Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '12

 
Kategori
Anılar
 

8 eylül, yangın yeri ve hastane koridorları

8 eylül, yangın yeri ve hastane koridorları
 

Yangın var...


Sabah yeni görev yerimin koridorunda ilerliyorum. Çevremde bakışlar, doğrudan bana yönelmişler. Yüzlerinde rahatsız bir ifade var. Bu rahatsız ifade genel bir ruh halinin eseri. Hepsinde bir tedirginlik hakim. Adımlarım ile birlikte başlarını çeviriyorlar, tereddütsüz bir takipteyim. Bakışlarında, yüreklerinde bir yangın var. Bir an önce oradaki işlerinin bitmesi, kendilerini oradan dışarıya atmak için her görevlinin, her doktorun gözünün içine bakıyorlar.

En kıymetli şeyin arandığı, şifa kaynağı hastaneler, hani hiçbirimizin mecbur kalmadıkça gitmek istemediği, savaş zamanları hariç gerçek hayati tehlikeyle yüzleşilen tek yer. İşte o sebeple koridorları bir yangın yeri. O öyle bir yangın ki, Manisa’nın caddelerini çınlatarak gelen bir siren sesini duyana dek, kendi kendine yanarken birden bire sessizleşiyor, azalıyor alevleri. Çünkü o siren diyor ki, burada daha büyük yangın var.

O sirenler bir 7 Eylül sabahında bundan 90 yıl öncesine götürüyor beni. Şimdilerde 8 Eylül farklı şeyleri çağrıştırıyor olsa da, tıpkı 9 Eylül gibi, o da bir kurtuluşun tarihi... O kurtuluş ki, 30 Ağustos ile 9 Eylül arasında yanan, yıkılan ve küllerinden doğan bir milletin kurtuluşu.

Nesilden nesile akseden başarılar, bayramlar dile gelse ve arkalarındaki acı, cefa ve emeği de keşke bir çırpıda anlatabilseydi. Böylece resmi geçitler, coşkuyla yapılan gösteriler, kurtuluşa şahit olmuş, ardından yoksulluğu, savaşın korkularını yaşamış olan bir halkın torunlarına daha anlamlı gelirdi belki de. Herkes bilirdi ki o acıların bir madalyası, silinmez izleri aslında bayramlar. Biz millet olarak bu vatana sahip çıkmaya devam edeceğiz, o günleri unutmayacağız dememiz için bir fırsat sunuyorlar bize.

İşte bu acılardan biri olan Manisa Yangını’nın yıldönümü, kurtuluş günü kutlamalarıyla anıldı. Yaşasın kurtuluş. Lakin, “anı” konusu olan “acı” da unutulmamalı. M. Nuri Yörükoğlu, Nihat Yörükoğlu’nun Manisa Yangını kitabı, tarihi belgeleriyle anlatılan bu büyük acının en açık delili, herkesin okumasını tavsiye ederim. Elimdeki kitap okuduğumda beni dehşete düşüren, külleri zihnimde savrulan bir yangını anlatırken, ben bugün de benzeri bir yangının bir başka şekilde bize savrulduğunu hissediyorum. Biz bu tarihi yangını, aynı mahallede kapı komşu olduklarımızın ihanetiyle yaşamışız. Bir Eylül sabahında, evinden çıkamayan binlerce insan, yaşlı ve çocuklar...
***
8 Eylül, yanık bir kentin üzerindeki dumanlar...
8 Eylül, bir yangın yerinden geriye kalanlar...
8 Eylül, her gün geçtiğimiz koridorlar...
8 Eylül, bir siren sesiyle açılan yollar...
***
Muhabbetle kalınız.

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..