Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

11 Ocak 2007 Perşembe

11 Ocak 2007 Perşembe
 

Uçak kazası, gündemi meşgul eden ve değişik açılardan üzerinde durulan bir konu. Halkın ilgisini çeken şeylerden biri, kazadan yaralı kurtulan tek kişi... Bir de son anda uçağa binmeyenler.

Hemen her kazada bu tip olaylar yaşanır. Bir sebep yüzünden gitmesi gerekenler uçağa binmez de, hiç hesapta olmayan birileri o boşalan yere talip olup zar zor uçağa yetişirler. Sonuç: Kader tartışması...

Siyasal açıdan uçak kazasıyla ilgili Irak'ın ve ABD'nin tavrı da dikkat çekiyor... Uçağa ateş edilmesi, sabotaj yapılması gibi olasılıklardan söz edilirken, Bugün gazetesinde manşet şöyleydi: "Uçağın düştüğünü beş saat sakladılar"

Esenboğa 10.45'te uçağın kaybolduğunu Bağdat yol kontrola bildirmiş olmasına rağmen, Bağdat'tan sürekli, haberimiz yok, cevabı geldi ve ancak 15.20'de uçağın düştüğü açıklandı. Arada geçen bu kadar sürede neler olduğu bilinmiyor.

ABD ise sadece Ankara büyükelçiliği kanalıyla başsağlığı diledi. Hürriyet'in manşeti de buydu: "Sadece başsağlığı."

Milliyet ve Posta'da ise olay bir başka cepheden ele alınmıştı. "Bir avuç dolar için" başlıklı manşetle Posta, "Irak acı vatan" başlıklı manşetle Milliyet, her gün ortalama 70 kişinin hayatını kaybettiği Bağdat'a, ekonomik zorluklarını yenmeye çalışan Türk işçilerinin, 3-500 dolar kazanabilmek için gittiklerini, bu ölüm yolculuğunu bunun için göze aldıklarını anlatmaya çalışıyordu.

Sokakları kan gölü olmasına rağmen Irak, Türkler için bile bir umut kapısıydı. Son üç yılda sadece Türkiye İş Kurumu kanalıyla resmi yoldan 20 bin kişi çalışmak için bu ülkeye gitmişti. Üzerinde durulmaya değer bir durum.

***

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Tayland'daki çiçek fuarına 240 kişilik bir ekiple gidecek olması, dedikodu sevenler için güzel bir haberdi. Bugün gazetesi "Çiçek gibi gezi" manşetiyle haberi vermişti.

Takvim gazetesi ise daha başka şeyler de ima edecek şekilde bir manşet düzenlemişti: "Çilek sulama seferi"...

Belediye başkanının AKP'li değil de DSP'li olması yüzünden bazı gazeteler habere iltifat etmediler belki... Bu çifte standart olduğu sürece Basının durumu, daha çok tartışılır.

***

ABD'nin Somaliye saldırması ve bu arada İncirlik'te bir hareketlilik sezilmesi de gündemin bir parçasıydı. Millî Gazete "Amerika savaş uçaklarını İncirlik'e yığdı" derken, Güneş, "Savaş hazırlığı"na dikkat çekiyordu.

İncirlik'e gelen çok sayıda uçağın yanısıra, ABD dışişleri bakanının Mısır, Suudi Arabistan ve Küveyt'i kapsayan bir geziye çıkması da dikkat çekiciydi.

***

Lige verilen ara dolayısıyla ikinci yarı hazırlıklarına Antalya'da devam eden takımlar arasında yapılan Efes kupasını penaltılarla Galatasaray'ı yenen Beşiktaş kazandı.

Spor, daha doğrusu futbol bizim insanımızın en çok konuştuğu konulardan biridir. Çünkü atış serbesttir. Kendi takımınızın futbolcusuna da kızabilir, rakip oyuncuyu da eleştirebilir, hatta hekeme küfür bile edebilirsiniz.

Bu kadar geniş alanı bulunca ağzı olan herkes konuşur.

Aslında alınan kupa o kadar önemli değil belki ama, araya Galatasaray-Beşiktaş rekabeti girince ister istemez olay önem kazanıyor.

Bir de Galatasaray'ın eski bir Fenerbahçeli'nin attığı gollerle safdışı kalması çeşitli esprilerin üretilmesine yol açtı. Kupa organizasyonunda Sadettin Saran'ın olması yüzünden Fenerbahçe turnuvaya katılmadığı halde eski Fenerbahçeli Von Hooijdonk'un golleriyle, sanki sarı lacivertliler de maçlara katılmışcasına gündemde yer aldı.

***

Vergi meselesi, daha doğrusu vergi adaletsiziliği milletin üzerinde her zaman konuştuğu konulardan biridir. Yine bununla ilgili bir haber vardı manşetlerde bugün.

Maliye bakanı Kemal abi şaşırmış. Çünkü 316 bin 500 üst seviyede mükellef sıfır kazanç göstermiş. Gözcü gazetesi bakanın ağzından şu manşeti atmış : "Vergiyi kimden alacağız?"

Aslında cevabı bilinen bir soru bu. Tabii ki dar gelirliden, bordro mahkûmlarından... Patron geçinen bu kadar firma sahibinin bir asgari ücretli kadar bile vergi ödememesine tepki olarak Takvim gazetesi "Vah zavallılar" derken, Güneş gazetesi "Patronlar acınacak durumda" diyerek haberi bildirmiş.

Sahip olunan varlıkla ters orantılı bir vergilendirme, ilk bakışta böyle tepki çekmesine rağmen, farklı boyuttan bakıldığında ortaya çıkan bazı gerçekleri de görmezden gelmemek lazım. İşsizlere sağlanan istihdam, çalışanların prim ve vergileri, KDV, Stopaj gibi ödenen diğer vergiler, firma sahiplerinin de o kadar başıboş kalmadığının bir göstergesi.

***

Akşam'daki bir başlık biraz can sıkıcıydı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamında, infazı birbirlerine seyrettirdikleri iddiası, insanlık adına utanç verici bir durumu anlatıyordu. Hasta ruhlu insanlar her zaman her yerde bulunabiliyor. Bunu bir kitleye mâl etmekse biraz keskin taraftarlık olur diye düşünüyorum.

***

Bir de afiş meselesi var gündemde. Hani şu AK Parti'nin, "kurban olam ayına yıldızına" yazan bayram afişleri... Cumhuriyet gazetesi bazı il yöneticilerinin ağzından "Bize afiş gelmedi" başlığını atarken, Radikal gazetesi, "Yoktan kavga çıktı" diyerek olayı özetlemiş.

İddia, bunların bazı illerde yayınlanamamış olması. Başbakan kızgın ifadelerle Baykal'ı suçlayadursun, çeşitli sebeplerle bazı illerde afişlerin asılmadığı kesinlik kazandı. Bu oldukça üzücü ve düşündürücü bir durum.

***

Akşam gazetesi iki yıldır düzenlenen Formula-1'i zararla kapatan İTO'nun, pisti ucuz fiyata, sponsoru olacağı atasporu cirit için kiralamayı düşündüğünü yazmış ve güzel bir başlık atmış: "Ferrariden in, ata bin."

***

İstanbul ne de olsa Türkiye'nin kalbi, İlk bakışta sadece İstanbul'u ilgilendiriyor gibi görünse de, iki haber konuşulacak cinsten. Biri İstanbul'u felç eden sis. İkincisi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yedi tepeye yedi tünel projesi kapsamında başlanan tünellerden ilkinde hayli masafe alınması.

Bugün gazetesi bu haberi "Aşık Ferhat gibi dağları deldiler" başlığıyla vermiş.

Kâğıthane'yle Dolmabahçe arasında açılacak tünelle yaklaşık bir saat süren mesafe 4 dakikaya inecek. Saatte 12 bin aracın geçmesi planlanan tünelin Eylül ayında bitirilmesi planlanıyor.

***

Bana göre en önemli ve en can sıkıcı iki haberle bitiriyorum bugünkü yazımı... İkisi de Sabah gazetesinden.. "Zorla gerdeğe baba nöbeti"... Kızını istemediği halde zorla amcaoğluyla evlendiren baba bir de gerdek kapısında nöbet tutmuş... Gerçekten bir insanla mı karşı karşıyayız, inanamıyorum

Hemen alttaki haber: "Çocuk pornocusu öğretmen serbest." Ne diyeyim bilmem ki... Bu şekilde nasıl önüne geçilecek bu rezaletlerin?

Yarın görüşmek umuduyla...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..