Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '07

 
Kategori
Blog
 

8 Eylül'de İzmir'de

8 Eylül'de İzmir'de
 

Aylardır yapılan hazırlıklar, günler kala belirlenen listeler..Gelecek olanların sayılarına göre yapılan planlar..Hiçbir eksikliğin olmaması için gösterilen özen, kusursuzluk..Gelenleri memnun edecek güzel bir program.. Yorgunlukları içten tebessümlerin, ''ellerinize, gönüllerinize sağlık'' dileklerinin unutturduğu paylaşımlar..Veee uzun cümlelerin bağlandığı konu 8 Eylül İzmir toplantısı..

Canım İzmir'im..Nasıl da özlemişim imbatını, mavi ve yeşilin tüm tonlarının görüldüğü Ege kıyılarını, güler yüzlü insanları..Özlemişim son gidişimden bu yana Ege'nin incisini.

Sabah erken saatlerdeki buluşmayı, tekne turundan direk ''Güzelgah''a geçiyorum şartlar öyle gerektirdiği için ama önceki saatlerin çok güzel olduğunu biliyorum. Koştura koştura gittiğimde karşı kaldırımdan fark ediliyordu yan yana ve karşılıklı masalarda oturan tanıdık yüzler. ''Kambersiz düğün olmaz değil mi?'' sözüyle merhaba derken, ''Aaaa'' diyen dostları görmek, sarmaş dolaş olmak o kadar güzeldi ki anlatmak değil yaşamak gerekir bu hissi.

Oturma düzenine göre yanlarına gittiğimde ''bu Tuğba'' diyen Sevim Özkan'a, sadece toplantı için mi geldin derken sıkıca sarılan Neşe Evrim'e, nerede kaldın''diyen Feyhan'a, ''gözlerim yollardaydı ve artık ümidimi kesmiştim'' diyen Nihal'e, ''bugünün ikinci sürprizisin, gelmene çok sevindim'' içtenliğiyle Pirmete'ye , ''canıım çok sevindim gördüğüme'' sözüyle Beenmaya'ya, ''Osmaniye'yi kurtardın valla, helal olsun'' tezahüratını yapan Mehmet Eren'e, '' oooo hoşgeldin, neredesin yahu''diyen Celal'e merhaba deyip sarılırken, Kızıl saçlı güzellerin Kütahya temsilcisi ''Yağmur zamanı'', vefalı dost Deniz, güler yüzlü dost canlısı Emre Yetkin, ev sahipleri sevgili İlyas Bey, Pelin arkadan gülümseyerek hoşgeldin diyorlardı.

Kalabalık içinde hal hatır sorarken ''hanımefendi merhaba. Siparişinizi alabilir miyim, başlangıç olarak rakıya ne dersiniz? diyen dalgalı, kır saçlı, orta boylu, üzerinde siyah tişörtü ile gülümseyen karizmatik Mustafa Gülek, yeni tanıştığım Harun Deniz ve Homeros, Eymir'de aynı masada oturmamıza rağmen fazla sohbet etme olanağı bulamadığım zarif ve güzel Alev Meisel ile eşi Robert Bey'i de unutmamak gerek. Bu listede ilk kez merhabalaşıp,yeni tanıştığım blog yazarları, misafirler de vardı varlıkları ile ortamı güzelleştiren.

Peki ya orada olacağını düşünürken gelemeyenler, gözlerimin aradığı özlediğim dostlar.. Nerelerdeydiniz sahi, neden yoktunuz?

Neşe Evrim ve Mustafa Gülek esprileri, neşeli tavırları ile günün ve gecenin birincileri olurken,
Sevgili Celal, pistte çiftetelli ile oynarken (hem de ne oyun)...
Emre güzel hanımlarla pisstte dans ederken,
Beenmaya Hoşsada'nın Eymir'de yaptığı gibi elinde fotoğraf makinesi ile tüm masaları dolaşıp ''yakın plan çekelim daha iyi çıkıyor'' derken,
Mehmet Eren, ayağındaki rahatsızlığa rağmen o kadar yolu gelip, farkını ortaya koyarak, konu ne olursa olsun sonu ''Fenerbahçe''ye bağlanan sohbetleri, espirileri, içtenliğini paylaşırken,
Nihal yeni İzmir'li olmanın sevinciyle, erken kalkma telaşı yaşamadan biraz ev sahipliği görüntüsünde gülücükler dağıtırken,
Feyhan, etkileyici bakışları, içten gülüşleri ile sohbet ederken,
Pirmete her zaman ki nezaketi, içtenliği ile oturarak veya ayak üstü ayrı ayrı hal hatır sorup sohbet ederken,
Ahmet Yılmaz, mütevazı, sessiz ama güzel sohbetini paylaşırken,
Kuşkayası, ''yazıp yazmamaya tatil sonrası karar vereceğim'' dedikten sonra ''yeniden burada olmak güzel'' duygusallığını paylaşırken,
Harun Deniz, içten tebessümlerine, yazılarında yer vereceği gözlemler yaparken,
Homeros, biz söylemeye utansak da her defasında ''verin makineyi ben çekerim'' demekten bıkmadan, o anları ölümsüzleştirirken,
Sevim Özkan, güler yüzü, içtenliği ile ablalık yaparken,
Yağmur Zamanı ve Deniz, sabahtan akşama kadar sevinci,hüznü paylaşarak sohbet ederken,
Alev Meisel zerafeti, sakin tavırları, şarkı söyler gibi sohbeti ile yine hepimizi kendine hayran bırakırken,
Robert Bey, yıllardır tanışıyormuşcasına etrafındaki insanlarla içten muhabbetler ederken,

keşke sizler de orada olsaydınız, o güzellikleri,keyifli saatleri bizlerle paylaşsaydınız....Ne güzel olurdu.

Birer cümle de olsa paylaştıklarımızı dile getirirken İzmir Mavilim'i unutmak olur mu hiç? ''Eyvah geç kalıyorum'' telaşımı güler yüzü ve sakinliğiyle rahatlığa dönüştürerek, gözden kayboluncaya kadar el sallayan, güzel dost iyi ki oradaydın sen de..
Acele deyince, belirtmeden geçemem. Yemek masasındaki hızıma farkında olmadan ortak olan ve lokmaları neredeyse çiğnemeden yutan sevgili Celal'e dostluğu için teşekkür.

Nezaketini, inceliğini İzmir'de de gösteren sevgili Sabiha Rana, Serap İnce, Yekruseha,

Sohbet etme olanağı bulamadığım ama en azından ''merhaba'' diyerek tanıştığım, Kendimce, Tjhal, Esma Karahan, Ezgi Umut, Işın Çavdar, Nuray, Üç nokta, ve Sİbel Önal.. İyi ki oradaydınız, hep birlikteydik.

Bu kadar güzelliği, keyifli saatleri, dostluğu, dayanışmayı yaşamamızı sağlayan sevgili İlyas Bey ve Pelin; her türlü detayı düşünerek organizatörlüğünü yaptığınız İzmir toplantısı için çok teşekkürler..İnanın uzun yıllar unutulmayacak güzellikler yaşadık. İnceliğiniz, duyarlılığınız, içtenliğiniz..Tek kelimeyle mükemmeldi.. gönülden teşekkürler.

''Kalbim Ege'de Kaldı'' diyerek gelmek bu olsa gerek..İzmir'e, Ege'ye dostlara selam olsun...

Blog not: Çektiğim fotoğraflar çok yakında galerimde olacak. Samimiyetlerinin rahatlığıyla arkadaşların galerilerinden kareler kullanmak istesem de teknik yetersizliklerden başarılı olamadım.

Blog not 2: Sevgili Serap İnce, sana bir emanette İzmir'den geldi. :-)) Bundan sonraki toplantılara katılman şart oldu artık..

Blog not 3: Yazımın bu kadar gecikmesi de bilgisayarımda meydana gelen arızadan kaynaklandı ama ne kadar gecikirse geciksin paylaşmak istedim..

resim kaynağı:www.wowTURKEY.com sitesidir.
 
Toplam blog
: 126
: 2338
Kayıt tarihi
: 01.08.06
 
 

Kompozisyon derslerini biraz daha fazla önemsediğim, uzun cümleler kurmaya başladığımdan bu yana sev..