Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '07

 
Kategori
Güncel
 

26 Kasım Pazartesi Forum Santral İstanbul'da 14.00'de

26 Kasım Pazartesi Forum  Santral İstanbul'da 14.00'de
 

"25 Kasım 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti'nin kuzey bölgesinde bir uçurumun dibinde üç kadın cesedi bulunur. Cesetler Miabel kardeşlere aittir. Polis bu ölümler için trafik kazası açıklamasını yapar. Ancak kısa bir süre sonra bu üç kız kardeşin tecavüz edilerek katledildikleri anlaşılır*..." Sevgili öğretmenim, değerli gazeteci yazar Işıl Özgentürk'ün Cumhuriyet Gazetesinde "Al Gözüm Seyreyle" köşesinde yazdığı bu değerli metni okumanızı öneririm. Sevgili Özgentürk'ün 25 Kasım gününün "Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" ilan edilişinin aşamalarını anlattığı makalesi, bana aşağıdaki kurguyu yazdırarak, kendisine teşekkür etme şansını verdi:

Giyinmiş dışarı çıkmaya hazırlanıyordu. Ayna karşısında makyajını yaparken iç dünyasının derinliklerine dalmış ve dışarıdan gelen sese uyanamamıştı. Birden kendine geldi. Bir ağlama acıklı bir ağlama sesiydi tüylerini diken diken eden. Koridorda ilerledi. Ses ille de çalışma odasından gelmeliymiş gibi bir duyguyla kapıyı açıp içeriye baktı. Darmadağınık kitap kümelerinin dışında bir şey yoktu. Olamazdı zaten. Sonra tek tek odaların kapılarını açıp bakındı sesin sahibi sanki o evde yaşayan biriymişçesine. Ne saçmalık. Kulak kabarttı. İçini parçalayıp yüreğini taşa kesen o acıklı hıçkırıklar apartman sahanlığından geliyordu işte! Hıçkırarak ağlayan biri vardı orada. Komşunun çocuğu yine kapıda kaldı herhalde deyip açtı dış kapıyı. Ama ortalıkta çocuk filan göremedi. Girdi içeri. Kapıyı tam kilitleyecekken yine aynı ağlama sesi boğuk ve genizden.
Bu kez yavaşça açtı kapıyı. Parmaklarının ucuna basarak birinci asansörle ikincisi arasında yer alan geniş merdiven boşluğunun girintisine doğru ilerledi. Hıçkırık sesleri daha kuvvetlenmişti.
Orada, her zaman atılacak gazetelerin bırakıldığı merdiven basamaklarında, yere eğilmiş gazete yığınını etrafa saçarken gözlerinden seller gibi yaşlar boşanan genç kadını görür gibi oldu. Senin ne işin var burada diyecekti ama sesi boğazına düğümlenip kaldı. Genç kadın ötekisinin varlığına aldıramadan, sanki o hiç yokmuşçasına büyük bir acıdan doğduğu anlaşılan tuhaf bir hırsla gazeteleri karıştırıyordu bir şeyler arıyor gibiydi.Belki de bir ölüm ilanı...Arada bir görüşünü kapatan dalgalı kumral saçlarını koluyla geriye doğru savururken pazen geceliğinin kol yeni ile gözlerinden geniz boşluğuna oradan da üst dudağına akan kaygan sümüksü sıvıyı kuruluyordu. Bu genç kadını bir yerlerden tanıyordu ama çıkaramadı. Yan dairedekiler değil. Belki çaprazlarına taşınan yeni gelindir. O olmalı ama bu kadar da modası geçmiş geceliklerle dolandığına bakılırsa gerçekten de rüküşün tekiymiş. Geçen gün ağlamaların geldiği bu merdiven sahanlığında gelinin kayınvalidesinin yerleri silen kadına yakınmalarını duymamışmıydı?
"Oğlum atacak bu pasaklı gelini başından kızanım."

Genç kadın ağlayarak ve hıçkırarak gazete kümelerinin tamamını gözden geçirmişti. Aradığını bulamamış olmalıydı. Basamaklara oturdu. Kadının varlığına aldırdığı yoktu. İki torba kitap, dergiler...Arkadaşımdı onlar benim. Bu sevimsiz evde bana bir günaydını çok görenlerin beni gavur görenlerin yaşadığı bu evde, tek arkadaşımdı kitaplarım. Arkadaşlarımı atmış yok etmiş. Evet hepsini atmış çöpe diye yakınarak ağlamaya devam ediyordu.Bir tanesini bırakmamış. Bari buraya bıraksaydı. Gidip bahçedeki çöp bidonuna atmış. Lanet olsun. Lanet olsun...

Kadın anahtarı sıkıca kavramış olan elinde bir acı hissetti. Bakınca ince bir kan sızıntısının elinden bileğine ceketinin kol kenarlarına kadar yayıldığını duyumsadı. Ne vardı bu anahtarı bu denli sıkıp da eline batıracak. Başını kaldırdı. Genç kadın gitmişti sessizce. Döndü parmaklarının ucuna basarak kendi kapısına yöneldi yeniden. Anahtarı kilide sokarken yeniden aynı hıçkırıkları duydu merdiven sahanlığından. Tanıdık bir ses gibi geldi...

Evet! "ülkemizde kadınların yüzde 79'u fiziksel şiddete, yüzde 57'si sözel şiddete, yüzde 29'u duygusal şiddete, yüzde 18'i de ekonomik şiddete maruz kalıyor"*

Yukarıdaki yüzdelerden hiç birine girmiyor olsanız da, hatta erkek bile olsanız aşağıdaki foruma katılmalısınız zamanınız elveriyorsa, kızlarımızın geleceği için:

26 Kasım Pazartesi Forum Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul **
Kadınlara Yönelik Şiddetin Özrü Yok
14:00-18:30/ santralistanbul E4 305
Konuşmacılar: Ayhan Kaya, Vivienne Wee, Farida Shaheed, Shareen Gokal, Frances Kissling, Pınar Uyan Semerci, Fatmagül Berktay, Sanushka Mudaliar, Carol Hagemann-White, Yakın Ertürk
Not: Santral İstanbul'a AKM önünden servisler kalkmaktadır.

* Cumhuriyet gazetesi 25 Kasım 2007, Al Gözüm Seyreyle, Işıl Özgentürk "Şiddet Kader Değildir!"
** http://www.bilgi.edu.tr/pages/events.asp?r=3&lid=tr

Bellek tazelemesi
YANGIN yazıp 3919 a gönderecektik.
Kurban Derilerimiz de THK (Türk Hava Kurumu)'na bağışlayacağız.

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..