Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '07

 
Kategori
Kent Tarihi
 

32 yıl sonra

32 yıl sonra
 

Yıllar ne büyük bir hızla geçiyor. Geçen yıl yazdığım bir yazıda sözetmiştim (1): “Mustafa Kemal’in konuşmasını yaptığı Türkocağı binası daha sonra Halkevi olarak kullanıldı. Lise yıllarında Halkevinin salonunda bir münazaraya katılmıştım. Kalabalık bir izleyici topluluğu karşısında uzayda canlılar olduğunu savunup kazanmıştık. O binanın içine bundan başka girdiğimi anımsamıyorum ama İnebolu’da olduğum zamanlarda hep dışından görürdüm.”

O binaya en son girdiğim yılı hesapladım, o zaman Lise 2’de olduğuma göre 1975’de... 25 Ağustos 2007 günü, şapka bayramının ardından o binaya girdim, 32 yıl sonra... Atatürk’ün balmumu heykeline bakmak için girdiğim binada tanıdık bir salon eski yıllara götürdü (2).

32 yıl önce Lise’de bir münazara yapılmasına karar vermişlerdi. Lise 2’nin Fen ve Edebiyat sınıfları yarışacaktı. İnebolu Lisesi 6 sınıflı bir okuldu, her sınıftan ikişer tane olunca Lise 2’nin birer Fen ve Edebiyat sınıfı vardı. Münazara konusuna kimin karar verdiğini anımsamıyorum. “Uzayda bizden başka canlılar var mıdır, yok mudur” konusunu tartışacaktık. Fen sınıfı olarak bize düşen “uzayda bizden başka canlılar vardır” tezini savunmak olmuştu.

Küçük bir yerde bilim-kurgu konusunda araştırma yapacak kaynaklar bulmak hiç de kolay olmamıştı. O yıllarda çok popüler bir kitap vardı Erich von Daniken’in “Tanrıların Arabaları”... O kitap bizim için çok önemliydi ancak bulamıyorduk, kitapçılarda satılmıyordu, okulun kütüphanesinde ve İnebolu Halk Kütüphanesinde yoktu. Sonunda başka sınıftan bir arkadaşta kitabı bulduk. O kitap konuşmalarımızın ana temasını oluşturdu. Günlerce grubumuzla kütüphanede çalıştık. Münazara günü ellerimizde konuşma metinlerimizle Halkevinin büyük bir salonunun sahnesindeydik. İki grup salonun iki tarafındaki masaların çevresinde oturmuştuk, salon okulumuzdan gelen taraftarlarımızla dolmuştu. Onlar bizden daha heyecanlıydılar. Sahneden baktığımda, viran bir salon anımsıyorum. Salonda sandalyeler mi vardı, yoksa sıralar mı vardı onun farkında değilim ancak salonun arkasında ayakta bekleyen arkadaşların elleriyle süreyi işaret etmeleri gözümün önünde. 32 yıl sonra o salona girdiğimde, çok değişiklikler olsa da tanıdık bir ortamla karşılaştım. O zaman kocaman diye düşündüğüm sahne o kadar büyük değilmiş. Salonun viran görünümü gitmiş, çok güzel döşenmiş bir salon vardı karşımda. Çok şey değişse de oradaki hava 32 yıl öncekiyle aynıydı. O günkü heyecanım şimdi boğazımda bir düğüm olmuştu.

1975 yılının 16 yaşındaki öğrencileri, İnebolu’nun üst düzey yöneticileri ve öğretmenleri karşısında kıyasıya bir yarış yapmışlardı. O öğrencilerin hepsi daha sonraki eğitim yaşamlarında başarılı olmuşlarsa, o zamanın eğitimcilerinin eğitimin içinde ders dışı aktivitelerin önemini kavramış olmalarının katkısı çok büyüktür.

O gün münazarayı kazanmıştık. O binanın denize dik sokağa çıkan kapısından gururla çıkarken sonraki 32 yıl boyunca hiç içeriye girmeyeceğimi bilmiyordum.

Fotoğraf: İnebolu Türkocağı Binası Konferans Salonu (25-8-2007)

(1) Atatürk’ün şapka devrimi konuşmasını yaptığı bina: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=13483
(2) İnebolu’da Atatürk’ün balmumu heykeli: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=59673

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..