Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

10 bin 500 uyanık

10 bin 500 uyanık
 

Uyanık olmayı seviyoruz. Gerçi bizim uyanıklık anlayışımız hafif bir üçkağıt görünümünde ama, olsun. Kuyruklarda çaktırmadan aradan kaynak yapanlara, trafiğin sıkışık olduğu saatlerde, karşı yönden gelen yola geçerek jet gibi normal yolda bekleyenleri sollayanlara siz de rastlamışsınızdır.

Babasından maaş almak için evlendiğinde resmi nikah yaptırmayan kızların veya boşanıp babasının maaşını aldığı halde evli gibi yaşayan kadınların, gazetelerde televizyonlarda çıkan haberlerine de aşinayız.

Hiç ihtiyacı olmadığı halde yeşil kart alanlar, arkadaşının pasosuyla, akbiliyle seyahat etmeye kalkanlar, kanıksadığımız sıradan uyanıklıklar.

Uyanıklıkla ilgili halk arasında söylenen şöyle bir deyim de var: Uyanığı severim ama, benden daha uyanık olmayacak!

Bugün gazetesinde manşetten verilen şöyle bir haber var: "10 bin 500 uyanık…"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in yaptığı açıklamaya göre, 506 sayılı yasada yapılan değişik sırasında oluşan boşluktan yararlanarak, güzel yurdumuzda 2000 yılından önce emekli olan bazı işçiler bir ay süreyle işe girmiş ve daha sonra tekrar emekli olarak maaşını yüzde 20 ila yüzde 40 oranında artırmış.

İşin tuhafı, bunlarla ilgili olarak yapacak birşey de yokmuş.Çünkü kazanılmış hak söz konusuymuş. Ancak bundan sonra bu şekilde bir olay yaşanmaması için kurum gerekli tedbiri almış ve artık başvuru kabul etmiyormuş…

Çoğunuz belki ne var bunda, madem yasada boşluk varmış, vatandaş da hakkını kullanmış diyeceksiniz. Doğrudur, ben de zaten bir şey demiyorum. Hem desem ne yazar ki… Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş, Kadıköy’e bile yaklaşmış.

Benim dikkatimi çeken bugünkü gazetelerin bir kısmında yer alan başka bir manşet.

Biliyorsunuz son bir yıldan beri Türkiye kendi iç meseleleriyle uğraşmakta, etrafında ne olup bittiğine bakmaya fırsat bulamamıştı. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle başlayan ve genel seçimlerin erkene alınmasına sebep olan olaylar zinciri, seçimlerin yapılıp Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasıyla yeniden durulmaya başlıyor gibi.

Gerçi duruluktan hoşlanmayan ve bu yüzden mümkün olduğu kadar ortalığı bulandırmaya çalışanlar olsa da, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nda konuşan ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül, bu belirsizliği netleştirmeyi başarıyor gibi…

Ülkemiz için artı katkı sağlayan herkese şükran borçluyuz.

Radikal gazetesi bu haberi, “Gül’den AB mesajı” manşetiyle verirken, diğer bazı gazeteler de Gül’ün söylemlerini manşete taşımışlar.

Sabah gazetesi, terörle ilgili söylemini “Herkes teröre mesafe koysun” başlığıyla; Star gazetesi aynı konuyu “Yeni dönem gölgelenmesin” başlığıyla; Vatan gazetesi “Acı ve gözyaşı artık dinsin” başlığıyla; Türkiye gazetesi Gül’ün herkesle görüşmeye hazır olmasını “Benim görevim uyum sağlamak” başlığıyla vermişler.

Avrupa Birliği yolunda kendine yeni bir rota çizmeye hazırlanan bir Türkiye, yasal düzenlemelerle, eksiklerini tamamlayarak, üyelik için hazır hale gelmeye çalışırken, vatandaşlarının yukarıda belirttiğimiz uyanıklığına da şahit oluyor.

Bilmiyorum siz bu iki konu arasında nasıl bir bağ kurdunuz, ya da kurabildiniz mi?

Kendi çıkarı için devletini dolandırmaya kalkanlar, yarın Avrupa Birliği içinde nasıl bir durum sergilerler? AB bunu nasıl yorumlar, nasıl karşılar?

*****

Gazetelerin ilgi gösterdikleri bir diğer konu referandum meselesi. 21 Ekimde yapılacak halk oylamasında cumhurbaşkanının halk tarafından seçilip seçilmemesi belirlenecek biliyorsunuz. Buraya kadar bir şey yok da, oylamaya sunulacak metinde geçen 11. cumhurbaşkanı cümlesi herkese dert oldu.

Şu anda seçilmiş bir 11. cumhurbaşkanı olduğuna göre düğüm nasıl çözülecek? Soru bu…

Cumhuriyet gazetesinin manşeti, “Yeni kördüğüm”…

Milliyet gazetesi ise haberi “Referandum bilmecesi” şeklinde vermiş.

Aslında durum belli. O kadar büyütecek, abartacak bir şey yok. Bir hukuk sorunu varsa bırakalım onu da hukukçular çözsünler. Vatandaş olarak buna bizim getirebileceğimiz bir çözüm yok. Hoş zaten çözüm arayanlar değil bunu kendine dert eden. Çözümsüzlükten medet umanlar. Ben doğrusu bu kadar kötümserliği gereksiz buluyorum.

*****

Günün diğer manşetleri de şöyle :

Akşam gazetesi, AİHM’deki yargıç koltuğuna aday gösterilen üç kişinin hiçbirinin aranan kriterlere uymamasını eleştirerek “AİHM’e rezil olduk” başlığını atmış.

Güneş gazetesi, dün İzmir’de meydana gelen patlamalarda bir çöpçünün tesadüfi katkısını manşetten “Katliam planını çöpçü bozdu” şeklinde vermiş.

Hürriyet gazetesi, iftar münasebetiyle başbakanlığın koruma görevinin aksamasına dikkat çekmek için “İftar vaktinde Allah’a emanet” manşetini kullanmış.

Posta gazetesi, “Süreyya nereye koşuyor?” manşetiyle, bir zamanlar atletizmin gözbebeği olan Süreyya’nın, şu anki durumunu gözler önüne sermek istemiş.

Takvim gazetesi Almanya’da Türkler’in, anadille eğitim yapılmasını yasaklayan Rastatt Belediye Başkanı’na seçimlerde nasıl bir cevap verildiğini “Azınlık tokadı” manşetiyle anlatmaya çalışmış.

Yeni Şafak gazetesi, faizlerin düşürülmemesini eleştirenlerin ithamlarını “Yüksek faiz lobisi Merkez’i kuşattı” başlığıyla manşete taşımış.

Zaman gazete ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir demecini “Türkiye’yi baskı ve otoriter ülke görünümünden kurtarmalıyız” başlığıyla manşetten vermiş…

*****

Spor gazetelerinde elbetteki manşetler, Fenerbahçe’nin dün akşamki CSKA karşısındaki oyunu ve aldığı bir puanla ilgili.

Fanatik, Deivid’in iki hatasından gelen golleri, “Bunu yapma, Bunu yapma” diye verirken, güzel oyun ve alınan bir puan için “İşte Fener bu” başlığını kullanmış.

Fotomaç gazetesi Deivid’in muhteşem füzesiyle gelen beraberlik golünü, mutluluk cennetinin kapısını açtığı gerekçesiyle “Cennet” olarak nitelerken, Edu’nun iki hatasını da “Cinnet” olarak değerlendirmiş.

Fotosporsa “Kızılordu, selam durdu” manşetiyle sonucu duyurmuş.

Bugünlük bu kadar.

Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..