Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '07

 
Kategori
Anılar
 

Suat Sayın' ı anmak

Suat Sayın' ı anmak
 

Yanlış anımsamadıysam ‘Masqot’ markaydı radyomuz. 6 Adet büyük pille çalışırdı ve elektrik girişi bile yoktu. Berec veya Pilma Tudor pil kullanırdık bu aygıtta. Hatta bir de bu pillerin kategorik olarak ‘çelik pil’ diye adlandırılanını ele geçirdiğinizde keyfiniz daha da artardı. Nereden biliyorum, çünkü akma riski en az olan pil onlardı.

Bir zaman tek kanaldı radyo yayını. Türkiye Radyoları diye adlandırılmış ve Uzun Dalga’dan yayın yapardı. Ortalama 24.00 de yayın sona ererdi. 06.00 idi sanıyorum açılış saati de. Tek haber ve müzik kaynağımızdı çocukluğumdaki bu radyo. Yurttan Sesler Korosu’ndan tutun Beraber ve Solo Türküler, Beraber ve Solo Şarkılar, çocuk yaşta en beğendiğim müzik proğramlarıydı. Ama bunlar gece yarısı olupta elektrikler söndüğünde (Memleketimde o zamanlar büyük jeneratörlerle aydınlanma sağlanıyordu.

Akşam karardığında yanıyor, 23.00 sularında sönüyordu.) sona ermiş oluyordu. ‘Masqot’ işte o zaman benim yatak arkadaşım oluyordu.

Bu saatten sonra radyoyla ne işi olur bir çocuğun diye merak edilebilir. İlkokul 3. sınıfa kadar gaz lambasıyla ders yapan (o zaman evimizde şehir şebekesine bağlı elektrik de yoktu) bir küçük öğrenci olan ben, ders sonrası en büyük keyfim olan radyo dinlemeye devam ederdim. Üç kardeş olmamıza rağmen radyo mutlak benimdi. Türkiye Radyoları yayınını bitirince Kısa Dalga istasyonları tarardım. Kulağıma hoş gelen her müziğe takılıp dinlerdim. Çoğunlukla da arapça yayınlar olurdu. Çok beğenirdim onların müziklerini. Yayın boşluklarında ise Paul Mauriat Orkestrası ile şimdi anımsayamadığım bir orkestra ile daha ‘hafif müzik’ adı altında sunulurdu. Sonraları James Last Orkestrası da dahil oldu bu hafif müzik programlarına.

Gündüzleri okula gidip gelirken çay bahçelerinden yayılan müzikleri duyardık. Erkin Koray ve Suat Sayın’dı o seslerden de en beğendiklerim. Erkin Koray; Fessupanallah, Komşu Kızı, Arap Saçı, aklımda kalanlar. Diğeri yani Suat Sayın...

Suat Sayın yaşamımın sonralarında da hiç unutamayacağım bir ses oldu ve gönlümdeki unutulmazlarda yerini aldı. Onun; Umut, Yolcu ile Arabacı, Baktığım Aynalarda ve İntizar bir çırpıda anımsayabildiklerim. Müzikle ilgili zevklerim, beğenilerim gelişti ve değişti. Ama Suat Sayın’ı bu çizginin dışına taşıyamadım. Platonik aşklar dönemimin tek tesellisiydi belki ondan, onun kadar güzel bir kadife erkek sesi anımsamadığımdan belkide.

Daha sonraları bu seslere Kutlu Payaslı ve Mihriban Sayın dahil oldular. Yani bu üç ses benim olağan müzik tutkumun ayrıcalıklı isimleri oldular.

Suat Sayın vefat etti, biliyorum.

Gecikmiş bir yazı, onu da biliyorum. Ama benim ona çocukluk yıllarımdan ve ilk aşık olduğum günlerden bir vefa borcum vardı. Çok eski sayılabilecek ve onu unutmayan bir dinleyicisinden saygıyla ve rahmetle anma yazısıydı bu blog...bir borç ödeme, bir teşekkür yazısı yani...

Hiç aklımda yokken bana bu yazıyı Doğan Hızlan yazdırdı. Ender zamanlarda açtığım bir kanal, kanal24 te Suat Sayın anılıyordu ve ilk Doğan Hızlan’ı gördüm, ‘intizar’ı anlatmaktaydı.

Foto: http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=203732

 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..