Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '08

 
Kategori
Mizah
 

İtiraf ediyorum ben, Mit’te olmuştum!

İtiraf ediyorum ben, Mit’te olmuştum!
 

http://www.mit.gov.tr/amblem.html


Yıllar önce bir gün, vakti kerahet zamanı; köftesi meşhur “Ahmet bey” kasabasında asker arkadaşım pullukçu Necmi, kaportacı Halil, boyacı Veli ile çilingir sofrasına oturmuş karınca kararınca, delikanlı gibi ama akıllıca! Şedaraban makamında ”saki sun elin nur olsun, çilemiz dolmayacak bari kadehler dolsun” Sadettin Kaynak’ın bu sözleri eşliğinde, ufaktan 45 derecede sabit! Hakiki, Tekirdağ menşeli birinci sınıf anasonlu üzüm suyundan küçük yudumlar ile büyük bir muhabbetin içindeyiz.

İstanbul’dan gelmiş olmanın verdiği ayrıcalık ile nevi şahsıma münhasır, aristokrat duruşumdan etkilenmiş olan meyhaneci! Asker arkadaşımın kulağına eğilerek “arkadaş kim? ” diye sordu!

Asker arkadaşım önce bana baktı, sonra onun kulağına eğilerek sessizce “Aramızda kalsın mit’ten” deyince; bardak ağzımdayken duyduğum bu söz karşısında, belediye fıskiyesi gibi püskürtmemek için kendimi zor tutabildim!

İkide bir, Halil kardeşim isyanlarda ahhh Müjgan ah! “Aşkın etti beni nezle, burnumu sildim 32 metre bezle” Diyerek adabı erkân gözetmeden kadehlerin dibine dibine vuruyordu!

Efendim bu Müjganın hikayesine gelince; bir önceki akşam komşu köyde bir düğün vardı. Biz yine dört arkadaş, düğünün olacağı köyden bir başka arkadaşın davetlisi olarak o düğünde bulunmuştuk.

Halil arkadaşımız orada Zeyna nın ikizi! Güçlü kuvvetli irice bir kıza, görür görmez yıldırım aşkı ile tutuldu! Bizim Halil ise Aydemir modundan biraz hallice.

Bu arada meyhaneci “mit” adını duydu ya; lakerdadan haydariye, kavun, peynir, manda yoğurduna, narlı patlıcan salatasından, portakallı ördeğe. Ara yiyecekler olarak sıcaklardan… Can ciğer kuzu sarması, ızgara köfte ve yoğurtlu biber dolması, su katılmamış dere otlu üzerinde halis muhlis zeytinyağı gezdirilmiş, içinde küt kesilmiş hıyarı ile cacık, üzerinde sarımsaklı yoğurt gezdirilmiş patlıcan kızartması, hafif ızgarada pişmiş tereyağlı sulu mantar (suyu füüüüb diye içilenlerden) vallahi dostum sen bu işi biraz abarttın mı ne?

Asker arkadaşım bana çaktırmadan göz kırpıyor “bozuntuya verme bunlar beleş”

Meyhanecinin ikinci şube takıntısı mı varmış ne:))

Meyhaneci gitti geldi kulağıma fısıldayarak bana hep sorular sordu! Hani ben mit’tenim ya kimse duymasın hesabı!

Allahtan, ikinci şubeden babamın çok yakın bir arkadaşı vardı. Onun anlattığı tüm hikâyeleri ben yaşamış gibi anlattım...

Ahhh Müjgan ah; aşkın etti beni nezle, burnumu sildim 32 metre bezle” :))
Düğünde Müjgan kendisine bakınca, bizim Halil kendini kenar köşeye sığdıramaz olmuştu! Düğünün sonlarına doğru Halil bizi düğüne davet eden arkadaşın kulağına eğilip ona Müjganı sordu!

- Haaa o mu? O motor yahu, köyde bakmadık çocuk, yatmadık adam kalmadı (!)

- Hıııı!

Bizim Halil dünden beri kendinde değil.

- Olur mu be kardeş? "Uleyn şrfsz! İnsan alıştıra alıştıra söyler yahu… Ne olurdu gerçeği söylemeseydin de biraz daha mutlu olsaydım!"

Bu arada asker arkadaşım, hesabı meyhaneciye zorla verdi, zaten yarısından fazlası mit’çiye ikramdı!

Önce kızdım ama sonra hoşuma gitti mit’çilik. Bakışlarım bile değişti, sarhoş bile olmadım masadan kalktığımda çakı gibi dimdik ayaktaydım! Sabaha kadar Halil’i ay ışığı altında teselli ettik.

Siz siz olun, insanların simitçi kahveci gazozcu olduğuna bakmayın. Kimin ne olduğu alnında yazmıyor! Selam ve sevgilerimle mitçi, demirci, balıkçı pardon hepsinden işte, azar azar:)) hepinize sonsuz saygılar…

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..