Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '16

 
Kategori
Sosyoloji
 

3. Dünya Savaşı nasıl olacak - 2

3. Dünya Savaşı nasıl olacak - 2
 

3. Dünya savaşının oluşmakta olan blokları


İlkini Mart ayında yazdığım bu yazı dizisinin ikincisinde henüz olgunlaşma aşamasında olan, safları belli olmayan birtakım devletlerin saflarını belli etmeye başladıklarına şahit olmaktayız.

(YAZININ BİRİNCİ BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYIN)

Nasıl ki 1. dünya savaşının çıkmasını sağlayan şartlar ve blokların oluşması yaklaşık 100 yıl sürdüyse bugün 2. dünya savaşının  ardından bazı katillerin dünyayı paylaşma konusundaki anlaşmazlıkları artık sınırlara dayanmış durumdadır.

AN İTİBARİYLE VAR OLAN SAVAŞ BLOKLARININ GÖRÜNTÜSÜ İÇİN TIKLAYIN

Bu sınırların nerede başlayıp bittiğini daha da keskinleştirecek olayları Suriye'de gördük. Artık bu olay sayesinde birçok devlet safını belirledi. Türkiye de kendisiyle birlikte yer alan geneli küçük devletlerden kurulu grubuyla birlikte bir adım daha doğu bloğuna yaklaştı.

İlk analizin üzerinden geçen yaklaşık bir yılda Suriye'de onbinlerce insan öldürüldü, ABD ordusu göğüslerine PKK bayraklarını dövme yaptırdılar, PKK'lılar Amerikan bayraklarını Suriye topraklarına çektiler.

ABD Türkiye Büyük Millet Meclisini bombaladı, şehir saldırıları yaşandı, Hindistan Rusya bloğuna katıldığını açıkladı, Çin Suriye'ye uçak gemisi gönderdi.

AB parlementosundan PKK'yı aşağı yukarı devlet olarak tanıyan kararlar çıktı ve Türkiye'de Alman-İngiliz istihbaratının desteğiyle bombalar patlatan teröristler onlarca masumun canına kıydı, AB sokaklarında binlerce PKK'lı AB'nin onayıyla katledilen insanlarımız için sevinç gösterileri düzenledi.

Türkiye ile Rusya arasındaki uçak krizi bitti, ilişkiler eskisinden de iyi olma yoluna girdi. İran, Irak topraklarında sünni olan ne varsa yok etmeye başladı.

Halep'teki Türkmen bölgeleri ve Türkmenler yakılarak öldürülme dahil tüm yöntemlerle yok edildiler. BM, Libya'nın bombalanması için bir günde aldığı kararları Srebrenitsa'da olduğu gibi hiç almadı. ABD ordusu İran'a destek verdiklerini açıkladı...

İşte bu süreçte nereye gideceğini bilemeyen ne batıda ne de doğuda olmayan "Orta-Doğu" bloğu gerçekten de "ortada" olmaktan "doğuya" doğru yol aldı.

Peki doğudaki yerimiz sağlam mı? Tam olarak doğu bloğundayız diyebiliyor muyuz? Hayır. Zira son derece şahsına münhasır bir müslümanlık anlayışına sahip olan İran kendi dindaşlarını diri diri yakmak ve tankların altına atmak gibi faaliyetleri çok umursamadan gerçekleştirdiğinden bu blokta en sıkıntılı görünen partnerimiz gibi duruyor ve rahatsızlık yaratıyor.

Rusya ile olan ilişkimiz kesinlikle ABD ile olandan binlerce kat iyi bir kökene dayanıyor. En azından 2 farklı terör örgütünün lider kadrosunu beslemiyorlar. Ancak PKK'yı adeta terk etmeyip yedekte bekletmek gibi bir düşünceden de vazgeçmiyorlar. İşte bu yüzden Ruslara karşı duyduğumuz tüm sempatiye rağmen "İşte dostum" diyemiyoruz. Rusya PKK'yı karşısına asla almıyor. Sadece mesafeyi artırmayı tercih ediyor.

Ancak AB'nin PKK'yı destekleyen Türkiye'ye saldıran tüm karar ve eylemlerinden sonra Türkiye ve beraberindeki küçük ancak kalabalık grup her ne kadar elinde yüzlerce nükleer silahı, onlarca terörist grubu eğitip ülkelerde bombalar patlatma gibi faaliyetleri olmasa da batı ile olan ilişkilerini koparıp doğuya doğru yol alıyor. Yalnız görünen doğu, ciddi bir ordusu olan Hindistan'ın katılımıyla büyürken ve Türkiye batıdan tamamen kopup kendisine yaklaşırken kartlar yeniden karılıyor.

Ancak batı bloğu ve bilhassa ABD artık IŞİD'e verdiği Amerikan tanklarından sonra PKK'ya verdiği profesyonel ordularda olan ağır silahlara kadar tüm imkanlarıyla Türk ordusuna üstü kapalı savaş ilan etmiş durumdadır. Bunun ciddi ciddi ne zaman sıcak savaş dönüşeceği ise merak konusudur.

3. Dünya savaşına gidiyoruz. Ancak hala safların belirlenmesi tamamlanmadı. Buna karşın safını belirleyenler giderek safları sıklaştırmaya başladı. Hatlar keskinleştiğinde yine bir Sırp, bir Avusturya-Macaristan veliahtını öldürecek ve savaş başlayacaktır. 

Ancak her ne kadar maceracı ve fantastik görünse de savaş eninde sonunda nükleer boyuta taşınacaktır. Bunun nedeni de ABD'nin elindeki orantısız büyüklükteki orduyla resmen dünyaya el koymak istemesidir. Birileri son aşamada buna bir dur demek isteyecektir. İşte o anda ABD ve Rusya-Çin ikilisi mutlaka nükleerlere başvuracaktır. 

Sonuç ise dünya nüfusunun büyük kısmının yok olması ve yüzmilyonlarca insanın ölmesi olacaktır. Birçok ülke tamamen tarih sahnesinden silinecektir. Ülkeleri daha rahat yutabilmek için paramparça eden vampirler yer altındaki sığınaklarından çıktıklarında kendilerine göre insan olarak görmedikleri toplulukları son bir kıyımdan daha geçirmek ve dünyanın tek hakimi olmak gibi son derece mantıksız bir çabanın içine gireceklerdir. 

İşte bu son mücadele de 4. dünya savaşını doğuracaktır. Kullanılan onca atom bombasından sonra Einstein ilk aşamada haklı çıkacaktır. Yani yer yüzüne çıkan  ilk topluluklar taş ve sopayla bu savaşı başlatacaktır. Ancak yer altı sığınaklarına da silah yığan bu güçler dördüncü dünya savaşını taş ve sopayla yapmayacaklardır.

Belki makineli tüfeklerle hayatta kalmaya çalışan bir grup insanı katletmeyi deneyeceklerdir. Bir dünya hakimiyeti hayali uğruna... Sonuç; ABD insan ırkını yok edilmesi gereken bir pislik olarak görme düşüncesinden vazgeçemeyeceği için 3. dünya savaşı kaçınılmazdır. Tek sorun ne zaman olacağı ve hangi devletin hangi safta olacağıdır. Gerisi öldürülecek insan sayısındadır...

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..