19 Mayıs ve gençlik analizi

Mustafa Kemal Atatürk sadece modern Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğu için ve bugün bizlere her ne kadar saldıranlar da olsa özgür bir yaşam sunduğu için büyük bir lider değildi.

Tarihte hiçbir lider yoktur ki çocuklarına, gençlerine bayram armağan etsin. O lider bir tek Türkiye'ye aittir. İşte o lider 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak bastığı günü gençlere armağan etti. Eserini de gençlere bırakmıştı.

Bugün eseri emanetçileri tarafından ne kadar korunuyor onun muhasebesinin yapılacağı gün değil ancak günümüz gençliği hakkında söylenenler çok da iç açıcı diyemeyiz.

80 darbesinden sonra yetişen apolitik gençlik, daha önceki genç nesiller gibi devrim ve mücadele azminde değil. Belki de yetişkinler günümüz gençliğinden de böylesi bir adım beklediği için genel anlamda beğenilmiyor.

Gerçi gençlik için bu çok da önemli değil. Yani beğenmişler ya da beğenmemişler kimin umrumda..

Umut gençlikte deniyor ancak gençlik için neler yapılıyor?

Gençlik ve Siyaset konularında belli yazılar yazmıştım, günümüzde gençlik faaliyetleri çok az. Konserler, partiler demiyorum onlar çok ancak ülkesi için endişe duyan ve bu konuda birşeyler yapmak isteyenler yeterince yönlendirilmiyor.

Bir partiye ya da örgüte girdiler mi ayak işlerinde kullanılıyorlar. Bilgilendirilmiyorlar, yeterince eğitilemiyorlar.

***

Okullardaki eğitim zaten birşey söylenemez. Üniversiteler kaynak yok deyip lise eğitimi için Milli Eğitim'i suçluyor, Milli Eğitim YÖK'e yükleniyor. Olan da binlerce öğrenciye oluyor.

İmkanı olan Türkiye'de bile okumuyor. Kaçıyor yurtdışına. Pek de dönen olmuyor, oradaki imkanı görenler ülkesine dönmek istemiyor. Beyin göçü dediğimiz olay işte.

Yetişen gençlik Genç Bak-ama-yış türü programlarda sordukları sorularla ne kadar bilgili(!) olduklarını gösterirken, her programda mutlaka bir şekilde kavga çıkartmayı başarasak milli konulara olan bakışlarını yansıtıyorlar.

Hala üniversitelerde kavgalar çıkıyor, öğrenciler birbirine giriyor. Artık belli siyasi partilere, örgütlere girmenin amacı ülke için birşeyler yapmak değil marjinalite isteği olmuş durumda. Gerçekten isteklilerse arada kaynıyor.

***

Yine de Türk gençliği için çok bilgisiz, bilinçsiz denemez. Örneğin internette bir protesto olduğunda sağlam bir katılım oluyor. Yani imkan olsa daha fazlasını yapacaklar demektir.

Yoldan çevirin sorun, ülkemi sevmiyorum, Cumhuriyet'i sevmiyorum diyene rastlamazsınız. Türbanın belli okullarda serbest olduğunda oluşan protestolar da bir başka örnek.

Gerektiğinde tepki veriyor gençlik, yeterki bu tepkileri olumlu yönlere çekilsin. Siyasi partiler gençliğe ilgi göstermeli.

Çok iyi hatırlıyorum bir programda AKP'den parayı bulup türban şakşakçılığına soyunan Osman Yağmurdereli gençlere şöyle diyor: ''Siz bırakın memleketi önce derslerinize bakın.''

Mantık olarak doğru bir öğrenci önce dersleriyle ilgilenmeli ama bunu sıkıştığı bir anda söylemesi de gençliğe olan bakışını gösteriyor. Bu mantıkta çok kişi var.

***

Gençler şöyle, gençler böyle demekle sonuç elde edinmez. Ülkenin siyasetçileri, parti liderleri, STK'lar, dernekler mutlaka bu konuda olumlu adımlar atmalı. Yıkıcı değil yapıcı olma zamanıdır.

Şikayet varsa çözüm de vardır. Yeterki çözüm konusunda istekli olun. Yeter ki çözümden yana olun..

19 Mayıs tekrar kutlu olsun..