Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

12’leri sevmiyorum

12’leri sevmiyorum
 

Aylardan haziran, günlerden cuma… 

Mudanya-Yenikapı feribotunda bir gün batımı… 

Hava kapalı, tıpkı güzel ülkemin havası gibi… 

Yine bir 12’nin eşiğindeyiz. 

Biz küçük insanlara verilen en büyük hakkı kullanacak olmanın heyecanı ve mutluluğu yüzlerden okunuyor! 

Vaatler, istekler, tartışmalar, tehditler zihinlerde taptaze… 

Ne değişecek yine bir 12’de? 

Anasını alıp gitmesi gereken çiftçi mührü ampule basmayacak mı bu sefer? 

Peki ya kış günlerinde Ankara’da yapay havuza atılan işçiler ve onlara sahip çıkmaya tırsan meslektaşlarının tercihleri değişecek mi? 

İş bulmuş olmasından dolayı bakan (nereye bakar bu tipler 21 yıldır anlayamadım) bozuntusunun eteğini öpmeyip de dert yanan ve karşılığını fazlasıyla alan engelli –pardon özürlü (sanki onun özrü bu durum!)- vatandaşların ve diğer tüm engellilerin sandıklara ulaşması için ne var çılgın projede? 

Bir de tekmelenen öğrenciler var; bir daha sehven şifre olmayacak mı bu seferki 12’den sonra? Recep efendinin karşılarına çıkaracağı 5-10 bin genç semirirken iç çekerek devam mı edecekler bakmaya 13’ünde? 

Yanımdaki kız dizüstü bilgisayarını açtı şimdi. Kız dedim de bak yine aklıma geldi Recep Efendi! 12’den sonra Recep Efendi bir ülkenin gözü önünde, sırf onu protesto ediyor diye bir bayanın şerefiyle “kadın-kız” konusuna girecek kadar küçülerek oynamayacak mı? 12’den sonra perdesiz pencereye benzetilen başı açık bayanlarımıza panjur takılması mı var zat-ı şahanenin kendinden daha şahane projelerinde? 

Feribotta 24 TV açık, ben devletin kanalı, artık hükümetin ya neyse, TRT diye biliyordum halbuki. TV dedim de, basına ne olacak 12’den sonra? Yandaşlar artık yoldaş mı olacak acaba? ABD’den daha özgür olan basınımızda muhalif yazarların hangileri ilk iş olarak terör örgütü ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle içeri atılacak? Cevapları duyuyor gibiyim galiba! 

Sahi ne değişecek 12’den sonra? 

İlk 12’de benliğimizi kaybettik, sürüldük, vurulduk, işkence gördük; fikirlerimizi unuttuk, ampulün temellerinin atılmasını izledik. 

Diğerinde bir ülkede legal yollarla ele geçirilemeyen görece bağımsız yargımızı yitirdik. 

Bu seferki 12 ne getirecek göreceğiz. 

Yazı bitti, güneş battı, tıpkı güzel ülkemin güneşinin battığı gibi. 12’de ya bize karanlıkta olduğumuzu unutturan ampule tahammül edememeye devam edeceğiz; ya da güneşi doğurmak için karanlıkta olduğumuzu hatırlayıp ampulü söndüreceğiz. 

Biz küçük, sade, basit insanlar… 

Serhat ÇETİN 

10.06.2011 

 
Toplam blog
: 12
: 5647
Kayıt tarihi
: 11.08.10
 
 

İTÜ mezunu İşletme Mühendisi ..