Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '16

 
Kategori
Öykü
 

60 Yaşında bir Berjerim ben.....(Son Bölüm)

60 Yaşında bir Berjerim ben.....(Son Bölüm)
 

 Evin babası öldükten sonra evin annesi terk etmedi evini.Gözyaşlarını içine akıtan kadın tüm gücü ile karşı çıktı evini bozmak isteyenlere. Ne yalnız yaşayamazsın sözleri , ne başka bir söz onu bu kararından caydıramadı.Herkesin yanında ağlamayan kadın, gece yalnız kaldığında ağladı benim üstümde.Hem de hıçkıra hıçkıra ağladı. Nasıl ağlamasın. Çok sevmişti o güzel adamı.Yıllarca birbirlerine önce aşık sonra değnek, baston olmuşlardı. Zaten yaşam bu değil mi?Önce aşık oluyorsun , sonra değnek.

 Bir kaç yıl dayandı kadın bu acıya. Bir gün o da hastalandı ve bir kaç gün içinde kavuştu sevdiğine.Bu arada benim bir şey dikkatimi çekti.Sevdiğine kavuşmadan birkaç gün önce bir gece yarısı kadın oturdu bana. Elinde bir kutu vardı kırmızı. O güne kadar parmağından hiç çıkarmadığı yüzüğünü çıkarttı,kutuyu açtı ve yüzüğünü kutudaki daha geniş yüzüğün yanına koydu. Koyarken de sessizce 'Seni çok özledim,kavuşmamıza az kaldı sevgilim'dediğini duyar  gibi oldum.Ben de yaşlandım kulaklarım duymaz oldu. nereden bakarsan bak 50 yaşını devirmiştim bu olaylar olduğunda.

 Kadın öldükten sonra kızları evi bir süre dağıtmadı. Sanırım zor gelmişti ebeveynlerını yitirmek.Bir gün kızlardan büyük olan bu evi dağıtamıyoruz barı eşyaları paylaşalım dedi. İki kardeş ile bir abla bir kıza,diğer iki kardeşle bir abla öbür kıza pay edildi. Ben büyük ablaya düştüm. İyi kü düşmüşüm. Çünkü bir süre sonra abla kardeşinin payını verip baba evini satın aldı ve ben eski evimde yaşamaya başladım. Yaşamaya başladım ama kardeşlerimden ve diğer ablamdan uzak. Hem bu sefer giysilerimiz de değişmişti. Bana ve kardeşlerime koyu renk bordo desenli giysiler yapıldı. Diğer evdeki kardeşlerime ise başka renk. Biz yeni giysilerimizle adeta saraylı gibi olmuştuk.

  Bu sefer yaşamımızda kızlar, eşleri ve çocukları vardı.

  Neler gördü bu gözler, neler duydu bu kulaklar. Ne kız istemeler, sözler, nişanlar yaşadık. İki kere gelin çıktı evden.Hep mutlu olaylar olmadı tabii. Arada kavgalar, gürültüler,ağlamalar, hastalıklar.Acısı , tatlısı ile geçen günler.

 Yıllar sonra bir gün evin hanımı yani bizim büyük kız ile eşi karşı karşıya oturdu ve kararlar aldı. Çocukları evlenmiş, evden ayrılmışlardı.Yalnız kalan karı koca, adam da işinden emekli olunca artık bu şehirde oturmak istemiyordu..Doğdukları, büyüdükleri, ebeveynlerinin, atalarının mezarları olan bu şehirden, anılarından uzaklaşmak çok zordu ama bu çok kalabalık, trafiği, gürültüsü ile çekilmez şehirde yaşamak da çok zordu.

  Bu zor kararı çabuk verdiler.Bir sabah erkenden tüm evin eşyaları bir kamyona yüklendi. Bizi de iyice sarıp sarmaladılar.Uzun bir yolculuğa çıktık. Bizi taşıyan adamların konuşmalarından çok uzaklara ,sahilde bir yere gittiğimizi  duydum. 

   Gittik, gittik. Sonunda durduk, Bizi indirdiler kamyondan . Bu sefer çiçekler, ağaçlar arasında güzel bir evdi yeni yuvamız.Pencerelerinde rengarenk çiçeklerin sardığı bir yuva.

 Galiba burada yaşayacaktık artık.

 Bir süredir bu evde çiçekler, kuş sesleri arasında yaşıyoruz kardeşlerimle. Mutlu muyuz.Evet mutluyuz. Ama yorgunuz. Yıllar yordu bizi.Biriken anılar, acıyan , soğumayan içimiz.Artık bundan sonra nereye gideriz bilmiyorum.

 En büyük korkum bir gün bir çok eski eşya ile bir eskici dükkanında bulmak kendimi.Kardeşlerimden,tüm sevdiklerimden uzak,yapayalnız bir eskici dükkanında. İnsanlar konuşurken duydum. Aslında çok değerli imişiz biz. Ama belli mi olur.

 Sahiplerime uzun ömür versin tanrım diye dua ediyorum hep.

  Ben eskici dükkanına  düşmek istemiyorum.

  Öleceksem bu evde öleyim artık.

 

 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..