Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '08

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

"Sana Gelmesini Bekleme! (Arayıp Bulacaksın)"

"Sana Gelmesini Bekleme! (Arayıp Bulacaksın)"
 

polisamca sitesinden.


Herkes zaten yolunu yordamını bilse, bu işlere bakanların çoğu o görevlere atanıp maaş verilmez. Bir çok kamu kuruluşu yapacağı ve yapmakta olduğu hizmet konusunda broşürler basar yayın yapar. Ama ne yazık ki bu konulara bakmakla görevli olanlar lakayt kalmaktadırlar.

Ne den mi söz etmek istiyorum. Anlaşılmasın hemen diye böyle yazıyorum. Çünkü yedi dereden su getirtirler kamusal hizmeti vermekle görevli olanlar, çok zaman, birçokları sanki kendi görevi için davetiye isterler de ondan bizde bu ortamda olunca etkilenip şıp diye yazmıyoruz. Konuyu çözmek için uğraşsınlar diyoruz! Kötü mü yapıyoruz! O halde ya görevliler ?

"Faruk" da bir vesile oldu, bu konuda yazmaya. Proğram yok ki (tv. de ) biçarelere yardım sahneleri eksik olsun. Son günlerde şarkı yarışmaları ses sanatçılığı bile, bu muhtaçlara dönük yapılmaya başladı. Bu konuda toplumun hassasiyeti suistimal dahi edilen yayınlar görülebilmektedir. Gösteriş sahneleri, ekrana gelen ailelere daha sonra ne gibi psikolojik ruhsal durumlar yaratmaktadır!

Bu konuda Bakanlık ve ilgili kurumlar olduğu halde. Sayın Başbakan'ın Valilere bile kömür için talimat verdiğine göre hala neden il ve ilçe kuruluşları bu yönde aktif çalışma sergilemezler? Kömür yardımından daha mı önemsizdir ? Herşey de Başbakan'ın bireysel ilgileneceği görev değildir. Ancak dinamizmi bu konuda da vermelidir.

Özellikle engelli bireyleri olan ve muhtaç durumda ki aileler neden kendiliğinden ilgililerce istatistiki ve ihtiyaç madeleri ile ilgili envanteri çıkarılmaz. Bu durumda olan insanlarımız unutulmamalı ki çok hassas ve daha duygusaldırlar. Onurları daha örgündür.

Bedensel-fiziki engellilerde art niyet ve sahtecilik aramaya gerek yok, kimse bu durumu kasti olarak yapacak değildir. Bir çokları zaten muhtaç ta değildir, ama onlara da zaten sakatlık maaşı verilmekte olduğunu sanıyorum. Bu konuda yasal imkanları da genel çerçeve olarak araştırmadan bu blog'u yazıyorum ama var olması da demek ki yeterli olmuyor. Önemli olan bu imkanları işlerlik kazandırarak amacına ulaşmaktır.

Bu konuda ki İl ve ilçe düzeyinde aile yardım görevi amacıyla kurulmuş birimler varken neden hala mağdur durumda insanlar perişan durumda kalmaktadır, bu işin de sorumluları olması gerekir. Hz. Ömer Kültürünü her vesileyle anımsarız da gereğini yerine getirmede unutkan oluruz neden se.

Engelli olupta hem muhtaç, hem eğitim çağına gelmiş çocukların ihtiyaçlarını karşılamak, ilgili kurumlar için çok mu külfet getiriyor! Bu tip durum içindekilerin bilinç düzeyi ve sosyal yönü ihtiyaçlarını karşılayacak kurumları kendi çabaları ile bulmalarına yeterli olmayabilir. Hatta cahillik nedeniyle çevresi dahi, hatta muhtarlar dahi ilgisiz kalabilir. Bütün bu olumsuz etkiler de göz önüne alınarak sadece maddi değil hizmet ve bilgi ihtiyacı da olan aile ve çocuklarına ilgili kurumların koruyucu şefkat göstermesi gerekmez mi ?

Bu konuda ki bekleyiş içinde olan Adıyaman'da ki Faruk ve ailesi bu ilgiyi bekleyenlerden bir misaldir. Resmi vaya gönüllü herkesin bu insanlara ilgi göstereceği muhakkaktır. Öğretmeninin konuyu bu platformlara kadar taşıması gerçekten ilgisizliğin bir göstergesidir.

Elbette Bloger arkadaşların söylemi ile "damlaya damlaya göl olur" sadece faruk değil, aynı kaderi paylaşan diğer yurttaşlarımız içinde.




nariçi:23.01.08


Konu ile ilgili bloglar:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=86568

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=87468

 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..