Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '09

 
Kategori
Edebiyat
 

"Haydi Abbas vakit tamam" ya da şiirimizde Baudelaire rüzgârı

"Haydi Abbas vakit tamam" ya da şiirimizde Baudelaire rüzgârı
 

Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık;
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülere sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten kimine gam.

Baudlairer’in İçe Kapanış şiirindeki bu dizeleri okumaya başlayınca, Cahit Sıtkı Tarancı’nın Abbas şiirini anımsamamak olası mı?

Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.


Bu tür alıntılar, etkilenmeler, dize kapmalar şiirimizin çeşitli dönemlerinde yaşanmıştır. Belki de bu dizeler Cahit Sıtkı’ya Abbas şiirini yazdırmaya kaynaklık etmiştir. Olsun.İki şiir de güzel, iki şiir de bizi güzel hüzünlere götürmüyor mu?

Yahya Kemal “Dünyanın en büyük şairi” olarak ilan eder Baudlaire’i. Necip Fazıl, Ahmet Hamdi Tanpınar da Baudelaire’den etkilenen şairlerimizdendir.

Sese, akışa önem veren Ahmet Muhip Dıranas da Baudelaire’den etkilenir ve onun havasını yansıtan şiirler yazar.

1960 kuşağı şairlerimizden İsmet Özel de Baudelaire’i es geçmez, onun da şiirinde etkileri görülür.

Kuşkusuz amacım Baudelaire hayranı şairler üzerine bir araştırma, inceleme yazısı yazmak değil.

Ancak şiirimizde etkisi görülen ve 31 Ağustos 1867’de 46 yaşında ölen şairi, yıl dönümünde anmak…

Modern şiirimizin oluşumunda, Fransız şairlerinin, Fransız şiirinin etkisi büyüktür. Batı edebiyatını tanımamızın öncülüğü de Baudelaire’e aittir. Baudelaire, 1821'de Paris'de doğar. Mutsuz bir çocukluk geçirir. 1839'da okuduğu okuldan disiplinsizlik yüzünden atılır. Hukuk öğrenimi görmeye zorlanan Baudelaire, buna başkaldırarak bohem bir yaşamı seçer. Burada frengiye yakalanır. Sonradan metresi olan Jeanne Duval ile tanışır. Babasının mirası olan parayı hesapsızca harcadığı için ailesi miras hakkını geri alır.

1846'dan sonra <ı>Kötülük Çiçekleri kitabına girecek şiirlerini yazmaya başlar.. 1848'de devrimcilerin yanında yer alır. 1857'de Les Fleurs du Mal (Kötülük Çiçekleri) kitap olarak yayınlanır, içindeki altı şiir kamu ahlâkına aykırı bulunduğu için Baudelaire hakkında dâvâ açılır.

1860'daYapay Cennetleri adlı yapıtını yayımlar. Bu yapıtında uçlarda gezinen bir kişilik sergiler. Bir tür otobiyografi olan Çırılçıplak Soyulan Yüreğim üzerine çalıştığı ve 1862'de Paris Sıkıntısı adıyla düzyazı şiirlerini yayımladığı sırada, frenginin yan etkileri giderek kendini daha fazla hissettirmeye başlar. İki yıl kaldığı Belçika'dan dönüşünde felç olan Baudlaire, 31 Ağustos 1867'de Paris'te 46 yaşındayken ölür.

Yaşamın gerçek anlamını araştıran Baude­laire, şiirlerinde yapmacıktan kaçınmış, Ro­mantik Akım’ın yapaylıklarını reddetmiştir.

Şiirlerinde genellikle iç gözlemlere yer verir. Simgelerin şiirsel gücünün duyumsandığı ya­pıtlarıyla 20. yüzyıl şairlerini çok etkilemiştir.

Yaşadığı dönemde Paris'in metropol yaşantısı üzerine kurduğu edebiyatı ve eleştiri yazıları, modernist estetiğin habercisi sayılır. Klasik geleneğe, egemen çağdaş zihniyetlere karşı isyanı ve gerçekliğe kafa tuttuğu imgelemi, zamanında şiirlerinin yasaklanmasına dek varan düşmanlıklar uyandırır.

Şiirlerini derlediği Kötülük Çiçekleri (Les Fleurs du Mal-1857) ve Paris Sıkıntısı (Le Spleen de Paris-1869), Ribaud'dan 'Mallarmé'ye önemli çok sayıda şairi etkiler.

Cevat Çapan bir söyleşisinde ”Baudelaire’den genç şairlerin öğrenebileceği çok şey var.” derken, haklıdır. Onun şiirinden, şiir bilgisinden, kültüründen yararlanmak, kuşkusuz yarar verecektir genç şairlere. Devam ediyor Çapan.”Bir kere Baudelaire’in toplum içinde sanatı göstermesi bakımından şairden bir şeyler öğreniyoruz.Baudelaire’in , şehir yaşayışının ritmini şiirine kazandırmasından bir şeyler öğreniyoruz.Şairin, ne kadar bağımsız düşünmesi gerektiğini ve sanatın kendine özgü kederinden vazgeçmemesi gerektiğini öğreniyoruz.Bunun için her genç şair Baudelaire’den etkilenebilir.”

Baudlaire’in ünlü şiirlerinden Albatros onun yaşamını, sıkıntılı, çileli geçen yaşamını özetler gibidir. İster misiniz o şiiri birlikte okumayı:

Sık sık, eğlenmek için, acımasız tayfalar
Yakalar kanadından bu deniz kuşlarını,
Ürkütücü sularda gemileri izleyen
Yolcuların yıllardır dost arkadaşlarını.

Gökten inen tasasız, bu utangaç krallar
Güvertelerin üstüne kondukları zaman
Geniş kanatlarını sofuca bırakırlar,
Yorgun kürekler gibi, sular üstünde kayan.

Sen ey kanatlı yolcu, bir zaman ne güzeldin!
Bak gaganı dürtüyor hoyrat tayfanın biri,
Ya öteki, bilir mi bu hale nasıl geldin,
Topallayıp öykünüyor uçtuğun günleri.

Ozan, ey bulutlardan toprağa sürgün ece,
Oklara göğüs geren, dostu fırtınaların,
Yuhlarlar yeryüzünde, seni de, gündüz gece
Uçmana engel olur, ağır dev kanatların.

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..