Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '07

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

"Sanat yasadışı bir eylemdir"*

"Sanat yasadışı bir eylemdir"*
 

Aslında bu heykelin kusuru kızın memelerinin küçük ve sarkık olması.


heykeltraş Olaf Metzel'in "Türk Lokumu" adını verdiği türbanlı çıplak kadın heykelinin yarattığı infial üzerine, 9 Aralık 2006'da yazdığım eski bi blog yazımı nerdeyse hiç değiştirmeden "dejavu kategorisi" nde tekrar yayınlamaktan başka çarem kalmadı.

Geçen sene tam da bugün çıkan bi haberde, Edirne'deki "Çağdaş Türk Kadını" adlı çıplak kadın heykelini birileri yan yatırmıştı ! Bir kaç gün önce de Metzel'in, türbanlı kadını kendince yorumladığı heykeli yine birileri yan yatırmış.

bence 9 Aralık tüm dünyada "Türk Kadını Heykellerini Yan Yatırma Günü " ilan edilsin.


Anlaşılan herkes Türk kadınına dair heykellerden feci korkuyor ve tepkiler her seferinde aynı oluyor.


Sanat, özünde aykırı bir ifade biçimidir. Sanatçı, çok tartışmalı bir durumu provoke edebilir, bunu da oldukça zarif bir biçimde yapar genelde.

Çünkü aynen John Cage'in de dediği gibi,

"Sanat, yasadışı bir eylemdir. Hiç bir kurala boyun eğmez. Kendininkilere bile. Bir sanat yapıtını deneyimleyen herkes sanatçı kadar suçludur. Bu, bir suçu paylaşım sorunu değildir. Hepimiz suçun tamamını üstleniriz"(1)


Ben, türbanlı ama vücudunun geri kalanı çıplak bu heykeli gördüğümde gerçekten de zıpkın yemiş bir balık kadar etkilendim.

Bir düşünce ve duygu bu kadar keskin , aynı zamanda da bu kadar zarif ve güzel anlatılamazdı dedim içimden.

Sanatçının sorduğu ve bizim de sormamızı istediği pek çok soru var bu heykelde.

ben de sorayım öyleyse:

Soru 1: Bir kadın başını örttüğünde vücudunun geri kalanını bir başka zihnin çırılçıplak hayal etmesini engelleyebilir mi?

Soru 2: Bir sanatçının bu çok temel soruyu sorma ve bunu da kendi yöntemiyle anlatma özgürlüğü yok mudur?

Soru 3: Daha ne kadar heykel yıkılması gerek bir düşüncenin sanatsal yolla anlatımına katlanmayı, tahammül edebilmeyi öğrenmemiz için?




İşte 9 Aralık 2006 da yazdığım blogumun aynen kopyalanmış hali:

"HEYKELE TAPANLAR KİM?

"Haberi görünce beni bir gülme aldı. Türk Kadınlar Birliği Edirne Şubesi'nce dikilen 400 kiloluk "Özgür ve Çağdaş Kadın" heykeli kaidesinden sökülüp yere düşürülmüş.

Heykel Milliyetin haberindeki fotoğraftan görüldüğü kadarıyla çıplak bir kadın heykeli. Hayret, nasıl oldu da parçalamadılar ya da nasıl oldu da "daha kötü bir şey" yapmadılar dedim içimden.

Şimdi bu heykel yıkılmış olduğunda Çağdaş Türk kadını da yere düşmüş oldu mu yani? ya da şöyle diyelim.

bir çıplak kadın heykeli dikildiğinde, hem de bu Özgür ve Çağdaş Kadın'ı anlatmak istediğinde şu anlama gelir mi?

"Ey Türk kadını sen de soyun"

ve pekiii, diyelim heykeltraş Türk Kadını'nı böyle yorumladı. Şimdi bütün kadınlar çağdaşlığın ve özgürlüğün gereği olarak hep beraber soyunacak mıyız acaba?

Öte yandan putperest olmadığımıza göre o "put" yıkıldığında biz daha önceki düşüncelerimizi değiştirdik mi şimdi?

Özgür ve Çağdaş bir kadının nasıl olacağına dair hepimizin kafasında farklı imajlar ya da düşünceler olabilir tabii ki. ve bu heykel de bizim kafamızdakiyle uyuşmuyor olabilir.

Ama benim anlamadığım nokta şu:

Bir heykel sanki bir putmuşçasına güçlü bir şey midir de düşüncelerimizi bir anda değiştirebilecek kadar büyülesin?


Öyle ise biz hala totem ve tabu kültürüyüz.

Yurdum insanını anlamak ve yorumlamak için özel bir birim kurulsun bence. Çelişkilerle dolu, bir türlü hangi ipi hangisine bağlayacağına karar veremeyen "yurdum insanını çözme bakanlığı" olsun adı da........................."

diyerek bitirmişim o tarihte bu yazıyı.


blognot: geçen sene yazdığım bloga konu iki olayın arasındaki 7 farkı bulabilir misiniz?

dejavuya konu olan blogum için bakınız:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=16618


dejavu haberler için bakınız milliyetin 9-12-2006 ve 9-12-2007 tarihli iki haberi:

http://www.milliyet.com/2006/12/09/guncel/gun01.html

http://www.milliyet.com.tr/2007/12/09/siyaset/siy03.html


(1) Besteci ve Sanat Filozofu John Cage'in yazılarının yer aldığı Hira Doğrul'un derlediği "Alışılmadık Sesler" kitabından alıntıdır. Dost yay. Ekim 99, sf. 12.

 
Toplam blog
: 121
: 2834
Kayıt tarihi
: 09.07.06
 
 

Başkentte doğmuşum ve orada gidilecek tüm okullara gitmişim: ODTÜ-Psikoloji ve Ankara Üni. İletiş..