Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '14

 
Kategori
Blog
 

"Sevgili okurlar" demek ya da dememek

"Sevgili okurlar" demek ya da dememek
 

Yanlış anlamak, anlaşılmak da insana mahsustur.


Bu sayfalarda öğrendim.

"Sevgili okurlar" ifadesi sizin egonuzun şişkin olduğunu gösteriyormuş.

Kimi blog yazarı arkadaşlar buna çok dikkat ediyor, o ifadeyi kullananları da hem uyarıyor, hem eleştiriyorlar.

Bana o tarz bir uyarı gönderen blog yazarı bir arkadaşa verdiğim yanıtı da, bu konunun düşündürdüklerini de sizinle paylaşmak istedim.

Bildiğim kadarıyla sevgili sözcüğü Türkçe 'de  çok farklı anlamlarda kullanılıyor olsa da Türk Dil Kurumu'nun sözlüğündeki ikinci anlamıyla "sevgi ve bağlılık duyulan " anlamına gelmektedir. Bir yazarın yazısını okuyan birine sevgi duymasından, bunu açıkça ifade etmesinden daha doğal ne olabilir.

Bir yazar okuruna sevgili deyince egosu nasıl şişer?

Bu durum nasıl bir hata, bir suç olarak değerlendirilir?

Siz bir dostunuza, arkadaşınıza "sevgili Ahmet" deyince onu küçük görmüş gibi mi olursunuz?

Sorun "sevgili"de değil, "okurlar" sözcüğünde ise bu eleştirel yaklaşımın anlaşılır hiçbir yanı yoktur. Yazdığınız şeyi okuyan kimse sizin okurunuzdur. Bunu ifade edebilmek için başkaca hangi sözcüğü kullanabilirsiniz ki?

Sakın bu iki sözcük birlikte kullanıldıklarında şişkin ego mesajı veriyor olmasınlar.

Öyle bir şey varsa lütfen, siz sevgili okurlarım beni uyandırın.

Yazılı ya da sözlü iletişim iki ya da daha fazla kişi arasında gerçekleşir. O iki ya da daha fazla kişinin doğal olarak kendi farklı kültür dünyaları çerçevesinde beğendikleri, beğenmedikleri; onayladıkları, onaylamadıkları da vardır. Bütün bunlar gayet doğaldır.

Ortaokul Türkçe kitabında "Bakmak Görmek" başlıklı bir yazı vardı. Nasıl baktığımız, neler gördüğümüzle ilgili bir yazıydı.Aynı şeylere bakıp farklı şeyler görebileceğimizi çok güzel anlatıyordu.

Herkes kendi birikimiyle, niyetiyle, doğrularıyla bizim hitap sözcüklerimizi, duruşlarımızı, konuştuklarımızı yorumlar.

O yorum bizim sözümüzün, duruşumuzun, durumumuzun doğru karşılığı olmayabilir ve bazen de tam tersi yönde bir değerlendirme olabilir.

Hepimiz hata yaparız. 

Bu hatalara güzel bir örnek vermeme ne dersiniz?

Sürekli kaşları çatık duran bir esnaf arkadaşım evine giderken elinde sopa olan tanımadığı biri tarafından yolu kesilmişti.

"Gel bakalım" demişti kızgın muhatap. "Her gün buradan geçerken bana niye ters ters bakıyorsun?"

Arkadaşım da gülümseyerek kendisiyle tanışıp tanışmadığını, daha önce aralarında bir sorun olup olmadığını sormuştu.

"Öyle bir şey yok" demişti kızgın olan.

"Öyleyse, ben sana niye ters ters bakayım kardeşim" demişti arkadaşım da.

Vatandaş, arkadaşımın duruşundan kendisine hakaret anlamı çıkartmıştı. Çıkartmış ve içerlemişti.

Çıkartmış ve sopayı alıp karşısına dikilmişti.

Oysa öyle bir şey yoktu. Durum anlaşıldığında sorun ortadan kalkmış, herkes kendi yoluna gitmişti.

Ben çevremdeki genç kız ve erkeklere duruma göre biraz da ağız alışkanlığıyla "canım" derim.

Bir keresinde gaflette bulunup hanımın yanında aynı şekilde hitap edince fırçamı yemiştim.

"Niye elin genç kızına canım" diyorsun demişti kızgın bir ses tonuyla.

Neye uğradığımı şaşırmıştım. :) O zamana kadar hiçbir zaman onun kastettiği anlamda demediğim için şaşırmıştım.

Konu "canım"dan açılmışken çok eskiden okuduğum bir haber de geldi aklıma.

Savcının biri, sabahın erken saatinde bir daire amirini aramış. O sırada odayı temizlemekte olan işçi telefonu kaldırıp "buyurun canım" demiş.

Savcı abimiz "yahu ben koskoca savcıyım, sen bana nasıl canım dersin" diyerek adamı mahkemeye vermiş, huzursuz etmiş ve günlerce mahkeme kapılarına taşınmasına neden olmuş.

Sözü uzatmayayım.

Hitap şekillerini, ifade ve duruş biçimlerini kendi bakış açımızla değerlendirip kötü notları bastırmadan önce karşıdakinin gerçekten ne demek istediğini anlamamızda yarar var.

Bu hepimiz için böyle.

Yoksa gereksiz sıkıntılarla hem kendimiz üzülürüz, hem de muhatabımızı üzeriz.

Oysa böyle olur olmaz şeyler için, kısacık yaşamlarımızda kendimizi de, başkalarını da üzmeye değmez.

Ben öyle düşünüyorum.

Siz ne dersiniz?

 

08.08.2014

 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..