Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

Teröre karşı OHAL yerine ulusal direniş ve milli seferlik ilanı, terörü bitirici projeler

Teröre karşı OHAL yerine ulusal direniş ve milli seferlik ilanı, terörü bitirici projeler
 

Dostlarım merhaba,

Sorular ve muhtemel yanıtları (2 yıl önceki yazılarım ile sentezdir) şunlar:

1. Bir zamanlar bizim Kuzey Irak'a girmemizi isteyenler kimdi ve tezkereyi onaylamayan Meclisimiz niçin ‘Hayır!’ demişti?

A.B.D. Irak’ı yıkmak için benimle ol ve siz de K.Irak'a girin demişti. Biz süper bir ahlaklılık göstermiş ve komşumuzun zarar görmesine ve parçalanmasına müsaade etmemiştik.

2. O günden bu tarafa silahlı güçlenen ve daha cüretkar davranan Barzani'yi yıllarca kim destekledi ve niçin?

T.C. Barzani'yi, PKK’yı destekleyen Talabani'ye karşı destekledi. Çünkü P.K.K.yı durdurmak için Barzani'yi kullanmayı düşünüyordu. Ancak Barzani K.Irak’ın, Talabani ise Irak’ın başına geçti. Biz yanıldık, içimizdeki bazıları ile yanıltıldık. Barzani’nin desteklenmesi gerektiğini devlete fısıldayan, bu konuda kulis çalışması yapanların kimlikleri açıklanmalıdır. Onlar bu gün yaşananları ve yaşanacakları biliyorlardı.

3. Hakkari’de şehit vermemize sebep olan yanlışların sorumluları (ki bu hususta yüzlerce yazı ve kitap yazıldı, yüzlerce program yapıldı, biliriz ki yüzlerce emir verildi) sıralı komuta kademeleri hakkında yapılan hukuki işlemler açıklanmalıdır. Bana bilmem kaç teröristi saf dışı ettiğinizi söyleyerek sorumluluğunuzu unutturamazsınız, gözümüzü boyayamazsınız; benim Mehmetciğimin bir damla kanı binlerce teröristin ele geçirilmesinden daha kıymetlidir.

4. Şimdi K.Irak’a sınır ötesi operasyon ile girersek ne olur?

A.B.D. bölgedeki askerini yavaş yavaş çeker, bizi Irak’ı işgal etmekle suçlayan (‘Girmekte haklısınız!’ diyenlerin daha sonra, ‘Kıbrıs’ı işgal ettiniz!’ dediğini unutmayalım) bir dünya ile karşı karşıya bırakır. Irak’ın bütün vatanseverlerini ve eylemlerini karşımıza diker, Kore’de olduğu gibi onların çekilen askerlerini korumak için askerlerimizi feda ederiz.

O halde ne yapmalıyız?

a. Irak'ın fiilen toprak bütünlüğünün kalmadığını Irak'lıların dahi kabul ettiğini bizim ısrarla inkar etmemizdeki yanlışlığa bir son vermeliyiz. Irak'ta toprak bütünlüğü kalmamıştır. Irak halkı bölünmenin önüne geçememiştir. Bölünmeyi müteakip her parça ayrı ayrı emperyalistler tarafından paylaşılmaktadır.

b. Derhal K.Irak'ta Türkmenler yerel yönetime karşı ayaklanarak bölgede bir devlet kurmalı ve T.C.'nden yardım ve destek istemelidir. Uluslararası hukuk kuralları böyle bir durumda müdahale etme hakkını meşru kabul etmektedir. T.C. nin o bölgeye girişi meşrulaştırılmalıdır.

c. İstihbarat birimleri ile yoğun bir haber alma mekanizması kurulmalı, bölgede kürt gruplara karşı ve Kürdistan Devleti'nin kurulmaması için; Irak'lı Şii ve Araplarla ilişkiyi başlatmalı ve desteklenmelidir.

ç. PKK teröristlerine yardım ve yataklık edenler ve milis güçler için ömür boyu ağılaştırlmış ve af sistemine dahil olamayacak hapis cezası getiren yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Gerekirse bölgede sivil kaynaklı İstiklal Mahkemeleri vb. bir düzenleme ile Valilerimizin desteklenmesi sağlanmalıdır. Aynı şekilde halkın otokontrol sistemi kurulmalıdır.

d. PKK terör örgütünün Suriye’deki arşivi, muhasebe kayıtları operasyonlarla ele geçirilmeli, doğru analizleri müteakip; yardım ve yataklık edenler basına açıklanmalı, hukuki süreç başlatılmalıdır.

e. T.C. ihale yasası değiştirilmeli, güneyimizdeki operasyonlar için kaydırılan bütün birliklerin iaşesi yurt içindeki diğer kaynaklardan karşılanmalı; sırf para kazanmak için bölgede kaosun yaratılmasını sağlamak maksadıyla PKK ile işbirliği yapan kişilerin önü kesilmelidir. Bu kişilerin en büyük talebi ülke şehirlerini besleyen birliklerin OHAL kapsamında bölgeye akmasını sağlamak. Sonrası malumunuz, yiyecek, içecek, operasyon ihtiyaçları vs. Aynı şekilde bölgede görev yapan memura da %50 maaş zammı. Bu kadar büyük miktarlardaki sıcak para için ne yapmaz ki bu soysuzlar? OHAL bitmesin diye terör saldırılarını hep desteklediler de. Terör örgütünü destekleyen ağaların (üstelik çok miktarda) olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Terör demek, para demek, oralarda.

f. Dini, kültürel, eğitim, sağlık gibi hususlar başta olmak üzere bölge insanına yoğun bir destek sağlanmalı, moralini ve bağlılığını artıracak tedbirler yoğunlaştırılmalıdır. Özellikle IRAK'taki politikalara dikkat edilmeli, ileride başımızı ağrıtabilecek ilişkilerden uzak durulmalıdır. T.C. Devleti, dosta da düşmana da ''demokrasiye sahip çıktığı, hak ve hukuka saygı duyduğu ve adalet kavramına önem verdiği' kavramlarındaki gelişmelerini ispatlamalıdır. Liderlik ahkam kesmek ve büyüklük ile değildir, liderlik bilgi ve sevgi iledir. Tüm halkını ve tüm insanlığı kucaklayacak politikalara ihtiyaç duyulmaktadır.

g. Muhtarlıklar vasıtasıyla PKK terör örgütünde evladı olan ailelere ulaşılmalı, ekonomik ve kültürel destek verilmeli, çocuklarını geri getirtmeleri için gereken ortam sağlanmalıdır.

h. Bölge insanının ekonomik gelişimi için devlet eliyle tesisler açılmalıdır (Yap-İşlet-Devret formülü o bölgedeki talancıların işine yaramıştır). Benzer şekilde 'Gübre sübvansiyonu' bölgede ağaların köylü kağıtları ile zenginliklerini artırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Ekonomik politikalar için Kent Konseyleri ve dernekler gibi sivil toplum örgütleri devreye sokulmalıdır.

ı. Bölgedeki halkımız arasında destek gören ve töre olarak algılanan ağalık sistemi ile mücadele gibi hususlar incelenmeli, bu tür yanlışlıkları önleyecek sistemler üretilmeli, gerekirse kooperatifleşme ve toprak reformu yapılmalıdır. Ancak bu reformlar bireyselleştirilmelidir.

i. Bölgede bırakın askerimizin bir tek vatandaşımızın burnu kanayacak dahi olsa, bunun hesabını halka vermek durumunda olduğu ilgili bütün birimlere bildirilmeli, birliğe zarar verir endişesinden sıyrılmalıdır. Oradaki suskunluğun uzun vadede ülkemize daha büyük bir hasar vereceğini unutmamalıyız.

j. Terör ile mücadele için TSK, Jandarma ve Emniyet teşkilatlarımızın kullanımı doğru değildir. Askeri yapılanmaya gidilmeli, asker ve polis teşkilatından uygun elemanlar seçilerek, anti-terör birlikleri kurulmalı, bu birlikler uygun teçhiz edilmeli, doğru yasal desteklere sahip olmalı ve valiliklerin emrinde görev yapmalıdır. Bu birliklerin lojistik vs. ihtiyaçları için İçişleri Bakanlığında uygun bir daire kurulmalıdır. Kesinlikle bu birliklere valilerden başkasının müdahale etmesine müsaade edilmemelidir. Terör ile mücadele için Valilik makamları güçlendirilmeli, tam yetki ile donandıktan sonra da sorumluluklarının gereği istenmeli ve takip edilmelidir.

k. Devletin başındaki liderler halkımız ile bütünleşmeye çalışmalı, endişelerden uzak bir biçimde gerekirse onlarla kolkola yürümelidir. Ülkemizin bölünmek istendiği unutulmamalı, bölünmenin birinci basamağı olan küslüklere ve korkulara müsaade edilmemelidir. Dışarıdan desteklenen bütün oyunları bozacak tek şey; halkımız ile terörü lanetleme mitingine katılacak Sn. Cumhurbaşkanımız ve Meclisimizin üyeleri ( Hükümet dahil), TSK komutanları ve diğer devlet erkanının halkımızı kucaklamasıdır. Terörü lanetlemek ve teröre karşı bir şeyler yapmak aynı platformda ve koşu yolundadır. Terörü lanetlemek, terörü durduramayanları lanetlemek değildir. Halkımız kızsa da bağırıp çağırsa da teröre karşı kendi koluna giren devletini sevecektir, sonsuz destekleyecektir. Şurası da bir gerçektir; devletimizin hiçbir kademesi terörü desteklememiştir. Terörün nerede ne yapacağı bilinmez. Gerekli tedbirleri alsan da asıl tedbir bu tür halkla bütünleşme çabaları olacaktır. Bu birliktelik üzerimizde oynanan her oyunu bozacaktır.

l. Terörü destekleyen ülkelere notalar çekilmeli, o ülkelere yapılacak yaptırımlar için üniversitelerimizin Siyasal Bilgiler Fak.lerinin de bilgi desteği ile doğru yöntemler uygulanmalıdır. Uluslar arası bölümü öğrencilerinin katılımı ile bu hususlarda kürsüler kurulmalı, araştırmalar yapılmalıdır.

m. ‘Büyük Türkiye’ ideali geliştirilmeli ve akademik çevrelerin de desteği ile biçimlendirilmelidir. Müteakiben dışarıda bunu destekleyecek projeler başlatılmalıdır. Bu doğrultuda sınırlarımıza yakın bölgelerdeki bütün soydaşlarımız ile ilgilenilmeli, desteklenmelidir. K.Irak’ta sınırlarımıza yakın bölgedeki soydaşlarımız desteklenmedikleri için ülkemize sığınmak zorunda kalmışlar ve onların boşalttıkları alanlara teröristler kamplar kurmuşlardır.

n. Kaçakçılıkla mücadele edilmeli, kaçakçıların sınırlarımızın ötesinde teröriste para verdikleri unutulmamalıdır. Kaçakçılığı önlemeye çalışan karakollarımız basılmaktadır. Bölgede yaşanan son terörist baskınlar da o bölgede uyuşturucu kaçakçılığına darbe vurulduğunu ve kaçağın yolunu açmak, o kaçakçılığı yapacak insanlara bölgede tek otorite olduklarını ispatlamak için yaptıklarını unutmamalıyız.

o. ABD’nin elindeki haritaya iyi bakalım. Neden ülkemizin doğusunu bölüyor, bir kısmını Kürdistan’a, bir kısmını Ermenistan’a veriyor. İki ayrı ülkeyi (ileride peyki olacaklardır) niçin yarattı? Çünkü bizim özgürlüğümüze düşkünlüğümüzü ve öyle her şeye evet demeyeceğimizi, her zaman ardından yürüyen bir uşak olmadığımızı meşhur İskenderun bozgununda anladı. Bu topraklarda ne var? Bu topraklarda bugünün enerji kaynağı petrol, yarının enerji kaynağı bor ve uranyum gibi alternatif enerji kaynakları ve en önemlisi, bozulan ekolojik denge ve küresel ısınma nedeniyle gün geçtikçe kıymetlenen su kaynakları. Bu arada ABD’nin Yahudi lobisinin aktivasyonunu unutmamalıyız. O topraklar kutsal ve Yahudilere adanmış topraklar. Sınırlarımıza kadarki Mezopotamya’yı ele geçirdiler, kalanını da elde edecek yollar arıyorlar. Öte taraftan bu topraklar Hıristiyanlığın doğup geliştiği yerler. Yani onların bütün dini ve kültürel havuzlarının çeşme başında duruyoruz. Bizim bu çeşmeleri kullanabileceğimizden korkuyorlar. Başta yabancı ülkelerin devletleri olmak üzere insanlığa evrenin temel yasası olan ‘Korktuğu ile yüzleşme’ kuramını gerçekleştirmeliyiz. Onların dini değerlerini yeniden biz yapılandırmalıyız. Hatalarını ve bütün dünyayı kandırdıkları hususları tespit edip, belgeleri ile insanlığa sunmalıyız.

ö. Özel Harp unsurları ile Irak’a sızmalar yapılmalı, ülkemizde yapılan her terör eylemi misliyle topraklarında ödetilmelidir.

p. Abdullah Öcalan'ın sosyal bağları ve örgüte talimatlarının yolu kesilmelidir.

r. Ülkemize terörist eylem yapan terörist grupların başlarına para ödülü konmalıdır. Özellikle o bölgedeki ABD vatandaşlarının varlığı onların katledilmesi için kullanılmalıdır (3-5 kuruş para ile okuyabilmek için ABD ordusunda görev yapmak zorunda kalan ABD’li gençlere bu konu duyurulmalıdır).

s. Terörist eylemler yapıldığında; K.Irak’taki kamplar değil, K.Irak şehirlerindeki PKK büroları uçak ve füzelerle vurulmalıdır. Kan ve şiddet Barzani’nin ve Talabani’nin yemek odasına, yatağına kadar taşınmalıdır. Türkiye’ye yönelik teröre izin veren herkes bir daha düşünmek zorunda bırakılmalıdır.

ş.Terör eylemlerini destekleyen her basın-yayın kuruluşu susturulmalıdır (devletin kendini koruması gerekliliği).

t. İsrail’in Nazilere yaptığı gibi, teröristler de nereye saklanırsa saklansınlar bir gün mutlaka Türk adaletine hesap vereceklerini, nerede olursa olsunlar, yakalanarak Türk adaletine teslim edileceğini bilmeleri sağlanmalıdır.

u. Terör ile mücadelede TSK devre dışı bırakılmalı, yıpranmaması sağlanmalıdır. Düzenli ordu gün geldiğinde işgale gelecekler için kullanılacaktır (Irak’ın işgalini unutmayalım). Ama halkın infiale kapılması ve yılgınlaştırılması için her zaman güvendiği ve değer verdiği askerin ilk hedef olacağı unutulmamalıdır.

ü. Sosyo-ekonomik açılımlara dikkat edilmeli, gelişmiş ülkelerin terör eylemlerini kaynağında susturabildiği unutulmamalıdır. Bu maksatla bölgede sübvansiyonların başlangıçta değil (bitirmeden parayı alıp kaçan müteşebbislerin inşaat kalıntıları Diyarbakır-Ergani arasında 30 km. yol boyunca görülebilir) iş bitimi ve çalışma sürecinde verilmelidir. Gerekirse kent konseyleri ve kooperatifçilik desteklenmelidir. Bu arada o bölgede şehit olan sivil-asker her Türk'ün ailesine ve gazilerimize olay mahallinde 200 metrekare arazi, verilmelidir. İsteyen ailelerin veya gazilerin buralarda yaşayabilmeleri için uygun yapılanma sağlanmalıdır (TOKİ konutları vb. gibi). Benzer şekilde o bölge insanının tehcire zorlanması ve köy boşaltmaları 1915'de olduğu gibi ileride canımızı yakabilir. Bunun yerine o bölgeye Anadolu'dan yerleşimlere destek verilmelidir (Anadolu'dan gelen yerleşim yerlerinin hudutları içerisine terörist girememiştir). Fabrika kurulması ve o bölgede meskenler yapılması bölgede 300'er ailelik yerleşim yerlerinin açılması demektir ki; bu terör örgütünün alanını daraltır. Benzer yapılanma o bölgeye ekonomik canlılık da getirir.

v. Hukukun üstünlüğüne inanmak, susmak değildir; sabırlı olmak ağlamak değildir. Ülkemin insanı ülkesini, devletini, milli birliğini korumak için gerekeni yapacaktır; devlet olarak demokratik koşulların oluşumu, sosyal adalet vb. hususlarda iyileştirmelere süratle gidilmelidir. Devlet mekanizmalarında da uyum mutlaka sağlanmalıdır.

y. Demokrasi halkın seni seçmesi değildir; sana hesap sorabilmesidir. Muhalefet yoksa zaten demokrasi de yoktur. Muhalefetin düşüncelerini susturmak yerine iletişimi kurmak gerekir. Hükümetin bu bilinci bütün teşkilatına öğretmesi ve ülke muhalefetteki insanı ile kucaklaşması sağlanmalıdır.

z. Ülkemizin içine düştüğü bu açmazdan kurtulmak için bütün üyeleri ile vatandaşlarımız asgari müştereklerde birleşmelidir. Bu asgari müştereklerimiz: ‘ATATÜRK’ümüz ve ATATÜRK İLKE VE İNKILAPLARIMIZ' ve Türk-İslam değerlerimizdir.

Son olarak denilmelidir ki: ‘’EY DÜNYA; SEN TÜRK’Ü KÖR, TÜRKİYE’Yİ SAHİPSİZ Mİ SANDIN!’’ YANILDIN, HEM DE ÇOK YANILDIN…

Yorumlarınız ile projelerimizi geliştirmenizi rica ederim.

Saygılarımla.

Hasan FIRINCIOĞLU

 
Toplam blog
: 13
: 658
Kayıt tarihi
: 26.10.07
 
 

Erzurum, 1964 doğumluyum. Emekli subay, Mak. Müh. ve Uzm. Psk. danışmanım. Bir özel eğitim ve rehabi..