Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

4 soru 3 cevap

Anlayamadıklarım:)
Melih Bey merhaba; Ben Yedi Tepe Üniversitesi'nde MBA yaptım. Tabi detaylı bir ekonomi ve finans bilgisine sahip değilim. Ancak bu eğitim bile benim Türkiye ekonomisine ve finans sektörüne farklı bakmamı sağladı. Makro ekonomide bu eğitimi aldıktan sonra mikro ekonomide farkı düşünmemi sağlayan bir proje ile tanıştım. Şu anda mikro boyut yoğun olmak üzere iki konudada zihnimi esnetmeye çalışıyorum. Şu anda ekonomide gerçekleşen bir iki şeyi anlayabilmek bilgim çok sınırlı. 1. Nasıl oluyorda başbakanı ve cumhurbaşkanı belli olmayan, yarısı teyakkuzda bir ülkenin borsası tavan yapabiliyor? 2. Nasıl oluyorda senelerce Türk halkını sömürür derecede kazıklayan, kalitesiz ürünleri yüksek fiyattan satarak, büyük işletmeler, hiçbir özelleştirmeye giremez, hiçbir yatırımı yapamaz. 3.Devlet de olsa, özel bir kurum da olsa, çok karlı ve ülkede tekel konumdaki işletmeleri neden satar? 4.Borsanın neredeyse dörtde üçü yabancıların eline geçmişse, hala o borsaya yatırım yapılabilir mi?

Bir bloger adayının bana göndermiş olduğu bu mesaja , her ne kadar cevabı 1000 kelimelik mesaj hanemde yanıt vermeye çalıştım ise de , yinede yeterli olduğunu sanmayarak, blog konusu yapmaya karar verdim.

İlkönce şunu söylemeliyim ekonomi teoriye cevap vermiyor.Ekonomik birimler bekleyişlere göre hareket ederler.Bu hareketlerinden de teoriler oluşturulmaya çalışılır.Bu zamana kadar gerek makro gerek mikro düzeyde bir çok teorinin oluşturulduğu gibi.

Dışsal faktörler bazı ekonomilerde, yapısal faktörlere oranla daha fazla etkindir.Bu tip ekonomilerin ipleri daima dış güçlerin etkisinde olduğundan dolayı , çok kırılgan , hassas ve yönlendirilmesi çok kolay , krizlerin hızlı şekilde ve etkili olarak oluşturulabileceği , spekülasyonların hat safhada olduğu , belirsizlik arzeden ekonomilerdir.Yapısal olarak güçlü olamamanın , (istihadamın düşük olması , yatırımların azlığı , çıktıların kaynağının yine ithalata yani dışarıya bağlı olması...) vermiş olduğu zayıflık ve heran yatağa düşecek ama şimdilik gribi ayakta geçiren insanlar misali bir durum arzeden ekonomiler teoriye cevap vermezler.Kim nereye çekerse o tarafa giderler.Reel şartlar , para politkalarını ve maliye politikalarını belirleyen ülke otoritelerini , kısa vadeli günü kurtarmalık tedbirler almaya sürükler ve beklenen refah bir türlü gelmek bilmez.

Uygulanan iktisat politikaları ve bunların araçları , teoriden ziyade reel şartlara göre belirlenir ve uygulanır.Ama ben şuna inanıyorum ki , dünya ekonomisine ve enerji kaynaklarına yeniden şekil veren iki blog arasındaki satranç oyununda Türkiye , oluşturulmak istenen yeni yapıya göre önemli bir role sahip ve bu role göre bir muameleye diyelim , maruz kalıyor.

İşte kendimce cevaplarım:

1) Ülkelerin sermaye piyasalarında , haritalarda gördüğümüz kırmızı çizgiler yoktur.Dolayısıyla ülke reyting puanlarını belirleyen kuruluşlar , sermaye piyasalarında paralarını değerlendirmek isteyen büyük sermayedarlara verdikleri reyting puanlarıyla yön gösterirler.Ükemiz yakın tarihte , kafaya atılan bir anayasa kitabı ile karıştı.Aslında bir çıban vardı büyüdü , büyüdü ve o olay bahane edildi.O olmasaydı , başbakan merdivenden inerken tökezleseydi , yine bu krizi yaşayacaktı ülke.Aslında diğer soruyla , bu soru birbirini cevaplıyor.Büyük sermayedarların vatandaşı olduğu ülkelerin büyük şirketleri , bir ülkede yatırım yapıyorsa , o ülkede patlak verecek bir kriz , o firmalarıda etkileyecektir.Bugün bir şirketi için başkan Bush , Japonya başbakanına ricada bulunuyorsa bu konu zaten önem bakımından kendini belli etmiştir diye düşünüyorum.Türkiye ekonomisi hakkını vermek lazım , vakti zamanında Kemal Derviş'in almış olduğu acı tedbirler ile ve sonrasında gelen iktidarın mevcut politikaları fazla değiştirmeden uygulaması sonucunda epey bir güçlenmiştir.Bir ekonomide uygulanan bir politikanın sonuç vermesi , meyvelerini vermesi 18 ila 24 ay arasıdır.Dolayısıyla , ülke , yürütme konusunda belli bir koltuk boşluğu olsada eğer yapısal olarak güçlüyse bu tip boşluklara reaksiyonu o kadar geç olur.Önceden çok daha hızlı ve kısa sürede , reaksiyon verecek bir ülke görüldüğü üzere daha geç ve panik havası oluşmadan atlatılmıştır.Ekonomik birimlerin bekleyişleri de Eyvah dolar azacak , fazi fırlayacak gibi panik ataklar şeklinde olmadığı için , ekonomiye güvenildiği için ve tüm uzun vadeli yatırımlar ve borçlanmalar yapıldığı için borsa sağlam kalmıştır.

2) Amaç yabancı yatırımcıları , çekmekdi.Böylece ekonomi üzerinde yapılabilecek büyük spekülasyonların önünü kesmekdi.Nitekim bir nevi ekonomik saldırılara zırh şeklinde algılayabileceğimiz yabancı yatırımlar ülkeye gelmesi için teşvik edildi.Artık ne zaman gideceği belli olmayan , heran gidebilecek olan paranın haricinde , uzun vadeli gitmesi çok zor olan paralarda Türkiye 'ye gelmiştir.Özelleştirmeden alınan kısa vadeli gelir , uzun vadede kazanadıracağı zırh ve savunma avantajının yanında bana göre hiç kalır.Bu üçüncü sorunun da aynı zamanda cevabı oldu.Teoride bir mala talep arttığında , arz artar ve kapasite zorlanmaya başladığında fiyat yükselişi gelir , ama geçmişte Türk mentalitesi , bir mala talep arttığında arz sabit tutulur veya azaltılır , yükselen talep , fiyat artışlarıyla emilmek istenirdi.Zengin daha zengin , fakir daha fakir olurdu.Avrupa mallarıyla rekabet söz konusu olunca , pabucun pahalı olduğunu gören büyük türk şirkelteri , kendilerine çeki düzen vermiş , önce fiyat sonra kaliteden , önce kalite sonra fiyata bir evrim geçirmiştir.

4)Bana göre yabancı yatırımcılar, yerlilerden daha güvenilir ve piyasalarla ilgili analizlerini çok iyi yapıyorlar.

Komplo teorileriyle paranoya edilmeye çalışılan bir millet haliyle kimseye , özellikle yabancı ülkelere ve birimlerine karşı baştan önyargılı yaklaşmaktadır.Halbuki , uyanık ve dikkatli ama önyargılı olmadan hareket edilmeli diye düşünüyorum.Yabancı ülke ekonomik birimleri , her ülkenin birimleri gibi , menfaatlerini maksimum seviyede tutmak isteyeceklerdir.Bu gayet normal bir durumdur.Burada dikkat edilmesi gereken husus , bir tarafın menfaati , diğer tarafın menfaati ile çakışmamalı ve her iki tarafta uyanık olmalıdır.Türkiye artık George Soroz gibi kurtlara yem olmayacak derecede , yapısal olarak güçlüdür.

İşin diğer yanı , Türkiye'nin toplumsal olarak , müslüman bir ülke olması ve bu konuda örnek olarak görülmesi , bir krize sokulmaması açısından önemlidir.Türkiye'ye dolar akmaktadır.Akmasının nedenlerinden biriside , Türkiye'nin ılımlı islam modeli olarak diğer ülkelere güvenli bir örnek teşkil edilmesidir.Ekonomik nedenlerin haricinde , bir çok dışsal , ekonomi ile ve teorileriyle açıklanamayacak , politik ve sosyolojik nedenlerinde bir araya gelmesi Türkiye'yi şu anda gözde bir ülke yapmıştır.

Nacizane benim görüşlerim.Bu iyimser tablo ne kadar gider bilmiyorum.Her ülkenin bir iniş çıkış konjoktürü vardır.Bazı şeyleri bilmek içinde müneccim olmak gerekir.Örneğin , türkiye uyutuluyor mu?Türkiye savaş mı girecek?200 bin asker ne diye sınıra yığıldı?Türkiye'nin ekonomisini düzgün tutarak , susmasını mı sağlayalım diye düşünüyor bazı odaklar?Tabi bunları ne ekonomi teorileri ile ne de başka teorileri ile açıklanabilri.Bol bol komplo teorisi ve senaryo üretmiş oluruz.
 
Toplam blog
: 116
: 735
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1994 Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat bölümü mezunuyum. Aynı üniversitede Genel İktisat Polit..