıcak havayı seven sivrisinekler artık her yere yayılıyor ve sıtma, deng humması gibi hastalıklar taşıyorlar. Toprakların verimi önemli ölçüde düştü. 

Deniz seviyesi yükselmeye başladı, bilim insanları bu yüzyılda birkaç metrelik yükselmeler yaşayabileceğimizi söylüyor. 

Eğer bu gerçekleşirse, pek çok şehir ve ada sular altında kalacak. Artık okyanuslar soğurdukları karbondioksit miktarı yüzünden çok daha asitli, bu ise bazı deniz canlılarının yaşamını zorlaştırıyor. 

Eğer karbondioksit miktarı 450-500 ppm seviyelerine ulaşırsa mercan kayalıkları yok olmaya başlar ve bu zaten kötü olan koşulları yaşanmaz hale getirir. 

İklim değişikliğinin hızlandığının belki de en açık göstergesi buzullar. 2007 yazındaki deniz buzu miktarı, 1979-2000 yaz ortalamasından yaklaşık %39 daha az. Kayıp alanın büyüklüğü neredeyse Britanya kadar. 

Kömür yakmayı durdurmalı ve gerekli olan enerjiyi güneş ve rüzgar gibi yenilebilir kaynaklardan üretmeliyiz. 

Eğer karbon salımını durdurabilirsek, ormanlar fazla karbondioksit miktarını soğurmayı başarabilir. 

Bilim insanları fosil yakıtların kullanımının azaltılması ve ormanların çoğaltılmasıyla bu yüzyılın ortalarında karbondioksit miktarının 350 ppm seviyesine düşürülebileceğini düşünüyorlar. 

Karbondioksit miktarı 350 ppm’in üzerinde kaldığı her gün yıkıcı ve geri dönülmez iklim etkilerini görme ihtimalimiz artıyor. 


350.org nedir?

http://www.350.org/ küresel bir hareket ve atmosferdeki karbondioksit oranının 392 ppm’lerden öncelikle güvenli üst sınır 350 ppm e sonrasında ise en ideal oran olan 275 ppm e geriletilmesini talep ediyor... 

Zamanımız dar, karbondioksit oranı 450 ppm ulaşırsa dünyanın ekolojik felaketten geri dönüş şansı yok.. 

350 ppm mücadelesini kazanmak zor bir iş, ama imkânsız değil. Karbon salınımını acilen durdurmalıyız. 

"Dikili İklim Adaleti Gönüllüleri” Nedir? 

Dünyanın her yerinde insanlar iklim krizine karşı sesini yükseltirken Dikili’den de bir grup insan 350 ppm için ses verdi. Dikili'de dünya ile eş zamanlı 350.org etkinlikleri düzenlendi. 

Her birimizin yaşadığımız yerlerde insana ve beraberinde doğaya sahip çıkmak için yapabilecekleri var. 

Biz http://www.350hemensimdi.org/ sürecinden bilgi sahibi olduğumuz andan itibaren gönüllü yaşadığımız yerde sürecin kolaylaştırıcıları olduk. 

Önce kendimizi tanımladık, bu hoşumuza gitti: “Dikili İklim Adaleti Gönüllüleri” Facebook’ta bir sayfa hazırladık... İlk on katılımcıyı grup kolaylaştırıcısı yaptık. Neyin peşinde olduğumuzu belirttik... 

Bu bize katılın çağrısı değil biz kendi yerelimizde hayata, suya sahip çıkacağız. 

Ve her birimiz de bu memleketin anayasa sorununa da dünyanın ekolojik sorunlarına da sahip çıkacak kadar var olmalıyız... Ara sıra doğa gezileri ve geçen yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz sardalya partisinin yenilerine de herkesi çağıracağız. 

Sorunlar hepimizin dibinde, bişey yapmalı, dur demeliyiz…
 

“Dikili İklim Adaleti Gönüllüleri” nin çağrısı: 

İnsan ve doğa uyumu olmadan imkânsız: Geçmişten özgürleşme, tarihten özgürleşme ve her bir gün kendimizi tamamen yeniden yaratabilme yetisi... 

Bütün sorumluluklarıyla birlikte kendi insanlığımızın kabulü... 

Olabilecek tüm farklılıkları dahi öngörerek birlikte olma çabası, dostlukları güçlendirmek... 

Tamamıyla kendini belirleyen bir toplum hayal etmek ve öyle bir doluluk ve yoğunlukla yaşama çabası; en azından bu hayalin peşinde olmak.. İnsan olmak; sürekli kendi insanlığımızı yeniden ele geçirme çabası... 

Bu nedenle iklim adaleti... 

http://www.facebook.com/groups/iklimadaleti/
 

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..