Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '10

 
Kategori
Yılbaşı
 

2010 yılına en kocamanından bir merhaba

2010 yılına en kocamanından bir merhaba
 

İşte bize eşlik eden manzara :)


Son dakika yapılan programlara katılmak pek adetim değildir. Genelde nerde kalınacak neler yapılacak gibi detayları mutlaka bilerek gezilere katılırım. Aralık ayına girdiğimizden beri inanılmaz yoğun ve tempolu bir dönem geçirdim . Tatil fikri bu tempoda bana inanılmaz çazip geliyor fakat cesaret te edemiyorum plan program yapıp gidememekte beni iyice kötü edecekti.

Geos turun kurucusu olan arkadaşım Ayfer'in bir kaç arayıp yılbaşında Aladağ'a gidiyoruz ve mutlaka gel çok eğleneceğiz diyordu ona evet demek istiyorum fakat son gün izin alınacak bir sürü sorular kafamda bir türlü adapte olup hazırlanıp evet diyemedim. Taki perşembe günü çalışmayacağız haberini Salı günü öğrenince :) Songül durmaz buralarda deyip aradım Ayferi - Alo Ayfer canım iki kişilik yer ayır geliyorum ...dedim Çok fazla vaktim yok nasıl hazırlanacaktım bilmiyorum ama gitme fikri yılbaşında karla karşılama fikri inanılmaz cazipti :) Kar yağarsa diyorum o zaman deymeyin keyfime :) Bir kaç saat içinde arkadaşım Hülyayın da kanına girerek :) kendime yoldaş bularak yerimizi ayırttım.

Perşembe günü saat 2 gibi biz yola çıktık. Aaa bir de baktım otobüs eski arkadaşlarla doldu. Tanıdığım o kadar çok arkadaşım vardı ki ..Sevilay, Esin eşi Engin :) Akın, Çetin, Önder Bey ve yeni bir sürü arkadaşla yola devam ettik. Arkadaşlarımı tekrar görmek yeni yıl partisinde onlarla olacağım için epeyi mutluydum yol boyunca kakara kikiri geçirdik .) Yol o kadar kısa geldi ki bir baktık Bolu Aladağ kalacağımız tesise gelmişiz. Tesis dediğime bakmayın :) eski tip konuk evleri aslında Girişte Lokali olan diğer tarafta sıralı evler ve evlerde eski usul :) odun sobaları var yani klasik bir otel değildi.

Biraz şaşırdım nasıl olacak ne olacak derken birden o odalara yerleşi verdik bile benim yatağım senin yatağın kavgasını yapmadan. Akşam Lokalde arkadaşlar şöminede kocaman güzel kütür kütür yanan bir odun ateşi yaktılar. Önce giden özel ekip :) hakan ve arkadaşlar'ı lokali güzelce süslemişlerdi o konuda yapacak bir şey kalmamıştı bize. Bizde güzelce masa hazırladık bir kaç erkek arkadaşta dışarda mangal hazırlığı yaptılar. Masayı görmeniz lazım hani derler ya yok yok ...öyle sağolsun Ayfer tüm detayları düşünmüş meze çeşitleri burda saysam insanın aklı kalır boşverin :) içkiler desem renk renk..eğlence sorumlumuz DJ Hakan sistemi kurmuş yavaş yavaş müzikler duyulmaya başlandı.. Sonra herkes geçe için üzerleri değiştirmeye gitti odalarına. Oda gelmişken odun sobasınıda yakmak lazım ben anlamam dedim çıktım ...gerçekten de anlamam...Hülya sağolsun yaktı bir güzel odununn çıkartığı o sesi duymak inanılmaz güzelmiş çok oldu bu sesi duymayalı sanırım 15 seneyi geçti...offf

Neyse hüzün yok bu gece. Ben rugan ayakkabım soğuka rağmen elbisemi giydim :) adım kokoşa çıktı ama kırmızıyı giymem gerekiyordu :) Sonra herkes masanın etrafında toplandı ....yeni yıl dilekleri söylendi güzel bir konuşma yapıldı kadehler kaldırıp sağlıkla dilendi ve yudumlar alındı... Herşey güzel. Sohbetler espirier herkes kendi arasında birşeyler anlatıyor...Bir ara masanın bir sağına bir soluna baktım Aslında İstanbulda hayatlarında çok sık görüşülmeyen çeşitli nedenlerle bir araya gelemeyen insanları bir bahaneyle burdaydı..gecenin çoşkusunda şarkılarla eşlik edildiyordu...hiç bir dertleri yokmuş ! gibi. Aslında farklı kültürlerde de olsak asıl sorun beklentisiz olunca herşey çok daha güzel anlamlı ve hoşluklarla dolu oluyor.. MAsada ki 22 kişinin birbirinden ne hanımlı nede beyli bir sohbeti vardı birşeyler anlatıp paylaşıp arkadaşlıklarını daha da pekinleştiriyorlardı. Keşke dedim kendi kendime keşke herşey bu kadar yalın ve beklentisiz olsa...belki bir gün bunları gerçekleştirebiliriz.. Yeni yıl dileğim bu oldu. Yalansız ve karşılıksız sevgilerin çoğaltıldığı bir dünyanın içerisinde yaşamak.

Yemeklere biraz ara verdik DJ Hakan sesleri çoğalınca güzel dans ve oyun havaları çalındı...herkes kendince dans etti Ben mi hiç durmadım ki :))) Engin sanırım ikinci günün akşamında ne dedi biliyormusunuz senin bu hiç durmadan dans etme halin insanı dans etmeye teşvik ediyor :) ..kötü değil demi. Gecenin son dakikalarında dışardaydık ateşin etrafında toplandık dansa devam ve artık yeni yıla girme son dakikalarında geriye sayım başlandı alkışlarla ve çığlıklarla :) şampanyalar patlatarak girildi yeni yıla.Bir kaç dakika sonra asıl süprizimi yaşadım. Ayfer ve can dostum Hülya doğum günümü unutmamış ve arkadaşlarla doğum günü şarkısını hep bir ağızda söylenince :) çok sevindim...ilk kez bu detayda kutlandığı doğum günüm...Genelde unutulur atlanır yada yeni yıl kutlamalarından dolayı es geçilirdi.. Bu yıl benim için çok farklı oldu…hemde çok..herkeslere burden tekrar teşekkür ediyorum. İçeri geçtiğimizde müziğin eşliğinde güzel eğlencemize devam ettik. Ortada sürekli oynayan bir tip olarak :) müzik ve DJ diye seslenen ben.

Sanırım sabaha karşı 4 gibi falan odalara geçtik. Oda soguktu soba sönmüş ne kül kalmış ne kor o olmadan da ateşi tekrar yakmak olası değilmiş onu öğrendim :) Gece sessizlikte ben ve düşüncelerim kaldık yalnızca. Yeni bir yıl yeni yaş ve yeni bir dönem olacak gibi geliyor bana Çünkü dörtlü rakamlara girmenin hüznü vardı içimde…Ne zaman geçti nasıl oldu nerden nereye diyerek düşünürken uykuya dalmışım…Şaka gibi ama bende yaşlandım artık.

Sabah güzel bir kahvaltı hazırlanmıştı yok yok gibi. Erken kalkan arkadaşlar şömineyi yakmış masalar kurulmuş ve bende gittiğimde elimden geldiğince yardım ettim arkadaşlara Öğleden sonra Aladağ’da ki yaylara doğru yürüyüşe başladık inanılmaz soguktu hava ama herkes iyi kide çıkmışız dedi çünkü yürüyüdükçe doğanın güzelliği insanı içine çekiyor sanırım ikibuçuk üç saat yürüdük inanılmaz güzeldi..yorulduk ama değdi. Lokale döndük ve güzel bir çay sefası çekme zamanı diyerek çayları hazırladık…eee yanında kek olmadan çayı tadı olmaz onları da çıkardık güzel bir 5 çayı hazırladık ve afiyetle yedik :)

Sonrasını anlatmak isterdim ama sanırım sıkıcı olacak en iyisi tadında bırakmalıyım Detaya çok girdim ama anlatılmayacak gibi değildi ki o güzel anılar fotoğraflarla geri döndüm. Plansız bir 3 günlük tatilin bana iyi gelmesi gerek demi Hayır gelmedi İstanbula dönmek beni bitkin yaptı. Nerde o gelincik dağlarda saatlerce yürüyen nerde istanbulda masa başında deli gibi çalışan gelincik….arada dağlar kadar fark var…aslında burda olmamalıyım ben buralar beni çok boğuyor yada ben artık gezmelere gitmemeliyim çünkü dönüşte çok cabuk adapte olamıyorum. Karı görmek ve o anı yaşamak için çıkmıştık dağa : )bize dönüş yolunda eşlik etti. Boludan inerken inanılmaz güzel bir kar yağışı varı..Hani yumuşacık hani ellediğinizde insanı üşütmeyen kar…muhteşem bir manzara bize Gölcük gölüne kadar eşlik etti. Ordaki gezintimiz kısa sürdü ama keyfiliydi.

Aaa size Cereni anlatmadım onu size tanıtmazsam üzülürdüm. Ceren bizim en genç arkadaşımızdı. Daha otobüste herkesle güzel sohbetler etti güzel ikramlarda bulundu öyle güzel yetiştirmiş ki annesi elindeki çukulatayı bile bizlerle paylaştı..İşte asıl önemli olanda buydu herkesle uyumlu , herkesle can yoldaş bir insan yetişiyor…umut verici demi.. Gençliğin dansıda super :) Ceren bir kolbastı oynadı ki bizler kenarda onu ağzım açık öylece seyrettik. Asena da kim gelsin Cereni seyretsin derim ben ..İyi ki gelmiş iyi ki onu tanıdık kendi adıma mutluluk vericiydi. Enerji depomuzdu o bizim :)

Dönüş yolu hüzündü tabi ama genelde de böyle olur. Her güzel şey gibi bu tatilde bitmişti.

Şunu farkına vardım ki plansız yapılan herşey o an nasıl gelişiyorsa öyle uyarak yaşamak inanılmaz mutluluk veriyor ve kalıcıda oluyor.

Doğada olmak ayracılık bunu tekrar yaşadım ve tattım.

Yeni yıl da tek dileğim tüm güzelliklerin ve yaşanılası tüm duyguların bizlerle beraber olması.

Akın belki kızacaksın bana ama :)

Hayat Yaşanan Andır.

Sevgilerimle

Gelincik.

 
Toplam blog
: 110
: 2117
Kayıt tarihi
: 18.10.08
 
 

Kendimle ilgili ne yazabilirim diye düşündüm uzunca... Aslen Malatyalıyım.. İstanbulda yaşıyorum ..