Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '16

 
Kategori
Felsefe
 

"İyi, doğru, güzel, gerçek..." kavramları

"İyi, doğru, güzel, gerçek..." kavramları
 

yenifelsefe. com


Günlük hayatta bu  kavramları hiç dikkat etmeden, çoğu kez bir birinin yerine paldır küldür kullanırız. Oysa iyi’nin, güzel’in, doğru’nun farklı anlamsal boyutları vardır ve kavramlar aslında felsefi olan değişik derinlikleri işaret eder. Onun için gerçek anlamlarına dikkat etmek gerekir ve birbirlerinin yerine kullanmaktan kaçınılmalıdır.
 
Aslında, bu kavramlara takılmak demek, felsefenin ana konularına giriş yapmak demektir. Günlük dünyadan biraz sıyrılıp, felsefe dünyasına girdiğimiz an, bu dört kavramla burun buruna geliriz.
 
Onun için, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi(MSGSÜ) Felsefe Bölümü tarafından, 28-29-30 Nisan tarihlerinde “Kant Sempozyumu: Doğru, İyi, Güzel” etkinliğini gerçekleştirildi. Uzun boylu tartışıldı.
 
Yalnız Kant değil, Antik çağlardan beri bir çok filozof bu kavramları tartışıp durmuştur.
 
Kant’a göre,  güzellik ve doğruluk ayrı şeylerdir. Bir yargının, bilginin bir özelliği olan doğruluk akılla bilinebilir. Güzellik ise, aklımızdan çok duygularımıza ve hayal gücümüze dayanır. 
 
İyi; ahlakın ve ahlâk felsefesinin temel kavramıdır. Ahlaksal değer; ahlaksal olanın olumlu ana niteliğini gösteren özel bir kavramdır; ahlâkça değerli olan (karşıt kavramı: kötü). Ahlâk felsefesinde şu anlamlarda kullanılır: a. (Skolastikte) Tanrı'nın istemiş olduğu dünyadaki varlık düzeni ile uyumlu. b. (Kant'ta) İstencin, içerik bakımından değil de, yalnızca ahlâk yasasınca belirlenmiş olan biçimsel niteliği. (nedirnedemek.com)
 
İyilik; kavramı törel (ahlaki-etik)  bir değer taşır. Hayatta, İyi düşünülür, güzellik seyredilir, hoş duyumlanır.
 
Atasözleri iyilik için şu anlamları taşıyor:
 
“İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı. “
 
“Doğru” ise öncelikle bilginin bir özelliğidir; "nesnesine uyan bilgi" demektir. Bu durumda örneğin ben "maymun memeli bir hayvandır" dediğimde bu bilginin doğruluğu, ilgili olduğu gerçeklikte aranmalıdır. Doğruluk değişkendir; kişiden kişiye, durumdan duruma göre değişebilir ancak gerçek değişmez tektir.
 
Doğru kavramı kişiden kişiye göreceli olabilir, birine göre doğru olan bir şey bir başkası için yanlış bir şey olabilir. Sözgelimi,  en basitinden birine göre yalan söylemek yanlış bir davranıştır; bir diğeri "insanları üzmemek için" bazı durumlarda yalan söylemeyi doğru bulabilir. Ama “gerçek”  nettir, görecelik göstermez; kişilerin kendine göre yorumlamasına açık değildir.
 
Güzellik , güzel sanatlarla, duygularla ilgili bir kavramdır.  Bir insan baktığı tabloya, güzeldir, der fakat iyidir diyemez. Kant’a göre ikisi de ayrı şeylerdir. Güzellik, duygusal olanla ilgili durum iken, iyilik akılla kavranan bir kavramdır. Güzelliğin olduğu yerde sanat vardır. Güzellik, yüksek estetik değer belirtir. Basit bir ifade ile: hayranlık uyandıran, beğenilen niteliktir. Duyusal bir biçimi vardır. Düşünceye değil, seyre ve hayale dayalıdır. Güzel olanı bir işe yaradığı için değil, duyusal izlenim ve seyir için tercih ederiz.
 
“Gerçek” için belki "bir şeyin dış dünyada var olduğunu belirtmek için kullanılan sıfat" diyebiliriz. Bu açıdan "güneş gerçektir" denebilir. Gerçeklik var olan bir durumdur. Doğrular kişiden kişiye değişebilirken, gerçekler değişmez. “Gerçek” nesneldir; “doğru” ise çoğu zaman özneldir.  “Doğru”, gerçeğin kişi tarafından görülüş ve yorumlanış biçimidir.
 
“Ortaçağ’ın dini baskısından sadece burjuvazi önderliğindeki siyasi devrimlerle değil, insan aklının özgürleşmesini sağlayan felsefi/fikri süreçlerle kurtulan Avrupa, “iyilik, güzellik ve doğruluk erdemlerini” dinden bağımsızlaştırarak bu dünyanın parçası, malı haline getirebilmişti.” “İyi, güzel, doğru”nun dine göre algılanmış hali toplumda hâlâ etkinse, burada tarihin tek bir yüzünün olmadığı hatırlanmalıdır…”
 
İyi , güzel, doğru” yu amaçlarken, asıl istenilen insanoğlunun aradığı uygarlığı bulmak, yakalamak ve yaratmak için gereken siyasî, toplumsal, ekonomik ve teknolojik koşulları hazırlamak anlamına gelmektedir..
 
İyi olmak çoğu kez çıkarımıza ters düşer. Güzel'i tatmadan, anlamına varamadan önünden geçer gideriz. Sonunda iyiyi, doğruyu, güzeli yorumlayamadan da gerçeği göremeyiz. Sonunda belki de “İyi, güzel, doğru, gerçek”i paketleyip verenlere, inanç sahiplerine öylece bakar, onlara uyar, ezbere yürürüz.
 
Oysa bu kavramlar insan tarafından yeniden yorumlanmaya ve kişisel olarak benimsenmeye muhtaçtırlar.
 
Onun için bu kavramları kullanırken bize “empoze” edilen anlamlarını değil, bize doğru gelen, kendimizin olan anlamlarını kullanmalıyız ve kullanırken dikkat etmeliyiz.
 
Soyut kavramların genellikle “derin” anlamları olabilir. Bu anlamlar günlük hayatta gelişigüzel bir şekilde kullanılsa bile; gerçek anlamlarını felsefi boyutlarına dikkat ederek yakalayabiliriz.
 
Kavramlar üzerinde düşünüp taşınmak; ağzımızdan çıkan sözcüklere dikkat etmemiz gerekir. Bu iyi insan olmanın koşullarından biridir de… 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..