Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

2009'un ikinci yarısı daha kötü olacak

2009'un ikinci yarısı daha kötü olacak
 

işte böyle bakanlarda var


Krizde acaba dip göründü mü? Herkesin aklındaki soru bu. Başbakan tepe noktasının aşıldığını ve acıların azalacağı türünde açıklamalarda bulunmuştu yaklaşık bir ay önce. Oysa gerçekler hiçte öyle değil. Hatta şunu çok rahat bir şekilde söyleyebilirimki ülke olarak krizin etkilerini görmeye yeni başlayacağız. Ve 2009’un ikinci yarısından itibaren düzelme beklemek ancak ekonomiden hiç anlamayan saf insanları kandırmaktan başka bir ifade değildir. Hele ki seçimden sonra bizi bekleyen günleri düşünmek bile istemiyorum.

Henüz krizi anlayamayanlar için bir kez daha yazmak istiyorum. Bu reel bir krizdir. Finansal kriz, krizin ilk adımı ve başlangıç noktasıdır. Finansal piyasalardaki çöküş henüz bitmemiştir. Beklenmedik büyük çöküşler kimseyi şaşırtmasın. Belki bu çöküşler kamuoyuna açıklanmaz ama ekonomik açıdan gerçekler ancak ötelenebilir yok edilemez. Yani piyasa değeri 10 milyar olan bir firmaya siz 20 milyar borç veriyorsanız bu sadece gerçekleri gizlemeye çalıştığınızın ifadesidir.

Bu noktada Bush’un ifadesi dikkate değer. Diyor ki ayakkabı sevdalısı; Serbest piyasa ekonomisini kurtarabilmek için serbest piyasa koşullarını bir tarafa bıraktık. Yani diyor ki bu düzen değişmesin diye ne yapmak gerekiyorsa yapacağız. Yani çalışmadan, üretmeden, sadece doların ve silahın gücüyle dünyaya hakimiyetimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Gerçektende Amerika kağıttan ve silahtan kurulu bir imparatorluk. Doların gücüyle dünyadaki beyin göçünün tartışmasız en önemli çekim kuvveti onlar. Ancak doların bu gücü üretime değil silaha dayanan bir güçtür.

Aslında derin analizler yapmak mümkün ama ne yazık ki at gözlüğüyle olaylara ve insanlara bakmaya alıştırıldığımız için alternatif seslere bu ülkenin kulakları kapalı. Bir sene önceki yazılarımda bile bu gün yaşadıklarımızı ve ileride yaşayacaklarımızı yazmıştım. Pek kimse dikkate almadı. Varsın olsun ben bu yazıları tarihe not düşmek adına yazıyorum. Ben demiştim demek hoşuma gitmiyor ama ne yapayım. Aydın bozuntularının cirit attığı güzel ülkemde toplumun göremediklerini görüp uyarma görevini yapmayı bırakmamak gerekir. Aydın sorumluluğu bunu gerektirir. Bu ülke kolay kurulmadı kimse bunu unutmamalı. Ali Kemal de zamanında kendini aydın diye tanımlayıp Anadolu da milli mücadeledekileri eşkıya, çapulcu, serseri olarak tanımlıyordu. Tarihimiz mütareke basınını da gördü Hasan Tahsinleri de. İşte mesele Ali Kemal ya da Hasan Tahsin olma meselesi.

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..