Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '11

 
Kategori
Meslekler
 

3795 sayılı kanun neden değişmeli?

1992 yılında çıkarılan 3795 sayılı kanun ile mesleki ve Teknik okulları mezunlarının verilen eğitim yılı esas alınarak unvanlar belirlenmiştir. Ancak, söz konusu kanun devamı niteliğindeki Yönetmenlik ve Tebliğler yaklaşık 19 yıldır ilgili kurumlar ortak akılda buluşamadığından, bu mevzuatlar çıkarılmamış ve Mesleki ve Teknik Eğitim mezunlarının mesleki bilgi ve becerilerini ortaya koyamamış, üretime aksettirememiş aksine görevsiz ve yetkileri yasal mevzuatlarda karşılığı olmadığından, işsizlik problemi ile karşı karşıya kalmışlardır. Bununla birlikte, 1998 yılında anti demokratik bir uygulama ile orta öğretim düzeyinde mesleki ve teknik eğitimin önüne konulan katsayı engeli ile söz konusu okullarının eğitim kalitesini en alt düzeye indirmiş, okullara olan talep ciddi oranda düşmüştür. Tüm bu eksik ve yanlış uygulamaların, Ülkemizin sanayi ve üretim sektöründe kalite de, verimde, işsizlik yönüyle büyük bedeli olmuştur. Konu hakkında zaman zaman, iktidar ve muhalefet partileri, Sanayi ve Ticaret Odaları ile ilgili sivil toplum örgütleri, sorunun çözümü yönündeki düşünceleri, hedeflerini, kamuoyu ile paylaşılmakta ancak bugüne kadar herhangi olumlu bir gelişme olmamıştır.


Söz konusu yapılmayan veya mağdur eden yasal düzenlemelerle, Mesleki ve Eğitim sistemi içerisinde maddi ve manevi olarak, derin mağduriyeti yaşayan üretimin, teknolojinin lokomotifi olacak Teknik Eğitim Fakültesi mezunu Teknik Öğretmenler olmuştur.

Genellikle hem teorik hem de uygulama alanında 4 yıl teknik lise, 4 yıl Teknik Eğitim Fakültesi olmak üzere mesleki alanda toplam 8 yıl eğitim alan Teknik Öğretmenler, ülkemizde uygulama sahasında bulunan meslekler içerisinde en fazla eğitim süreli ve yüksek maliyetli meslektir. Buna rağmen, unvan, yetki ve sorumlulukları belirleyen yasal düzenlemeler, yapılmadığından onbinlerce genç çalışma hayatının dışında kalmış, atıl vaziyette mutsuz, umutsuz durumundalar. Bu sesiz yığınların,bugüne kadar istenilen düzeyde sesini kamuoyuna duyurmamaları ve yüksek düzeyde reaksiyon göstermemelerinin altında Mesleki ve Teknik Eğitim camiasının, devlet kurumlarına karşı saygı ve güven, ahlaki bir disipline sahip ve uzun süreli bir eğitim sürecinden geçmeleridir. Bir diğer husus ise yapılan cılız girişimlerin, ekonomik ve etki alanı geniş bazı mesleki grupların, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi benzer meslek mensuplarının çeşitliliğine gelişmesine katkı ve destek sağlamak yerine, bunun aksine etki alanını daraltma, kısıtlama, gelişmesini kısıtlayıcı tavır ve düşüncesi hakimiyeti ve girişimlerin olmasıdır. Dolayısı ile Teknik Öğretmenlerin sorunları önüne ideolojik ve siyasi düzeye indirgenmiş antidemokratik bir engelin olduğuna dair düşünce hakim olmuştur.

Toplumsal düzeyde sayılan haksız engeller devam ederken, Kurumlarca(Meb, Maliye, Sanayi, Çevre ve Şehircilik, Devlet Personel, Yök) Teknik Öğretmenlere dair Teknik ve Eğitim hizmetleri sınıfında yapılan yasal değişiklerde hukuksal olarak çelişkiler-farklılıklar birbirini takip etmekte uygulama alanlarında bir kaos ortamı oluşmuştur. Bu çelişkiler sonucunda yargıya intikal eden ve iptal edilen, tekrar düzenleme gereği duyulan davalar nedeniyle, kamuda ciddi iş gücü ve zaman kaybına neden olmaktadır. Tüm bu sorunların temelinde konu ilgili 1992 yılında yürürlüğe giren ve uygulanmayan çatı kanun 3795 sayılı kanundur.Bu Kanun uygulama imkanı tanınmadığından,1- 657 Devlet memurları kanunda Teknik hizmetler sınıfında yer verilen Teknik Öğretmen unvanına Kurumlar kadro tahsisi yapmadığından Teknik Eğitim Fakülteleri mezunları, yetiştirdikleri “Teknisyen” kadrosu veya daha alt düzeyde idari(evrak memuru,memur vb) atanmak zorunda bırakılmıştır. 3- Teknik Eğitim Fakültesi mezunları, Kamu kurumlarınca yüksek öğretim düzeyinde yaptıkları unvan ve görevde yükselme sınavlarında kesinlikle yer verilmeyen, mesleki ve teknik eğitim durumundadır.3-Özel Sektörde işverenin keyfiyetinde pozisyonda düşük ücretle çalışmak zorunda bırakılmaktadır.4-2 yıllık yüksek okulları dgs sınavı ile Mühendislik eğitimi alma imkanı olmasına rağmen, 4 yıllık Teknik eğitim Fakültesi mezunlarına asla geçiş imkanı söz konusu değildir. 5- Çalışma sahasında karşılanacak unvan sorununu göz önüne alınarak, mesleki ve kişisel onurlarını çiğnetmemek adına zorunlu olmadıkça çalışmadıklarından onbinlerce Teknik Öğretmen işsiz ordusunda yer almaktadırlar.

Söz konusu Kanunun işlememesinden dolayı süregelen kaos ve on binler hatta yüz binlerin unvan sorunu göz önüne alınarak, Teknik Eğitim camiasının öncülüğü ve büyük desteği ile Ab uyum çalışmaları çerçevesinde yaklaşık 8 yıllık zarfında milyon dolarlık bütçesi olan projelerle konferanslar, seminerler ve düzenlenmiş yapılan bu bilimsel çalışmalar ışığında Bakanlar Kurulunca 02/11/2009 tarihli ve 2009/15546 sayılı kanunla Teknik Eğitim Fakültelerin kapatılarak yerine Teknoloji Fakülteleri kurulmuştur. Bu yasal düzenleme ile yukarıda sayılan sorunların, çözümü beklentisi içinde iken geçen yaklaşık 2 yılda kapatılan Teknik Eğitim Fakültelerinin, Teknoloji Fakülteleri ile yasal zeminde ilişkilendirilmemesi veya bu yönde girişimde bulunulmaması yada bilimsel ve mantıksal hiç veriye dayanmadan engeller çıkarılması, 3795 sayılı kanun uygulanmaması ile birlikte yasal ve mesleki olarak sosyal düzeyde derin bir kaos, mağduriyet ve trajediye neden olmuştur.

Bu çerçevede, Mesleki ve Teknik Eğitimin çatı kanunu olan 3795 sayılı kanunun değiştirilerek veya işlerlik kazandırılarak, Teknik Eğitim Fakültesi Mezunlarının unvan sorunun çözümü; Hükümet programında yer alan ve 2023 de gelişmiş ülkelere uygun bir şekilde Mesleki ve Teknik Eğitimin % 60-70 çıkarılması ile antidemokratik olarak uygulanan ve YÖK’çe yeni değiştirilen katsayı sorunu çalışmalarına büyük paralellik ve bütünlük arz etmekle birlikte, bu çalışmaların zemini ve destekleyicisi konumunda olacaktır.

Sonuç olarak, Hem teorik hem de pratik olarak uzun süre eğitim alan onbinlerce Teknik Eğitim Fakültesi mezunun; yıllardır mesleki kimliksizlikten dolayı kanayan vicdanlarını dindirmek, Mesleki ve Teknik Eğitim alanındaki mevcut yasal karışıkları sonlandırarak bir bütünlük oluşturmak, nitelikli iş gücü ile artan bir üretimin her alanında kalite ve verimini artırmak, demokratik ve gelişmiş ülkelerine benzer benzer mesleki çeşitliliğin artırılması ve en önemlisi antidemokratik bir şekilde uygulama imkanı bırakılmayan, 3795 sayılı kanun ivedi olarak değiştirilmesi gerekmektedir.Kemal BUDAK….Teknik Öğretmen…


 

 
Toplam blog
: 15
: 2553
Kayıt tarihi
: 30.03.09
 
 

Malatya doğumluyum... Makine fakültesi mezunyum... ..