Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '09

 
Kategori
Blog
 

“Yaşam keyifli bir deneyim, lütfen gülümseyin…”

“Yaşam keyifli bir deneyim, lütfen gülümseyin…”
 

Kaynak:İnternet


Her bir deneyim yaşandığı anda pek keyifli olmayabilir elbette, lakin yaşarken pek utandığımız, üzüldüğümüz şeyler gün gelip de hangimiz için komik gelmedi?

Ya da çok üzüntülü yaşanmışlıklar dahi kordan küle dönmedi?

Çok keyif aldığımız anlar hüzne bulanmadı mı an geldi…

Deneyimler bir şekilde bizi büyütüyorsa, sevgiyle kabul etmek lazım, hatta keyfini çıkarmak da cabası…

……

En bi güncel konudan bodoslama giriş yapacağım: Reklamına reklam katacağım Ümit Culduz!

Bir yazısında mıydı, yorumunda mı, anımsayamıyorum, yazı başına para aldığını yazmıştı, ben de çaylak olarak, hem de paraya ihtiyacı olan bir ana olarak, pat diye atlamıştım! Ciddi ciddi sormuştum, gerçekten böyle bir uygulama var mı diye…

Beni tiye aldığını fark ettiğimde cidden çok bozulmuştum.

Günlerimi, gecelerimi almıştı düştüğüm durum, ne yalan söyleyeyim!

Sonraları akıl hocalığı yapmaya başlamıştı, üzülmüş olacaktı zannımca safiyane kanmama, hatta jest olarak yazdığım mesajı da sayfasından silmişti, ama dik başlı olduğumdan pek uyamadım dediklerine, böylelikle başladı kavga… J))

Culduz’un yerinde olsaydım “para mı alınıyor gerçekten de” diye sorulduğunda, “yok canım, şakaydı” derdim, mesela…

……

Sevgili Sabiha Rana, özünüzde pek mutebersiniz, muhtemelen, ancak sizin de ifade ettiğiniz gibi “tık” lanma konusunda vallaha da bir takıntınız var!

Hani, porno morno, alıştık gitti, ama geçenlerde Deniz Yakut Google ile ilgili bir yazı yazıp da, tahminen, hiç beklemediği kadar bir tık elde ettiğinin ertesinde üç-beş blog “Google” isimli yazılar yazmanız dikkatimden kaçmadı!

Yazasım olsa da o anda yazmazdım ben, mesela…

……

Sevgili Arif Öğütçü, iyi niyetiniz had safhada, takdir etmemem mümkün değil… Öyle açık şekilde yazma çabanızdan söz ediyorsunuz ki, destek olmamak olası değil!

Yıpratmaya çalışanlarla aynı torbaya girmeyin, ne olur!

Yerinizde olsam, bazı kişileri hiç ciddiye almazdım!

…….

Sevgili .........., son sözü ilk olarak söylemeyi dürüstlük olarak görüyorsunuz, ancak karşınızdaki kişi ne demek istiyor, neyi anlatmaya çalışıyor, dinliyor musunuz? Yoksa, önyargılı olarak “hah bunu diyecek” diye düşünüp, ben bunu dersem, o da bunu diyecek diyerek mi son sözü peşinen söylüyorsunuz?

Bu dürüstlük değil, önyargıdır, bencilliktir, karşı tarafı dinlememektir!

Karşı tarafa hattı zatında kendini ifade etmesine izin vermemektir!

Bu durumda dürüstlük söz konusu olamaz, dürüstlük eşit şartlarda oluşabilir ancak, gözlemlediğim kadarıyla siz uzlaşmayı hiç düşünmeden, karşı tarafın uzlaşma amacı güttüğüne dahi inanmadan, hatta hesaba dahi katmadan kendi adınıza bir sonuca varıyorsunuz, ki bunun adı dürüstlük değil, olsa olsa peşin hükümlülüktür, altında da yatan bencilliktir… Benden daha iyisini bilemez, düşünemez bir insan sendromu…

Ben olsam, son sözü sona bırakırdım, kim bilir karşımdaki benim son sözümden daha değerli bir şeyler söylerdi… Hatta ben utanırdım, son sözümün beynimde oluşmasından dolayı…

……

Şimdilik benden bu kadar!

……

Yaşam keyifli bir deneyimdir, lütfen gülümseyin…

……

“Ben olsaydım… Hani onun yerinde… Böyle yapmazdım! Dediğimiz halleri isterseniz biraz daha açalım! Malum, açılıp, saçılıyoruz!

Vallaha, ben de açılıp, tarzıma göre fazlasıyla saçıldım, sonum hayrolsun! J))

Gülgün Karaoğlu

Kasım, 03/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..