Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '09

 
Kategori
İzmir
 

"Ruhlarımızın da, dinlenmeye ihtiyacı var!"

"Ruhlarımızın da, dinlenmeye ihtiyacı var!"
 

İzmir B.Şehir Belediye Başkanı, bu san'at merkezini açarken çok gururluydu. Reside Kocaoğlu.


Dünya standartlarına göre yapılıp da İzmir’in simgesi durumuna gelen ve Başkan Kocaoğlu’un eseri olan Adnan Saygun Sanat Merkezinde açık hava etkinliklerinden olan “Oda müziği” konserlerinin ilki, “ Solfej Bahçesi” inde verildi ve İzmir’lilerin beğenisini topladı.

Her şey; Dün gece, sakin bir atmosfer içinde, aydınlanan mum ışığı altında geçti. İzmir’liler, bu oda müziğinden doyasıya esinlendiler ve memnun kaldılar. İzmir Belediyesinin Sosyal İşler Başkanı Prof. Dr. Hülya Güven’in bildirdiğine göre de bu oda konserleri, her hafta Salı günü ücretsiz olarak devam edecek.

İzmir’liler, işin kolayını buldu. “Ruhlarını dinlendiriyorlar şimdi.” Ruhların da dinlenmeğe ihtiyaçları var! Mum ışığı altında klasik müzik dinleme Oradakilere antrakta sorduk: “Bu nasıl bir şey?” diye. Herkesin birleştiği nokta, “ Zengin his yağmuru altında, saçak altına, şemsiyeye sığınmadan, kendinizi bu duygu yağmurlarına kaptırmak, doyasıya bu his yağmuru ile ıslanmak, ıslanmak!” İşte! Tam da, “İzmir’lilere göre” bir cevap!

İzmir’in, Güzelyalı’ sında, eski troleybüs atölyesinde kurulan Adnan Saygun Kültür Merkezinin ilk açılışı, bildiğiniz gibi görkemli olmuş, Başkan Kocaoğlu ‘Burası, İzmirin simgesidir” demişti.

Orkestrayı, klâsik müziği, çalınan parçaları bilmek, tanımak çok önemli. Hakkâri’ye, C. Başkanlığı Flarmoni Orkestrası, halka konser vermeğe gitmişti. Herkes yerlere oturmuş, elleri yanaklarına dayalı, çıtı çıkmadan dinlemişti çalınanları. Ne bir alkış, ne bir kıpırdanma. Onlar, dakikalarca, çalınan müziğin tesirinde kalakaldılardı öylecene. İşte müziğin kudreti! Hülyalı bakışlarla başka alemlere gitmişleri hepsi.

Eminim ki, çalınan parçanın ruhunu hiç anlamasalar bile, o parçanın, kendi ruhlarında bıraktığı iz, çok derindi. Demek ki, orta yerde bir ruh vardı. Bu, çalınan parçanın özü, temasının yoğunlaşmış his dünyasıydı Öte yanda da kendi ruhları vardı dinleyicilerin. İşte o önemliydi.

Maharetli eller, parçanın ruhunu vererek çaldılar. Bu ruhu algılayacak ruhtan yoksunsa insan, o ruh, tek olarak ortada asılı kalmaz mı?! Bunu niye anlatıyorum? O gece orada, mum ışıkları altındaki konseri izleyenler, bir ibadetin manevi hazzını, birlikte yaşadılar. Bu haslet de, İzmirlilerin ruhunda var zaten

Herkes hoşlanmayabilir klâsik müzikten. ADTC Fakültesinin ücretsiz konserlerini takip etmiş biri olarak, klâsik müzik, ruhları daima yüksek tutmuştur. Sahnede, enstrümanlarla yaratılan fırtına, şimşeğin çakması ve düşmesi, atın terkisinde kaçırılan kızın feryatlarına bakıp bakıp, “ Tüh, şemsiye de almadık” demişliğimiz çok olmuştur. İnsan ruhunda husule gelen oluşuma ve tesire bakın siz.

Dr.Şef Hans Hohner idaresindeki C.Başkanlığı Senfoni Orkestrasında baş kemancı ve konsermayster Sedat Ediz’di. Adnan Saygun’un eserleri, huşu içinde dinlenirdi.

Müzik, ruhlarımızı yücelterek incelten, duygu ve düşüncelerimizi düzenlenmiş seslerle ifade eden; Bir ilim, bir fen, bir san’at ve güzel bir lisandır” Bu tarif, müzik öğretmenimin tarifidir. G. Bizet’in İnci Avcıları parçasının Türkçe’sini yazan öğretmenim Hayrunisa Hanımındır.

Bu günkü konservatuar öğrencilerinden bu tarifi istediğimde, bana: “ “Müzik, müziktir işte!” diyen olmuştur.

Ama; İzmir’de durum değişik, herkes yeniliğe, güzelliğe, çağdaşlığa,

açık. Bunu; İsteyerek, severek, bilerek yapıyorlar.

Zira “ Gen” lerinde var.

Resimler: ( Aaaaz, sonra)

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..