"Milyoner" kapitalizm gerçeğine ayrıntılı vurgu

Hindistan’ın bir başka yüzüydü Oscar’lı “Milyoner”.
Yoksa bildik yüzü müydü?
Hayır.
Aslında Hindistan’ın bir başka yüzü değildi “Milyoner”, aksine o bildik yüzüydü.
Kalabalık nüfusu.
İşsizliği.
Yoksulluğu.
Açlığı.
Sefaleti.
Hindistan sokaklarında kol gezen gerçeklerdir bahsettiklerimiz.
Hindistan gerçeği bu filmle bir kez daha çırılçıplak bir şekilde gözlerimizin önüne serildi.

“Milyoner” haklı bir şekilde Oscar ödülünü almış.
Konu mükemmel.
Farklı düzeyde bir anlatım dili, kostümler harika, müzikler tek kelime ile muhteşem ve oyuncular birbirinden mükemmeldi.

Sınıfsal çatışmanın alenen ortaya serildiği filmde Hindistan gerçeğini somut bir şekilde görüyorsunuz.

Hindistan’ı gezmeye gelen turistler diyor ya, sahte rehber olan ufaklık Jamel’e “Bize Hindistan gerçeğini göster” diye.

Ve gösteriyor Hindistan’ın gerçeğini sahte rehber ufaklık Jamel.
Dünyanın en büyük çamaşırhanesini gösteriyor.
Binlerce insan ırmak kenarında çamaşırlarını yıkıyor.
Ya çöplükler.
Ya o tuvaletler.
Drama bezenmiş hayatlar.
Kaçırılan, kandırılan çocuklar.
Gözleri oyulan ve dilenci yapılan çocuklar.
Filmin her sahnesi insanın yüreğini “cız” ettiriyor.
Ve Kapitalizmin umut vadeden yarışmaları ise Hindistan’ın izlence rekorları kıran programları.
Bir tarafta tekil umutlar yaratan Kapitalizmin kandırmacası ve diğer tarafta ise halk yığınlarının dramı.
Kuş bakışı görüntülerde şehrin kenarına konuşlanmış gettolar.
Gece kondular, çöplükler ve çöplüklerden karnını doyurmaya çalışan on binlerce insan.
Polis baskısı, halkı canından bezdiren uygulamalar, hukukun sadece parası olanlara ait olduğu iğreti bir düzen çıplak bir şekilde izleyicinin gözleri önüne serilmiş.

Son yıllarda yapılmış en güzel filmlerden bir tanesi diye düşünüyorum “Milyoner” filmini.
Bir nefes, bir açılım, farklı bir anlatım ile sinema sektörünü daha farklı bir noktaya çekecektir.
Yapımcıların daha yaratıcı olacağını düşünüyorum “Milyoner” filminden sonra.
Çünkü izleyici bıktı artık o ne idüğü belirsiz fantastik filmlerden.
Doğaüstü güçler üzerine inşa edilen içeriksiz filmler izleyicinin ruhunu kararttı.
Son yıllarda yapılan bu tip filmlerin ne bilim-kurgu özelliği oldu, ne de doğru dürüst bir konusu.
Bir türlü Amerikan film sektörü kendisini bu gibi filmlerden kurtaramadı ve bizim gibi ülkeleri de esir aldı.
Son yıllarda bizim de şöhretli kimi isimlerimiz bu tip filmlere icabet ettiler ya.
Sonuçta içeriksiz bir takım yapımlar çıktı ortaya.

“Milyoner” filmi için söylenecek tek bir cümle var.
“Her şeyi ile güzel bir film”.
Mutlaka izleyin.
Sakın kaçırmayın.

Hele hele şu son yıllarda Kapitalizm’in krizi üzerine o denli çok şey yazıldı ve çizildi ki, film tam da cuk diye yerli yerine oturuyor.
Kapitalizmi müthiş bir şekilde sorguluyor.
Somut hali ile sorguluyor.
Ve “Milyoner” filmi Kapitalizmden kaynaklı tüm toplumsal çarpıklıkları bir güzel izleyicinin zihnine nakşediyor.
Adeta dantel örer gibi örüyor.
Adım adım kapitalizmi sorgulamaya başlıyorsunuz.

İzleyin.
Hem de zaman kaybetmeden.