21. yüzyıl medyasında interaktif portallar: Milliyet Blog

Son on yılda medyada, teknolojide, Internette yaşanan en önemli gelişmelerden biri Milliyet Blog gibi Interaktif web portallarının hayatımızda önemli bir yer edinmesi diyebiliriz. Bu portalların en önemli özelliği çok yönlü etkileşim, iletişim ve kendini ifade etme imkanı sağlamaları.

Interaktif web portallarının ortaya çıkması aslında herkese yazılımı geliştirme, adapte etme, kaynak koduna erişme gibi hakları veren açık kaynak yazılım devrimi (open source) ile başladı. LINUX’ı hatırlayacaksınız. Linux, dünyanın web sunucularının üçte birinden fazlasını işletiyor ve giderek genişleyerek farklı alanlara giriyor. Ortaya konan iş modelini düşünün: Linux, aslında küresel, dağınık, hücresel, organik, esnek bir iletişim ağı. Katılımcı ve üreticiler farklı şirketlerde çalıştıkları için saldırı riski ve zayıflığı da yok.

Ülkemizde interaktif web portallarının ilk ve en etkili örneklerinden biri Ekşisözlük. Ekşisözlük yazarları, kelimelerle ve kavramlarla meydan okuyarak kendilerine özgü bir dünya kurdular. Eksisozluk ve ITIRAF.com, herkesin içini döktüğü, rahatladığı, serbestçe düşüncelerini paylaştığı (her ne kadar yanlış bilgilerle dolu bile olsa) milyonlarca entry girilen referans bir portal haline geldiler. İtiraf.com ve eksisozluk vb. popüler siteler başarısını biraz da okuyucuların ilgisine, aktifliğine, katılımına bağlı olarak yakaladı. Bu siteler ortak bir etkileşimin ve paylaşım sürecinin bir sonucu.

İşte Blog kültürü de böyle bir paradigma değişiminin ürünü. Bloglar sizin gündeminize ilişkin kişisel günlükleriniz, dolayısıyla serbest kürsü ve dinamik etkileşim ağı vazifesi görüyorlar.

Milliyet Blog, blog kültürünü kurumsal bir platforma taşıyarak Türk medyasında bir ilki gerçekleştirdi. Türkiye’nin en etkin günlük gazetelerinden Milliyet’in kurumsal çatısı altında yazmak pek çok blog yazarı için bir prestij unsuru haline geldi.

Milliyet Gazetesi’nin blog girişimi ve bu platform, üzerinde durulmaya değer bir stratejik atılımdır. Milliyet Blog, bir paradigma değişimini temsil ediyor. Artık okurla etkileşim bir gazete için vazgeçilmez bir stratejik öncelik. Artık, isteyen herkes bir haber kaynağı ve yayıncı olabiliyor. Artık, okurlar arasında iletişim ön plana çıkıyor. Artık, gazeteler okurlar için birer buluşma platformu işlevi görmeye başlıyor. Milliyet’in blog uygulamasının diğer gazeteler ve internet siteleri tarafından da taklit edilmeye başlandığını görüyoruz.

Milliyet Blog ile, herkes projesini ve düşüncesini sanal bir platform oluşturarak kamuoyuna duyurabiliyor ve paylaşabiliyor. Milliyet Blog, okurların ve kullanıcıların ait olma, üye olma, sosyal sorumluluk, idealizm, topluluk, beraberlik hislerine ve ihtiyaçlarına hitap ediyor. Kullanıcıların kalbini fethettiği ölçüde kullanıcılar Milliyet Blog’un fanatik savunucusu oluyorlar ve bu blog platformu sanal alemde hızla yayılmış oluyor.

Milliyet Blog, aynı zamanda bize yeni medyanın özelliklerini ve gelişim seyrini fısıldıyor. Medya artık değişiyor ve değişmek zorunda. İnternet geneleksel medyanın sonu değil, fakat Milliyet blog örneğinde gördüğümüz gibi onu değiştiren önemli bir itici güç haline gelmiş durumda. Yeni medya, zamandan ve mekandan bağımsız. Yeni medya elektronik olarak depolanabiliyor. Yeni medyada müthiş ve erişilebilir bir bilgi birikimi ve potansiyeli var. Düşünün, Milliyet Blog’ta yüzlerce yazar tarafından Türkiye’nin sanal günlüğü yazılıyor. Bundan 20 yıl sonra Türkiye’de insanların 2006 gündemini araştırmak isteyenler Milliyet Blog’a başvurabilecekler ve zengin bir arşive erişecekler.

Yeni medya aynı zamanda kişiselleşmiş durumda. Gazeteler artık "size özel" hale gelmek zorundalar. Yeni medya aynı zamanda çoğulcu, katılımcı, demokratik ve çok sesli. Herkesin katılme ve kendini ifade etme şansı var, Milliyet Blog’ta olduğu gibi. Yeni medya etkileşimli, yani artık okurlar kendi aralarında iletişime geçebiliyorlar. Yeni medya artık organik, dinamik, esnek ve hızlı hale gelmiş durumda.

Milliyet Blog’u "dinamik, yarı açık, kompleks, çok katmanlı, canlı, yaşayan bir ekosistem" olarak tarif edebiliriz. Henüz bu ekosistem tam büyüme potansiyeline ulaşmış değil, ama hızla büyümekte.

Burada en önemli kritik başarı faktörü; Milliyet Blog’un her açıdan kaliteyi koruyarak ve geliştirerek "Türkiye’nin kreatif, özgür, demokratik, çok sesli okur platformu" haline gelmesi diyebiliriz. Gelecekte Milliyet Blog’un 2, 3, 4 versiyonlarının çıkması ve gelişimin yeniliğin sürekli olması önem arz ediyor. Örneğin, ileriki aşamalarda, herkesin "Youtube" tarzında videolarını da ekleyebilmesi için altyapı kurulabilir. Yine, Mlliyet Blog çatısında gelecekte proje sahipleri, projelerini online ortamda katılımcılık esaslarını kullanarak, kollektif olarak geliştirebilirler. Sanal interaktif proje grupları, sivil toplum ağları ve sosyal sorumluluk takımları oluşturulabilir.

Milliyet Blog’un etkinliğini ve başarısını düşünürsek, Türk medyasının giderek kişiselleştirilmiş içeriğe doğru yöneleceğini kestirmek zor olmasa gerek..

Fahri Karakaş - McGill Üniversitesi