Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '15

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

“Herşey mümkün”

“Herşey mümkün”
 

Aslı GÜLER


Salt olduğu gibi… 
Cesur, zamansız, sınırsız… 
Hayallerinin huzurunda saygı ile eğiliyor, zihninin kapılarını sonuna kadar açıp hem kalbine hem mantığına kulak kesiliyor Aslı Güler…
Hayalinin peşine düşen, Aslı Güler’in Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi‘nde Şehir ve Bölge planlama bölümünden mezun olduktan sonra moda alanında adım adım ilerlediği başarılı yolculuğunu sizlerle paylaşacağız.
 
Neden moda?
Üniversite yıllarında giyecek ‘farklı’ ürünler olmadıgı için kendim yaratmaya başladım. Benim üniversite yıllarımda bu kadar farklı, marka, tasarımcı yoktu, olanlar da üniversiteli bütçemizi oldukça fazla aşıyordu.
Zamanla çevremden gelen beğeniler dogrultusunda hobimi meslek olarak yapabilir miyim diye adımlar atmaya başladım ve 15 yıl önce İstanbul’ a tasınarak kendimi tekstil ve tasarım sektörünün içinde buldum.
 
 
Kendi tarzını kabul ettirmiş bir tasarımcısın, fark yaratmanın altındaki sır nedir?
Fark yaratmak sadece ultra avangard kostümler yapmak anlamına gelmiyor. 
Her tasarımcının kendine özel niş ürünleri, kesimleri, kumasları olabilir. 
Kendi tarzına sadık kalarak her sezon farklı bir soluk getirmek gercekten cok zor bir iş.
 
Temalarını nasıl belirliyorsun?
Genellikle müzik ya da seyahatlerden etkileniyorum. 
Dinlediğim ve kulağımda sürekli çınlayan bir müzik parcasından koleksiyonun genel ‘mood’ u ve silüetleri gözümde canlanabiliyor. 
Bazen de seyahat ettiğim bir sehirde gördüğüm bir sergi, bir fayans, ya da bir mimari detaydan yola cıkarak koleksiyona start verebiliyorum.
 
Kumaş seçerken hangi detaylara dikkat edersin?
Kumasın ‘tusesi’ dediğimiz, ellendiğinde verilen hissiyatın doğal ve yumuşak. Olması, kumaşın terletmeyip nefes alabilir olması.
Genelde pamuk, ipek, keten, viskon gibi doğal elyaflardan yapılan kumaşları tercih etmeye çalışıyorum.
 
Ağırbaşlı, normal formlar bazen de klişe bütün kalıpları reddeden çizgiler…
Bu farklılığı nasıl açıklarsın?
O kadar farkli tarzlar ortaya cıkıyor ki—hem de hepsinin hitap ettiği bir kitlesi var.
Örneğin Jason Wu, Barbara Bui,The Row gibi son derece giyilebilir koleksiyonların yanında , 
Moschino’nun baş tasarımcı olmasıyla beraber Sünger Bob,Mc Donalds ve Barbie temalı koleksiyonlar yapan Jeremy Scott’un çılgın tasarımlarını bircok celebrity nin üzerinde görebiliyoruz.
 
Senin kahramanlarının ortak özelliği nedir?
Örnek olarak Julian Moore ve Cate Blanchett diyebilirim.
Zerafetle yaş alan, mesleki başarı yanında aile hayatlarını en öne koyan kadınlar.
Yeniliklerden korkmadan cesur adımlar atabilenler.
 
Dünya moda sektöründe Türkiye’nin duruşu…
Yurtdışında Türk tasarımını başarı ile temsil eden birçok tasarımcımız var.
Son yıllarda özellikle URGE ve INCUBE gibi projelerle desteklenen genc tasarımcılar da hızla ilerliyorlar.
İstanbul, İstanbul Fashion Week ile birlikte önemli bir moda başkenti olacağını hissettirdi.
Ama su anda bir New York, bir Londra gibi  ‘kendi stili olan metropol’ statüsüne heniz erismedi kanımca.
 
Koleksiyonlarında olmazsa olmazın, kilit parçaların var mı?
Kalem etekler ve farkli formlardaki beyaz gömlekler.
 
Sanat ve modanın DNA’larına bakarsak akraba olduklarını söyleyebilir miyiz?
Zira senin yolunun hep sanatla kesiştiğini görüyoruz.
Evet. 
İlk koleksiyonumu Venedik de dantelleri ile meshur olan Burano adasından esinlenerek olusturmustum. 
Dantelin ortaya çıkarken ona verilen emeği görmek ve sonucta çıkan ürünün estetiği, sanatın her branşının birbirine dokunduğunu gösteriyor.
2014 yaz koleksiyonumun çıkış noktası ünkü İspanyol mimar Gaudi’nin virtay ve seramik desenleriydi.
Desenlerden yola çıkarak cıvıl cıvıl elbiseler, etekler ve gömlekler ortaya çıkardım.
 
Koleksiyonların için müzik tercihini nasıl yapıyorsun?
Koleksiyon müziğim için hep ‘yeni’ yi ararım. 
Paris’deki Colette mağazasının online radyosu ve Dinamo Fm yenilikler takip ettikleri için favorilerim.
 
Beğendiğin tasarımcılar kimler?
Mary Katranzou’nun korkusuzca kullandığı nakış ve baskılarını,
Burberry nin tasarımcısı Christopher Bailey in klasik trenckotu her sezon farkli bir solukla ortaya koymasını,
Erdem’in romantik dantellerini,
Fendi’nin geometrik aksesuarlarını seviyorum.
Ayrıca Raf Simons’un kendi yorumunu kattıgı Dior’un yeni koleksiyonlarını da cok basarılı buluyorum.
 
Sevdiğin ressamlar?
Monet’in renklerini 
Miro’nun figürlerini seviyorum.
 
Hangi çağda nerede yaşamak isterdin, neden?
1970 lerde New York da Studio 54 zamanında yasamak isterdim. 
O dönemin ‘disco’ stilini ve müziğini cok sevmem dışında Andy Wharhol, Mick ve Bianca Jagger, Jack Nicholson ı da yakında görmek hoş olurdu.
 
Kostüm anlamında başarılı bulduğun filmler?
Bram Stoker’s Dracula 1 numaramdır. 
Bunun yanında Marie Antoinette de cok basarılıdır.
 
Ve kelimelerin gücü adına
Sır-Tutulmak zorunda olan
Kadın-Zarafet
Altın oran-Kime göre, neye göre?
Anatomi-Kişiye özel
Ustalık-Azim ve çok çalışmak,
Lirik-Melankolik
Fütürizm-Vizyonerlik
Estetik-Audrey Hepburn

Handan KOLTUK 
 
 
Toplam blog
: 47
: 121
Kayıt tarihi
: 06.03.15
 
 

Moda ..