''Bu feryat insanlık için''

''Bu feryat insanlık için''... diyerek Prof. Dr. Münci Kalayoğlu organ bağışında tüm toplumumuzu duyarlı olmaya çağırıyor ...

Ben bu konuyla ilgili 09/11/2006 tarihinde ''Yaşamın değerini bilen yaşatır'' başlığı altında bir yazı yazarak sesimi duyurmak istemiştim..www.blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=12957

Çaresiz insanları düşündüğüm de, empati yaptığım da organ bağışının ne büyük bir nimet olduğunu hissedebiliyorum.. Görmeyene göz olmak, ömür boyu diyalize bağlanmış birini bir anda o yaşantıdan kurtarmak, sende çarpan yüreğin bir başkasında çarpmaya devam etmesi ve yapacak daha çok işleri olan insanlara yaşama şansı vermek..Özellikle de çocuklarımız için...Sanırım sevapların en büyüğüdür...Fakat önemli olan buna karar verebilmek....

Daha önce de söylemiştim organ bağışına sıcak bakıyorum diye..Aslında ben de organlarımı bağışlamak istiyorum ve bu konu da bilgiler toplamaya, güven kazanmaya çalışıyorum..Tereddütlerim, tedirginliklerim ve korkularım var....Mesela bir doktora soruyorum siz olsanız organ bağışlarmısınız..Kimi evet diyor kimi hayır....Mesela hocalara soruyorum dini açıdan günah mı sevap mı...Doktorlar gibi hocalar da kimi evet diyor.. kimi hayır...

Toplumumuzun güvenini kazanmak için öncelikle doktorlarımızın organ bağışında bulunmaları gerektiğini düşünüyorum..Örneğin sayın Prof.Dr.Münci Kalaycıoğlu bey ve diğer doktorlarımızdan organ bağışında bulunan olmuş mu?...Olmuş iseler bunları toplumla paylaşmaları, bu kampanyaya katkı için büyük destek olacağını söyleyebilirim..

Toplumumuz bu konuda yetersiz bilgiye sahip olduğu için, organ bağışında, hem dini hem sağlık yönünden güvensizlik yaşıyor....Önce insanlar dini açıdan bilgilendirilmeli...Eksik organla ahirete gidilemeyeceği düşüncesinin ne derece doğru olup olmadığı anlatılmalı ve halka güven verilmeli..

Ortalar da kulaktan kulağa, doğruluk payının ne derece olduğunu bilmediğimiz bazı bilgiler dolaşıyor..Örneğin organ bağışlayan bir insanın hastene de beyin ölümü gerçekleştiği an ''bu hastanın organları nasıl olsa bağışlanmış'' diye fişinin çekilmesi gibi...Yani yaşama şansının hastanın ve yakınlarının elinden alınması düşüncesi.. ....

Milliyet ana sayfa da organ bağışıyla ilgili haber de 2007 için "Organ ve Doku Nakli Yılı" ilan edilerek organ bağışının tanıtımı için çalışmaların, tanıtımların yoğunluk kazanacağı anlatılıyor.

Sayın Kalaycıoğlu şöyle demiş; Bugün benim ailemde organ bekleyen yok derseniz, organ bağışı olmaz. Çünkü, ne zaman sizin ihtiyacınız olacak, o zaman önemi anlaşılıyor. diyor....

Düşünün ..

Ne kadar doğru...

Bizim ihtiyacımız olsa ne günahına ne sevabına bakar tüm kalbimizle bekleriz değil mi?...

Bir de beyin ölümü gerçekleşen hastalar için yurt dışında iki doktorun karar verdiğini, bizim ülkemizde de bu şekilde olması için yeni yasalar yeni düzenlemelerin getirileceğini söylüyor.Kararların çabuklaşması ve işlerin daha kolaylaşması için iyi, güzel, hoş söylüyor da....

Fakat biliyorsunuz Türkiye' mizde herşey çok kolay su istimal ediliyor..Edildiği için de eğer çıkacak olan yasada boşluklar olursa kimsenin gözünün yaşına bakılmadan su istimal yapılma olasılığı yüzde yüzdür......Bu konuda halk arasında bir anket yapsanız tamamının evet diyeceğinden eminim.....Öyle bir yasa gelmeli ki hiç bir şekilde boşlukları olmalmalı ve su istimale mahal bırakmamalı...

Sanırım sayın yetkililerin bu konuda halkın duyarlılığını kazanmaları için daha çok çalışmaları gerekecek....

Böyle bir ihtiyaç karşısında, kimsenin çaresiz kalmaması dileğimle...